Bilmiyordum kaç saatir onu hastane koltuğunda beklediğimi tek bildiğim şey onun o güzel gözlerinin şuan derin bir uykuda olmasıydı. Ne zaman uyanacagını bilemezdim elimi sıktım, onu bu halde görmek içimi karartıyordu, 'acaba şuan üşüyor mudur' diye geçirdim içimden. Yavaş bir haraket ile eline götürdüm elini, sağ elinde serum takılıy dı. Sevgilimin elini hafifçe tuttum ve zoraki gülümseyerek:
"Hawks bana sözün var unutmadın değil mi? Benimle beraber yıldızları izleyecektin bak sözünü tutmazsan küserim ama"
"..."
"Neden konuşmuyorsun? Neden bu kadar suskun olmak zorundasın? O güzel sesini duymak istiyorum hawks! Lütfen bırakma beni.."
Sonra ona doğru eğildim kafamı onun omzuna hafifçe koydum ve karşımda duran loş bir ışık yayan lambaya bakmaya başladım.
"Biliyor musun en karanlık gecede bile havada parlayan bir yıldız vardır, önemli olan bakmasını bilmektir.."
Hafifçe acı içinde gülümsedim, yüzümü onun o güzel yüzüne çevirdim. Onun gözlerinin kapalı olması içimi ayrı bir hüzne kaplıyordu ona daha fazla öyle bakamadım yavaşça kalktım ve sanki duyucakmış gibi
"Hemen döneceğim"
Diyerek odadan ayrıldım. Kim bilir içinden ne kadar acı çekiyordur diye düşünmeden edemedim, hastanenin kafeteryası'na ulaştığımda todoroki, endevor, midoriya, amcam ve all might'ı bir masada endişeli bir şekilde oturduklarını gördüm yanlarına gittim.
"İyi misiniz?"
"Ah evet sadece hawks için endişelendik" midoriyaya gülümsedim. Üzüldüğümü onlara belli etmemem gerektiğini düşünüyordum,
"Shoto-kun senin benimle gelmeni rica edebilir miyim?" Shoto düşünceli bir şekilde endevora baktı endevor neredeyse patlayacak kızgın bir küpe benziyordu shoto onu aldırış etmeden
"Tamam geliyorum" diyerek yanıma geldi. Onunla hawksın odasına neredeyse hiç konuşmadan vardık daha sonra içeriye girmesini işaret ettim oda dediğimi yaparak içeri girdi.
"Ne oldu? Trio-san" uzgunluk ile başımı yere eğdim
"Shoto-kun lütfen bana yardım et! Onun uyanmasını istiyorum"
"Bunu nasıl yapacağım?"
"Ah aslında sana öncelikle bir şey sormam lazım"
"Nedir?"
"Keigo- yani hawks ile aranızda ne varda sana böyle bu kadar soğuk?"
"Oh o konu demek ki sana onu anlatacağım"
"Çok sevinirim" hızlıca odadaki oturma koltuklarına oturdum ve yanıma gelmesi için işaret ettim oda oturunca
"Şey trio-san hawks benim abimin çok yakın bir arkadaşıydı hatta benim yerime ona bile kardeş dediği oldu, daha sonra abim ortadan kayboldu ve her yere öldü olarak bildirildi o zamandan beri bu durum yüzünden beni suçluyor ve bana karşı böyle"
"Oh anladım senin adına çok üzgünüm"
Gülümsedim, oda hafiften gülümsedi
"Peki ne zaman uyanır"
"Berki şu an bizi duyuyor trio-san çünkü bazı hastalar gözü kapalı olsa bile bilinci açık oluyor yani şu an duyup yanıt veremiyor olabilir"
"Bunu bilmiyordum gerçekten zekisin"
Yanından kalktım ve hawksın yanına giderek dağınık saçlarınıda ellerimi gezdirdim
" Keigo hadi uyan bana sözün var ve bu sözü tutmazsan seni asla affetmem beni o kırmızı kanatlarla koruyacağına yemin ettin ama bu hale gelmene hiç gerek yoktu keşke- keşke senin yerine ben burda yatsaydim." Shoto yanıma geldi ve elimi onun saçlarından çekti
"Bunu yaparak sadece kendini uzuyorsun lütfen yapma kendine bunu"
"Ama o acı çekiyor shoto ben onu böyle görmeye henüz hazır değilim." Shotoya dönerek sarıldım oda karşılık verdi. Ağlıyordum her zamanki sulu göz ben
Sonra hawksa baktım ve ağlarken gülerek
"Hawks amcamı sinir edelim mi beraber ne dersin? Hatırlıyor musun hani lunaparka gittiğimizde onu da uyurken yanımıza alıp pembe taç takıp presnes gibi makyaj yapmıştık komikti değil mi??" Kahkaha attım. Shoto bana endişeli şekilde bakıyordu
"Hatta sen bir pizzacı da sırf Taninmayalim diye kanatlarını maviye boyamaya çalışmıştın" karnımı tutarak gülüyordum sanırım şu an yaşadığım şey psikolojik bir travma gibi bir şeydi.
Shoto- "hey Hadi yeter artık trio-san"
Ben delirmiş bir yüz ifadesi ile shotoya baktım.
"Shotoo~ sence ben seni oldurebilicek kadar güçlü müyüm? Bilmiyor musun o zaman deneyelim." Ellerim ile boğazını tuttum bana korkuyla bakıyordu ve benden kurtulmak için çırpınıyordu. Psikopat gibi gülümserken
"Oluceksin shotoo~..... DUR BİR DAKİKA OLUCEKSİN" elimi hızlıca boğazından çektim. Oda yere düşerek öksürmeye başladı korkuyla ondan özür diliyordum o ise sadece tamam özür dileme sorun yok diyordu.
"Trio en komiği de sana çizdiğim bıyıklardı değil mi?" Korku ile kaskatı kesildim shoto da benden farksızdı
"Ha-hawks?!" Ona baktım hızlıca üstüne doğru koşup sıkıca sarıldım deli gibi gülüyordum çünkü mutluydum
Adam yeni uyandı gerizekalı bırak adamı
İç ses bey geri döndü sanırım her şey eskisi gibi olucak
Aynen öyle kanka
Hawksın yanağına öpücük kondurdum
"Beni biraksaydin var ya!" Diye söylenmeye başladım hawks bana bakarken elini kulağına götürdü ve kapattı bana sanırım şimdi öldüm bakışları attı bende ona evet şimdi öldün benden asla kaçamazsın
Oda bana senden kaçmak isteseydim uyanmazdim bakışı attı bende ona çok biliyorsun sen gostericem sana bakışı atınca sustum bakışı attı bende aferin adam ol bakışı attım
"İki saatir bakışıyorsunuz farkındasınız değil mi?"
Shotoya döndüm ve gülümsedim
"Onu nasıl oldurucegimden konuşuyorduk"
Hawks- "ölmek için daha çok gencim" yorganı başına kadar çekti ve küçük bir çocuk gibi kikirdadi aslında o benim için hep 6 yaşında bir çocuk gibi kalicakti nasıl olsa o kırmızı kanatları beni korumaya yemin etmişti değil mi?
Ayyy ilham yoktu beee valla gomen arkadaşlar jdbffmffbdnmsak inş beğendiniz ama bundan sonraki bölümlerde gülerken olebilirsiniz udndndksk çünkü komik yapmayı düşünüyorum ve bok gibi gittiğinin de farkına varınca düzeltmeye karar verdim ehehehe :'> neyse sayanora arkadaşlar yazar Chan kaçar U3U öpüldünüz bayyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘬𝚤𝘳𝘮𝚤𝘻𝚤 𝘒𝘢𝘯𝘢𝘵𝘭𝚤 𝘒𝘢𝘩𝘳𝘢𝘮𝘢𝘯❤︎ (Bir Süreliğine Ara)
Fanfiction𝐛𝐮 𝐛𝐢𝐫 𝐲𝐨𝐤 𝐨𝐥𝐮𝐬̧ 𝐦𝐮𝐲𝐝𝐮? 𝐲𝐨𝐤𝐬𝐚 𝐲𝐞𝐧𝐢𝐝𝐞𝐧 𝐯𝐚𝐫𝐨𝐥𝐮𝐬̧𝐮𝐧 𝐡𝐢𝐤𝐚𝐲𝐞𝐬𝐢 𝐦𝐢𝐲𝐝𝐢? 𝓸 𝓴𝜾𝓻𝓶𝜾𝔃𝜾 𝓴𝓪𝓷𝓪𝓽𝓵𝓪𝓻 𝓫𝓲𝓻 𝓴𝜾𝔃𝜾 𝓴𝓸𝓻𝓾𝓶𝓪𝔂𝓪 𝔂𝓮𝓽𝓮𝓻 𝓶𝓲𝔂𝓭𝓲?