AfriCa × TaeKook✔

10

_

│Jeongguk│

Her sabah, son üç aydır rutin haline gelmiş bir şekilde Kim Holding'e gidip geliyordum. Bundan iki yıl önce mezun olur olmaz birçok şirkete CV'mi göndermiş ve sonunda hayran olduğum ve ülkece tanınan yardım sever Kim Taehyung'un asistanı olarak işe başlamıştım.

Kim Taehyung'u ilk haberlerde sonrada üye olduğum bir barınağa yaptığı destek ile daha iyi tanımıştım. Üye olarak, gönüllü çalışmayı kabul etmiş ve o gün ilk kez Bay Kim'i görmüştüm. Karamel rengindeki saçı güneşte parlıyor ve benim ona saatlerce bakma isteğimi ortaya çıkarıyordu.

"Günaydın Kook!"

Masasından bana doğru seslenen Seulgi'ye bakıp gülümsedim ve ona karşılık verdim. Kendi odama ilerlerken aynı zamanda anahtarı da cebimden çıkarıyordum. Kişisel odaların anahtarları vardı ve ben şirketteki bu kuralı çok seviyordum. Anahtarımı kullarak içeri girdiğimde koltuğumda oturan Jiyeon'u görmem bir oldu. Kaşları çatılırken neden bu denli bir saygısızlık yaptığını merak ediyordum. Sonuçta burası artık benim odamdı ve kişisel alana saygı diye bir şey vardı.

Ama sanırım Jiyeon'da böyle bir şey yoktu.

"Vay, yeni asistanımız da geldi. Ama iki dakika geç kaldın Kook.. Bunu Bay Kim'e bildirmemi ister misin?"

"Odamdan hemen çık Jiyeon."

"Bayan'a noldu?"

"Tuzla buz oldu. Kalk git hadi."

Yavaşça koltuğumdan kalktığında yukarı doğru çekilen kırmızı mini elbisesine kısa bir bakış attım. Evet, şuanda kırmızıdan soğmuştum. İnce bir ipin üzerinde yürüyormuş gibi bana doğru yaylana yaylana gelirken suratımı buruşturmuştum.

Bence ben yine iyi dayanmıştım.

Başka biri olsa, fazlasıyla açık olan göğüs dekoltesinin içine kusmuştu. Burnuma yoğun gelen şekerli parfümü ile ne hissedeceğini düşünmeden burnumu tuttum. Benim astımım vardı ve bu lanet koku beni boğuyordu.

"Ah, kötü mü kokuyorum?"

"Lütfen, odamdan çıkın artık. Ve bir daha izinsiz girmeyiniz. Hem,"

Kaşlarımı çattım ve ona sert bakışlarımı attım. "Kovuldun be sen buradan! Hangi yüzle daha buradasın anlamıyorum ki? Çık git, odamı havalandıracağım. Ne kadar burada kaldın ki? Her yere yayılmış çirkin parfümün."

Hızla camlarını açarken bir andan da elimdeki dosyalarla yelpaze yapıyordum. Hala çirkin kırmızı elbisesiyle kapımın orada dikildiğini gördüğümde göz devirdim. "Ya Jiyeon, bi' git tanrı aşkına! Burnumun direği kırıldı şimdi bayılacağım şuraya."

"Seninde ne hassas burnun varmış! Herkes benim kokuma deli olur! Bay Kim bile, bana çok güzel koktuğumu söylerdi!"

Elimde salladığım yelpaze Bay Kim'i duymamla durmuş ve nefesimi tutmuştum. Bay Kim'le Jiyeon'u o derecede yan yana görmek göğsümde küçük bir sızıya neden olsada nefesimi kısa bir süre bile tuttuğum için fenalaşmış ve öksürmeye başlamıştı. Hızla çantamdan çıkardığım ilaçla dudaklarıma dayayıp genzime temiz havayı çekmiştim.

"Sen iyi-"

"Çık git lan odamdan!"

Yerinde sıçarayıp hızla odamı terk ettiğinde elimdeki ilacımla birlikte masamın yanına çökmüştüm. Hala devam eden nefes darlığım ve hala gitmek bilmen parfüm kokuyla gözlerim dolarken sırtımı duvara yaslamıştım. Bacaklarımı kendime çektiğimde akan gözyaşlarımı fark etmiyor ve ellerimde ki titremeyi yok etmeye çalışıyordum.

"Hey, Jeongguk?"

Seulgi'nin ince sesini duyduğumda hemen gözyaşlarımı silip ayağa kalkmıştım. "Efendim?" Yanıma ilerledi ve elini alnıma koydu. "Yüzün kızarmış. Az önce Jiyeon'u giderken gördüm. Seni rahatsız etmedi değil mi?"

Kaşlarım çatılırken dudaklarımı büzdüm.

"Odamın kilitini değiştirmek istiyorum!"

Seulgi gülüp saçlarımı karıştırdı ve bir çilingirci çağıracağını söylemişti. Odamdan çıkarken de kapıyı kapatmıştı. Koltuğuma oturduğumda bakışlarım yan odaya kaymıştı. Orası kilitli tutuluyordu ve bunu özellikle Bay Kim emretmişti. Kimsenin odasına girmesini istemiyordu. Anahtar sadece Seulgi de vardı.

Bay Kim ile normal olmayan asistan-patron ilişkimize kafa bile yormak istemiyordum.

Çünkü eğer bir kere düşüncelere dalarsam, bir daha çıkamayıp hatta boğulup gideceğimin garantisini bile verirdim.

Bu nedenle, tıpkı ağır kokulu ve tozlu ortamlardan uzak durduğum gibi Bay Kim ile olan ilişki karmaşıklığımızdan da uzak duracaktım.

Ve bu konu nereye kadar böyle devam edecek, en ufak bir fikrim bile yoktu.

_