İŞERELLA VE PRENSES

7 0 7
                                    

Merhaba ben Derin,Derin Işık.18 yaşındayım ve yarın 19 yaşımı kutlamak üzere pikniğe gideceğiz.Heyecanlı mıyım?Tabiki,ama heyacanlı olduğum şey doğum günün değil.Annemin ve babamın bir haftadır;

"sana öyle bir müjdemiz var ki bitanem.Hayatın boyunca alabileceğin en güzel doğum günü hediyesi ağzımdan çıkan bir kelime olacak!"demesi beni sorulara daha doğrusu bir tane soru beni boğuyor;

Acaba süpriz ne?

Acaba süpriz ne?

Acaba süpriz ne?

SABAH SAAT:08.47
Gözlerimi açtığımda telefonun alarmını kapatıp,Suna'ya bir GIF gönderdim;

47 Gözlerimi açtığımda telefonun alarmını kapatıp,Suna'ya bir GIF gönderdim;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çevrimiçi... Yazıyor...

Kıkırdadım ve kalkıp terliklerimi giydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kıkırdadım ve kalkıp terliklerimi giydim.Banyoya giderken o hala birşeyler yazıyordu.Onunla çok yakın arkadaştık.Arkadaştan öte,Kardeştik.

Bir yandan yazdıklaına cevap veriyor,bir yandan dişlerimi fırçalıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir yandan yazdıklaına cevap veriyor,bir yandan dişlerimi fırçalıyordum.Onu neden " İşerella" diye kaydettiğimi merak ediyorsunuzdur.O bizim tanışmamızdan kalan bi hatıra aslında.Onunla tanışma hikayemiz gerçekten TUHAF.

17.03.2006
Küçük Derin,ilk defa okula gideceği için kıpır kıpırdı.Karnında kelebekler uçtuğunu hayal ediyor,ve kendi kendine gülüyordu.Üstüne tatlı bir tulum giyip,saçlarını örmesi için annesinin yanına gitti.Annesi Nermin Hanım bir yandan kızının ne kadar büyüdüğünü düşünüp duygulanıyor,bir yandan da minik Derin'in yumuşacık saçlarını örüyordu.Derin'e göre kendisi çok güzel olmalıydı,aynı bir PRENSES gibi.Prenseslere bayılıyordu.Odasının her yanı prensesler ile kaplıydı.Annesi ve babasıyla sürekli "prensescilik" oynardı.O günde prensesli çantasını alıp,prenses adımlarıyla arabaya doğru yürüyordu.Onun böyle yürümesi,Nermin Hanım'a ve Murat Bey'e çok tatlı geliyordu.
Arabaya ulaştığında babası koşup kapısını açtı minik Derin'in."Buyrun Prensesim."deyip göz kırptı minik Derin'e.Derin bindi.Ve okula yol aldılar.

Okula ulaştıklarında minik Derin'in karnındaki kelebekler gitmişti.Heyecanlı değildi,korkuyordu.Ya onu beğenmezlerse,hiç arkadaşı olmazdı.Herkes onunla dalga geçerdi.Ve en önemlisi,SINIFIN PRENSESİ OLAMAZDI.Arabadan indi,yavaşça prenses adımlarıyla okula girdi.Kapıda bir öğretmen onu bekliyordu.Çok güzel bir kadındı.Onu ilk görüşte sevmişti.

"Merhaba Deriin!İsmin Derin'di öyle değil mi?Minik Derin kafasını salladı.Annesi ve babasına el salladı.Bunu daha önce konuşmuşlardı.El sallayıp içeri girecekti,annesi ve babası onu bekleyeceklerdi.Ağlamak yoktu,çünkü prensesler ağlamazdı.

Derin içeri girdikten sonra tualet izni aldı ve tualete girdi.Orada,en köşede ağlayan bir kız vardı.Kız çok güzeldi,ama kokuyordu.Altına kaçırmıştı!Minik Derin hiç çekinmedi.Yanına gitti ve,

" Merhaba senin ismin ne?"
"B-ben Suna" dedi titrek sesiyle kız.
"Altına mı kaçırdın?" dediğinde kız daha çok ağlamaya başladı.Derin düşündü.O olsa oradan kaçardı,Suna neden kaçmamıştı?
"Buradan gitmek istiyorsun demi?" diye sordu Minik Derin.Küçük Suna Utangaç bir şekilde kafasını salladı.Ve Derin'in kafasına prenseslere pek yakışmayan bi fikir geldi.

"Buradan gidelim mi?" diye sordu Derin.Minik Suna kafasını kaldırdı ve gülümsedi.Çok güzel gülümsüyordu.Suna,"evet"anlamında Kafasını sallayınca Derin çantasındaki hırkayı Suna'ya uzattı.
"Bunu beline bağla,gözükmesin" dedi.Suna beline bağladı ve öğretmeninin yanına gittiler.Derin,"öğretmenim burnum kanadı az önce annemin yanına gidebilir miyiz?diye sordu.Öğretmen yani Meral Hanım,"Neden kanadı,şimdi iyi misin,sık sık oluyor mu bu burun kanaması!?"diye sorunca kafasını salladı."Tamam fıstık,seni götüreyim annenin yanına"deyip ayağa kalkınca Suna ile yürümeye başladılar.

Meral Hanım,"Nermin Hanım Derin'in burnu kanamış,sık sık olduğunu söyledi.Bir doktora göstermenizi tavsiye ederim" deyince annesi minik Derin'e bir uyarı bakışı attıktan sonra,"tamam,teşekkürler.Kusurumza bakmayın."dedi ve arabaya doğru yürümeye başladılar.Suna tam bir adım daha atıyordu ki Meral Hanım "sen nereye ufaklık?" dedi gülerek.Bunu duyan Minik Derin,korkuyla arkasına döndü.Plan işe yaramamıştı!Annesine,"anne suna bizimle gelmeli yemin ederim bu çok önemliii!!nolur anne!Sana söz 1 hafta prensesçilik yook!"diye yalvarmaya başladı.Nermin Hanım"1 olmaz,2 hafta istiyorum"dedi gülerek.Minik Derin kafasını sallayarak"tamam"dedi.Derin'in babası arabada bekliyordu.
Suna ile birlikte arabaya binip evlerine gittiler.

Geldikten sonra Suna güzel bir banyo yapıp,kıyafetler giydi.Kendini evinde gibi hissediyordu.Oysa ki onun bir evi yoktu.O yurtta kalıyordu.



Herkese Merhaba!!
Hikayemi beğendiyseniz yorumlarda belirtebilirsiniz.Kimse Okumaz ama ben yinede yazıyorum,

SİZ ÇOOOOOK SEVİYORUUM!!!
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

ORMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin