1: Çıkmazları Sarsan Adımlar

24K 1K 2K
                                    

Dikkat! Lütfen birinci kitabı bitirmeden bu kitaba başlamayın, aksi halde spoiler yiyebilir ve kurgudaki yanlış sıralamayla kafa karışıklığı yaşamanıza sebep olabilirsiniz.
(Birinci kitabın tamamı basılı eser halindedir.) 

Güzel birkaç şarkı bırakıyorum:

[Ayça Özefe- Yıkılmam Asla,  Sezen Aksu - Düş Bahçeleri]

[Ayça Özefe- Yıkılmam Asla,  Sezen Aksu - Düş Bahçeleri]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

B ö l ü m 1:

ÇIKMAZLARI SARSAN ADIMLAR


Dikenli yollarla kaplı olduğunu zannediyorduk hayatın.

Ne büyük uçurumlara bizi sürükleyip tam kıyısında yakamızı bıraktığını... Bir adım sonrasının karanlıktan başka bir çıkışı olmadığını bile bile bizi ne çok sınadığını... Ne acımasız olduğunu. Ne hırçın mücadelelerle bize yaşama savaşı verdirdiğini, ne gaddar bir hisle ruhumuzu sarstığını... Korkunç bir kader çizgisini takip edip yolun sonu meçhule varınca ondan ne çok nefret ettiğimizi... Ne çok "zannediyorduk" hayatı biz.

Her şeyin bir hiçlik olduğunu yeni anlıyordum oysa. Bunların hiçbirini hayatın yaptığı yoktu. Hayat oturur ve yalnızca bizi uzaktan seyrederdi.

Çünkü dikenli yolları önümüze seren de sonra hiç düşünmeden bizi o yollara zalimce iten de insanlardan başkası değildi, olamazdı. Kalbim geçmişin kırıklıklarıyla dolup taşmışken göğüs kafesimi parçalamasın diye korkarak avuçlarımı bastırırdım tenime. Bu kırıkları içime hapseden de o zalim insanlardan başkası değildi.

Yürüdüğümüz yolu yokuşa çeviren de güllerimizi soldurup bizi dikenlerine mahkûm eden de insanlardı. Hayatı suçlamak şimdi fazla acımasız geliyordu kulağıma... Bunu ihaneti tadınca fark edebilmiştim.

İnsanların ruhumuzda bıraktığı acıların hesabını hayattan soramazdık. Hayatımızı mahveden kalpsiz birkaç faniden başkası değildi.

İnsanların birbirine yaptığı kötülüğü hayat hiçbirimize yapamazdı, ne yazık ki öğrenmek zorunda kalmıştım. Aylardır yaşadığım cehennem azabından farksız günleri düşündüm. Mazinin içimde kabuk tutan yarasını kanattım. Bana ihanet eden her göze ardıma dönüp bir kez daha baktım. Kalbim, kötülükleriyle bir kez daha kırılacak gibi oldu fakat onu usulca susturdum. Varlığından habersiz olduğum böylesi bir zulmü bana yaşatan herkesten hesabını soracaktım ve bunun adı intikam değil, yeniden doğmak olacaktı.

Çünkü ben, korkusuyla bir başına bıraktıkları, karanlıkta umutsuzluğa terk ettikleri Rüzgâr'ı bambaşka bir kadına dönüştürmüştüm. Ve bugün onlara kiminle savaşacaklarını ispat etme günü olacaktı.

Yeniden doğduğum gün olacaktı.

"Rüzgâr Ulu."

Tok bir ses adımı soğuk hastane koridorunda seslendiğinde donuk telaffuzun yankısı duvarlara çarpıp kulağıma ilişmeden önce ayağa kalkmıştım. İlk adımım pek de sağlam sayılmazdı, bir anlığına bocaladığımı hissettim. Fakat sonraki öylesine kuvvetle geldi ki peşinden, sanki zemin ayaklarımın altına çakılmış da beni kimse olduğum yerden söküp alamazmış gibi hissettirdi. Ardından bir daha... Ve bir adım daha.

RÜZGARI YAŞAMAK (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin