"Ah hadi ama saat öğlen 12 oldu bu kadar uyumayı nasıl başarıyorsun güzelim?"
Evet, annemin o mükemmel sesiyle ve yine aynı cümleyle bir sabaha daha uyandım. Mutlu muyum? Kesinlikle hayır. Şu hafta sonları uyumak için değil mi cidden?
"Tamam kalkıyorum."
Her ne kadar istemesem de kalmıştım. Başım zonkluyordu ve bu en nefret ettiğim şeydi. Aşağı mutfağa indiğimde mükemmel bir kahvaltı beni bekliyordu. Annemi öptükten sonra masaya oturdum ve ağzıma kızarmış hamur attım. Annemin yaptığı en nefis şeylerden biriydi.
"Bugün benimle alışverişe çıkmak ister misin Alina?" diye sormuştu annem sıcak çaylarımızı koyarken.
"Alışverişi sevmedigimi biliyorsun anne. Kızlarla olurum herhalde. "
Annem kafasını sallamakla yetinmisti. Kahvaltı yapmaya devam ederken telefonum çaldı. Şu an telefonumu almaya gitmek Paris'e gidip gezmek kadar zor geliyordu. Tamam, abartmış olabilirim. Kahvaltımı yaptıktan sonra telefonuma baktım. Arayan tahmin ettiğim gibi Hazel'di. Acaba yine anlatacak neyi var diye düşündüm. Benim hayatım onun kadar heyecanlı olsa sıkılır ve kendimi öldürürdüm. Tamam, kabul ediyorum bunu da abarttım. Odama çıkıp bilgisayar koltuğuna oturduktan sonra Hazel'i aradım.
"O telefon çalınca neden hemen açmıyorsun ki?"
"Kahvaltı ediyordum ve iyiyim sen nasılsın? " dedim alayla.
"Çok önemli şeyler oldu. Bugün buluşmaya kadar zor tutacağım kendimi. "
"Buluşmada anlatacaksan neden beni şimdi aradın sarışın? "
"Heyecanlan diye tabiki. Neden arayabilirim başka? " dedi gülerek.
"Heyecandan ölebilirim şu an inanmazsın. Neyse kapatıyorum ben isim var görüşürüz. "
Saate baktım. Kızlarla 2 de buluşacaktık ve bir saatim kalmıştı. Hızlıca duşa girip çıktım. Dolabımın önüne geçip rahat bir şeyler aldım. Süslü püslü bir şekilde giyinip kasıntı bir şekilde gezmektense spor şeyler daha iyiydi. Üstümü giyindim ve saçımı kuruttum. Aynaya dikkatle baktığımda gözlerimin şiş olduğunu gördüm ve rimel sürdüm. Iyi bir çözümdü. Hazırdım.
"Anne ben çıkıyorum." dedim annemin yanağından öperek. Omuz silkti. Gerçekten ergen kızlar gibi trip mi atıyordu yani? Eğer öyleyse sonradan da gönlünü alabilirdim. "Seni seviyorum. " deyip kapıya yöneldim. Kapıyı açmamla soğuk yüzüme çarpmıştı. Kafeye kadar donmamayı umarak yürümeye başladım.