aizawa senseinin durumu iyiydi buna çok sevinmiştim, herkes bu saate uyuduğu için kimsenin haberi yoktu zaten olmaması daha iyiydi. aizawa senseinin sırtını sarmıştı şifacı kız neyseki çok derin değildi yara aizawa senseiye bakarak "şey aizawa sensei borcunuz mu vardı da o adam size öyle davranıyordu?" bunu dememle kafasını salladı "benim kimseye borcum falan yok ama adam beni dinlemiyor neyse sen bunları düşünme gidip yat sabah ilk ders benim dersim geç kalamanı istemem" hafifçe gülümsedi elini yumruk yapıp havaya kalldırarak "ortak" şaşırdım ama bir yandan sevinerek kaldırdığı eline hafifçe yumruk attım.
***** "has gene geç kalıcam" evet her zamanki gibi geç kalkmıştım ve derse sadece 3 dakika vardı hızlıca formaları giymeye başladım saçımı bir iki kere tarayıp odamdan hızlıca çıktım. koşarken gözlüğümü almayı unuttuğumu fark ettim bir iki defa sessizce küfrettim ama geri dönmeye vaktim yoktu bugünümüzü de gözlüksüz geçirecektik mecbur. sınıfa girmeden önce aizawa senseinin sınıfa doğru yürüdüğünü gördüm, ondan önce yetişmek için daha da hızlı koşmaya başladım ama hocanın hızına yetişmem imkansızdı ve ondan sonra girmek istemiyordum aklıma bir şey geldi tek çarem buydu artık maksimum hızda koşuyordum duvara atladım ve oradanda sınıf kapımızı hedefleyerek oraya doğru sıçradım tam kapıyı tutuyordum ki kapı birden açıldı ve bizim kızgın kirpinin üstüne bodoslama düştüm. "ne yapıyon lan değişik kız amacın ne?" üstünden kalktım. "özür dilerim kızgın kafa ama sınıfa atlıyordum önüme çıkmasaydın olmazdı" onunla ilk defa böyle konuşmuştum biraz şaşırdı ama hemen kendini topladı, herhalde gözlüksüz olmanın özgüveni diye düşünüp bakugou nun arkasındaki masaya oturdum. ben yerime geçtikten sonra aizawa sensei sınıfa girdi ne kadar şanslıydım yaşasın halime şükrediyorum bana baktı ve gözlüğümü görmeyince birazcık şaşırdı "günaydın 1-a sınıfı kahramanlık kostümlerinizi giyip bahçeye çıkın, trio sınıfta kal" birazcık şaşırdım ama kafamı salladım ben dışında herkes sınıftan ayrıldı aizawa sensei yanıma gelerek "sana iyi bir haberim var" kafamı ne der gibi salladım "şu staj hakkında birisi seninle çalışmak istiyor" gözlerim parladı "bu harika bir şey sensei" diyerek o anki neşeyle hocama sarıldım sonra kime sarıldığımı hatırlayarak geri çekildim "peki kimden?" "dışarıda bekliyor gidip bakabilirsin, işin bittikten sonra kostümünü giyerek bahçeye in" kafamla onaylayarak okulun kapısına doğru yürümeye başladım. "ha bu arada" aizawa sensei ye döndüm "sınıfa geç kalmamak için yaptığın haraketi görmedim değil cidden güzel bir taktikti" gülümsedim ve önüme dönüp yürümeye devam ettim. kapıya ulaştığımda kırmızı kanatlar gördüm. o olabilir mi diye düşündüm ve beklediğim gibi hawks buradaydı ne yani beni yanına mı almak istiyordu? bu olabilir miydi? "merhaba" dedim, bana döndü ve gülümseyerek "selam" diye karşılık verdi. ona bakmaya devam ederek "beni neden yanına istiyorsunuz? deku todoroki gibileri varken?" gülümsedi "seni gördüğüm ilk an neredeyse ezilmek üzereydin seni kurtardıktan sonra kaçıp gidersin diye düşündüm ama öyle olmadı sen kahramanlık kostümünü giyerek bir arkadaşınla buraya yardıma gelmiştin, sonra özgünlüğünün çöküntü olduğunu gördüm. cidden orada savaşmanla ne kadar çok cesur olduğunu anladım." ellerini kaldırdı "gözlüksüz bile iyi bir iş çıkarırsın bence" gülmeye başladım "severek sizinle çalışırım" hafifçe eğildim "benim için onurdur" oda gülmeye başladı "seni bugün derslerinde izleyeceğim" "hai hai efendim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘬𝚤𝘳𝘮𝚤𝘻𝚤 𝘒𝘢𝘯𝘢𝘵𝘭𝚤 𝘒𝘢𝘩𝘳𝘢𝘮𝘢𝘯❤︎ (Bir Süreliğine Ara)
Fanfic𝐛𝐮 𝐛𝐢𝐫 𝐲𝐨𝐤 𝐨𝐥𝐮𝐬̧ 𝐦𝐮𝐲𝐝𝐮? 𝐲𝐨𝐤𝐬𝐚 𝐲𝐞𝐧𝐢𝐝𝐞𝐧 𝐯𝐚𝐫𝐨𝐥𝐮𝐬̧𝐮𝐧 𝐡𝐢𝐤𝐚𝐲𝐞𝐬𝐢 𝐦𝐢𝐲𝐝𝐢? 𝓸 𝓴𝜾𝓻𝓶𝜾𝔃𝜾 𝓴𝓪𝓷𝓪𝓽𝓵𝓪𝓻 𝓫𝓲𝓻 𝓴𝜾𝔃𝜾 𝓴𝓸𝓻𝓾𝓶𝓪𝔂𝓪 𝔂𝓮𝓽𝓮𝓻 𝓶𝓲𝔂𝓭𝓲?