"yine bir cumartesi günü beni sonsuz beklentimden kurtardığında kocaman bir gülümsemeyle kapıyı açmıştım. kendimi kollarına bırakmıştım, sımsıkı sarılmıştık ve kalp atışlarımızı hissedebilmiştik.
o gün kafası karışık görünüyordu, endişeyle ona ne olduğunu sorduğumda sonra anlatacağını söylemişti.
yemek yemiştik, birbirimizi güldürmüştük ve birbirimize sarılarak bir yürüyüşe çıkmıştık. soğuk havada birbirine tutunmuş ellerimiz ısılarını paylaşıyordu. karlı yolda ayak izlerimizi beyaz örtüye bırakırken bir anda bana dönmüştü ve ellerimi tutmuştu. merakla ona baktığımda ağzından çıkan kelimeler beni tepeden tırnağa ürpertmişti.
'senden bir çocuğumun olmasını istiyorum.'
sesimin titremesine lanet olsun ki engel olamamıştım. ona böyle bir şeyin imkansız olduğunu ve bunun için iyi bir zaman olmadığını söylemişti günahkar ağzım. onun benden tek isteğini o zaman böyle yok etmiştim. sonsuzluğun karanlık kollarına bırakmıştım bir çocuk dileğini.
gerçeklerle kalbinin parçalara ayrıldığını hissetmiştim o an, neden böyle demiştim ki? ağzım kopsaydı da demeseydim, belki asker kampındayken bebeğimizin olma düşüncesine tutunup hayatla barışık kalıyordu, diye düşünüp kendimi paralamıştım.
yine de üzüntüsünü saklamaya çalışmıştı, bininci kez. beni kara doğru itmişti ve üstüme çıkmıştı. beni gıdıklamaya başladığında bırakması için yalvarsam da bırakmamıştı. kahkahalarımız birbirine karışmıştı.
ta ki ben hıçkırarak ağlamaya başlayana dek.
bulunduğumuz dünyanın acımasızlığına o kadar içli ağladım ki, bu sefer onun hıçkırıkları da katılmıştı benimkilere.
yağan kar suratımızda erirken ve kirpiklerimizi daha da ıslatırken tek düşündüğümüz şey birbirimizden ayrı düşme ihtimaliydi.
sahi, tanrı iyileri alırmış yanına, hyeya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hyeya ;; seulrene
Fanficson seungwan gittiği sahilde bir intihar notu bulmuştu ve hayatı tamamen değişmişti.