Umut Evi

14 3 0
                                    

Sabah alarm çaldığında gözlerimi zar zor açıp alarmı kapattım gece fazla uyuyamamıştım . Yataktan kalkıp banyoya yöneldim ılık bir duş alıp toparlanacaktım ancak aynada kendime baktığımda içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim . Gözyaşım gözümden aşağı süzülürken halen aynaya bakmaya devam ediyordum çok zayıflamıştım ayakta durmaya gücüm yoktu biliyordum ama buna rağmen ayakta durmaya çalışıyordum. Sonra gözüm aynadaki yansımamda saçlarıma kaydı  çok uzamışlardı . Banyodan çıkıp koşarak makası almaya mutfağa girdim. Makası alıp tekrar banyoya döndüm . Aynanın karşısına geçip saçlarımı kesmeye başladım bir yandan ağlıyordum belki böyle daha iyi olur diye düşündüm artık onlarda bir yüktü bana yükümün bir kısmından kurtulmaya çalışan zavallı bir insandım . Yaklaşık on beş dakika kadar banyoda oyalandıktan sonra odama döndüm kıyafetlerimi giyip bavulumu hazırlamak için çıkardım . Kış mevsiminde olduğumuz için kazaklarımı ve ceketlerimi yerleştirdim kişisel eşyalarımı aldıktan sonra geçen gün aldığım mumları ve ışıkları da çantama yerleştirdim . Sanırım artık gitme vakti gelmişti, bütün hastalar bugün yerleşecekti kliniğe. Evime güzel bir şekilde baktım içimde bir his vardı anlayamamıştım ağlamaya başlamadan evden çıktım.  Gitmeden önce Asiye abla ile vedalaşacaktım bir taksi çağırıp onun kapısında belirdim. Kapıyı çalıp açmasını bekledim yine her zamanki gibi hızlıca açtı önce şaşkınlıkla yüzüme baktı anlamıştım neye şaşırdığını anlamıştım kendimi zorlayarak gülümsedim . " A-Alara saçlarına ne yaptın niye kestin güzelim saçlarını." dedi  , " Şey biraz ağırlık oluyordu artık bende kestim . " biraz duraksayıp "Ben gidiyorum abla kendine iyi bak." dedim . Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum bunu anlayıp gelip sarıldı " Alara kendini üzmeyi bırak artık bir süreliğine tedavi olup geri geleceksin ." dedi  benimse diyebildiğim tek şey "Döneceğim abla." oldu . Asiye abladan ayrılıp asansöre bindiğimde Asiye ablanın bana aile olduğunu her şeyim olduğunu anladım. Asansörden inip binadan dışarı çıktığımda taksinin beni beklediğini gördüm .Taksiye binip adresi söyleyip kulaklıklarımı takıp kafamı cama yasladım. Telefonu alıp o uygulamaya girdim dünden sonra başka bir mesaj yoktu uygulamadan çıkıp babamı aramayı düşündüm ama sonra mesaj kısmına girip yazmaya başladım.

-Baba merhaba , öncelikle sana bu mesajı yazmamın sebebi hastalığım evet daha önce söyleme gereğini duymadım çünkü biliyorum çünkü ben sizin için bir şey ifade etmiyorum umurunuzda bile olmayacaktı ama artık hastalığım ilerledi sonu belki ölüm bile olabilir, o yüzden yazıyorum sana bu mesajı sadece haberin olması için sana veya karına ihtiyacım yok . Ben tedavi olmak için Umut Evi adında bir kliniğe gidiyorum doktorum istedi gitmemi her neyse bu şekilde haberin olması için yazdım kendine iyi bak .  

Ne kadar umurunda olacaktı ki merak ediyordum . Taksiciye ne kadar kaldığını sordum, yaklaşık bir saatimizin olduğunu söyledi . Başımı cama dayayıp gözlerimi kapattım hiç bir şey düşünmek istemiyordum ama kafamdaki deli sorular bir türlü durmuyordu. Yaklaşık on beş dakika sonra telefonumun çalma sesiyle gözlerimi açtım arayan babamdı mesajımı görmüş olmalıydı telefonu açarak kulağıma götürdüm . Konuşmak istemiyordum bunu oda biliyordu bildiği halde ısrarla yanıma gelmek istediğini söylüyordu sesi kafamın içinde bir uğultu halinde dönüyordu daha fazla dayanamayarak istemediğimi söyleyip telefonu kapattım. Şehirden uzaklaşmıştık , git gide evler azalıyordu her yer karla kaplıydı . Az ilerde büyük bir bina vardı Umut Evi orası olmalıydı içimi biraz heyecan birazda korku sarmıştı. Taksi  binanın önünde durduğunda kocaman tabelayı gördüm Umut Evi yazıyordu ücreti ödeyip taksiden indim . Kliniğin önünde bir kaç insan daha vardı , genellikle herkes ailesiyle gelmişti . Bahçeye girdiğimde ağlama sesleri duyuyordum az daha yürüdüğümde burada tedavi olmak istemediğini ailesine anlatmaya çalışan kızın bağırışlarını , az ileride ise tek başına oturan biri vardı içeri girmeden önce birkaç dakika onu izledim neden bilmiyorum kendimi gördüm sanki  onda bir anda kafasını çevirdiğinde hızla yürüyüp içeri girdim. Az ilerde danışma vardı oraya doğru yöneldim güler yüzlü bir hemşire "İsim soy isim alabilir miyim ? " dedi ismimi ve soy ismimi söylediğimde "Ayla hanımın onuncu hastasısın." dedi merdivenleri göstererek " Üçüncü kata çık orada seni Gökçe hemşire karşılayacak o sizin katın görevlisi bir sorunun olunca ona gideceksin eğer o yoksa ben ikinci katta olacağım listeye göre bir kaç kişi kaldı sonra burayı kaldıracaklar ondan söylüyorum." dedi "Tamam , teşekkür ederim ." deyip merdivenlere yöneldim . Üçüncü kata ulaştığımda Gökçe hemşirenin beni beklediğini gördüm " Alara Can sensin değil mi ?" diye sordu , "Evet ben Alara sizde Gökçe hemşire olmalısınız." dedim . "Evet ben Gökçe hemşire bu katta görevliyim , öncelikle klinikte ben dışında iki hemşire daha var ben olmayınca acil bir  durumda onlara gidebilirsin otuz hastamız var herkes daha yeni geldi ileri zamanlarda alışacaksınız birbirinize daha detayı konferans salonunda toplanıp açıklanacak." dedi biraz hızlı konuşuyordu anladığımı göstererek başımı salladım "Odan koridorun sonunda , çaktırma ama sanırım en güzel odayı kaptın manzarası çok güzel ." dedi  kıkırdayarak "Şanslıyım o zaman." dedim bende gülmeye çalışarak .Odamın anahtarını alarak koridorun sonuna doğru yürüdüm .Kapının önüne geldiğimde içimi biraz heyecan kaplamıştı . Kapıyı açıp adım attığımda sıcacık bir odayla karşılaştım hemen çantalarımı bir kenara bırakıp pencerenin önüne geçtim evet manzara büyüleyiciydi Gökçe hemşirenin dediği kadar vardı . Kendimi bir çıkmazın içinde gibi hissediyordum , çıkmazdan çıkmaya çalıştıkça  daha mı batacaktım bilmiyordum . Umut ederek şu sözleri tekrarladım ' GÜNÜN BİRİNDE , HER ŞEY DÜNDE KALACAK...' 


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 29, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇÖKÜŞÜN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin