Parti bittikten sonra insanlar dağılmaya başladı ben hala oturduğum yerden kalkmıyordum.
En son aizawa senseiyi,setrec mici ve all might'ı gördüm. Yanlarına gittim aizawa sensei bana merakla bakmaya başladı,
"Şey aizawa sensei"
"Dinliyorum"
"Size partide hediyenizi verememiştim kendi ellerimle vermek istedim" bana bakıyordu bende ona bakarak arkamdaki kediyi çıkardım. Ve ona doğru uzattım şaşırmıştı
"Şey kedileri çok sevdiğinizi biliyorum bu yüzden size kedi sahiplendim, lutfen kabul edin" elimdeki kediyi aldı ve kediye bakmaya başladı kedide ona bakıyordu en son aizawa
"İsmi varmı?"
"Siz koyarsınız diye koymadım"
Biraz düşündü ve
"Adı shadow olsun o zaman"
Gülümsedim
"Bu çok güzel bir isim"
Setrec mic ağzı açık bizi izliyordu
"Sen kedileri seviyor muydunnnnnnn aizawaaaaaaaaaa" bağırıyordu bu haline güldüm, all might da başıyla onaylayarak
"Cidden senin kedi sevdiğini bilmiyordum."
Onlar öyle konuşurken onları bozmak istemediğimden yanlarından yavaşça uzaklaşmaya başladım.
"Trio!"
Arkamı döndüm
"Efendim aizawa sensei"
"Nereye?"
"Şey mutluluğunuzu bozmak istemedim biraz dışarı çıkacaktım"
Bana baktı ve hafifçe gülümsedi
"Teşekkür ederim....kedi için"
Gülümsedim ve yürümeye devam ettim.
***
Okuldan çıkıp dışarıda yürümeye başladım. Ne yapıcaktım bilmiyordum markete gitmeye karar verdim, markete doğru yürümeye başladım tam marketin önüne gelmiştim ki
"DİKKAT ET!" Kafamı sola çevirdim ve bir yandan üstüme gelen birini gördüm diğer yandan da bir araba ben ne olup bittiğini anlayamadan kırmızı kanatlı birisi tarafından tutuluyordum. Ona bakıyordum galiba pro kahramandı ama ben tanıyamamıştım beni yere indirdi.
"Özür dilerim görmedim arabayı" diye söylendim oda beni sakinleştirmeye çalışarak
"Hey tamam sorun yok iyisin ya gerisi önemli değil" cidden şaşkın şaşkın bakıyordum
"Şey kahraman isminiz nedir?"
Güldü
"Hawks" dedi ve olay yerine doğru gitmeye başladı bende arkasında kalakaldım. Kendime geldiğimde yardım edebileceğimi düşündüm çünkü bir geçici lisansım vardı ya beni istemezlerse o zaman savaşabilir miydim? Hızlıca okulda doğru koşmaya başladım, odama vardım gözlüğümü çıkarıp süper kahraman kostümümü giydim ve olay yerine doğru koşarken hiç düşünmeden dekuyu aradım.
"Efendim Trio?"
"Benimle çıkışta buluş deku-kun hadi çabuk ol fazla faktimiz yok"
"Tamam!"
Dedi ve telefonu kapattım kapıya vardığımda çoktan üstünü giymiş beni bekliyordu ve çıkışa doğru koşmaya başladık.
"Neler oluyor?!"
"Bir marketin orada villianları gördüm yardımımız dokunur diye düşündüm"
Oda kafasıyla onaylayarak koşmaya devam ettik. Vardığımızda sayıları fazlalaşmıştı gücümü istediğim gibi de cikarabiliyordum mesela yere ayağımı vurduğum da yer parçalanabilirdi yada yumruk attığımda ise taşları yerden kaldırıp vurabilirdim. Korkutuğumda ise çok büyük bir yeri kolayca yok edebilirdim, dekuya baktım birde villianlara
"Deku sen hawksın yanına git durumu anlat bende o sırada vakit kazanmaya çalışarak onlarla dövüşeyim" kafasıyla onaylayarak diğer tarafa koşmaya başladı bende villianları üstüne
"Yolumuzdan çekil seni baş belası kız"
Mavi saçlı bir erkek bana söylüyordu ayağımı yere vurdum ve yeri çatlattım bindikleri araç yerin içine düşmüştü onalrda düşmemek için zor duruyordu.
"Sana git demiştim!"
Yanıma doğru koşmaya başladı özgünlüğü ne bilmiyordum ama çok hayırlı bir özgünlük değildir diye düşünerek ondan önce davranıp kaçmaya başladım sonra arkamdan bir ses geldi. Deku mavi saçlı adamı yakalamış savaşıyordu. Bu savaş iki saate yakın sürdü ve bu süre içinde
Fat gum, endevor, todoroki,mirio gibi birçok kişi geldi ve savaşı biz kazandık. Savaşı bir kolum yarayla kaplı ve karnımdan bıçak yiyerek bitirmiştim ama karnımdaki çok derin değildi diğerleri gene kaçmıştı ve biz gene kazanmıştık.
"Hey iyi misin?" Gördüğüm o pro kahraman hawksdı
"Aa evet çok acımıyor"
"Dur seni götüreyim"
"Şey gerek yoktu as-"
Derken beni tuttu ve uçmaya başladı.
Cidden beni bırakacak biri gibi durmuyordu hemen beni okulumuzdaki revirin önüne bıraktı
"Teşekkür ederim" gülümsedi
"Staj için kime gidiceksin?"
"Şey aslında bilmiyorum hala birisinin istek yoklamasını bekliyorum"
"Anladım, neyse sevindim iyi olmana umarım gene görüşürüz" ve pencereden uçup gitti.
Revire girdim ve şifacı kızı gördüm.
"Aaah ahhh Trio sana kaç defa diyeceğim kendine dikkat et diye savaşırken o kadar çok kaptırıyorsunki kendini seni tutmak zor oluyor" acıyla gülümsedim
"Hadi otur şuraya" oturdum. Benim yara olan yerlerimi öptü ve o yerleri sardı. Çıkabilirsin dedi ve odadan çıktım
****
Odamda otururken cidden canım acayip sıkılmıştı ve zaten saat de 22:01'di bu saate dışarıda biri olur muydu şüpheliydim ama cidden sıkılıyordum. Ne yapsam diye düşündüm ve en iyisinin terasa çıkmak olduğunu düşünüp terasa doğru yürümeye başladım, gözlüğümü almamıştım çünkü onu takmak istememiştim. Yukarı çıktığımda partiden sonra olduğu gibi duruyordu buna güldüm kimse toplamamisti belli ki oraya gidip masaya bakmaya başladım burası olduğundan çok daha dağınıktı neden bu kadar dağınık diye düşünürken bir ses duydum birisinin sesi tanıdık bir ses değildi
"Hey sana borçlarını öde dememiş miydim ben?!"
"Bakın benim borcum yok anlamıyorsanız benim suçum değil"
"Bu bıçağı sana burada batirabilirim bay sensei kahraman olmanızı algılamam bile"
Gözlerim korku içinde o yöne doğru kaydı kel ve tombul bir adam aizawa senseiye bıçak çekmiş aizawa sensei tüm soğukkanlılıkğıyla öylece olacakları bekliyordu.
"Size borcum yok, ben ne zaman olsa borcumu ödedim zaten ev kiralarını her gün veriyorum hem siz hiç böyle davranmazdınız"
"Kes be seni şu an burada öldüreceğim kimsenin ruhu duymucak. Özgünlüğünüzde benim üstümde hiç bir etkisi olmayacak nede olsa özgünlüğüm yok" aizawa sensei orada durmuş olacakları bekler gibi ses çıkarmıyordu, ne yapsam diye düşündüm eğer özgünlüğümü kullanırsam bina yıkılırdı, bu yüzden önüne atlayıp durdurmam lazımdı tam bıçağı tutmuş saldırıcakken aizawa senseinin üstüne doğru koşmaya başladım.
"RAHAT BIRAK ADAMI" öyle çok bağırmıştım ki ikiside kafasını bana çevirdi benim bağırmamın sebebi ise birisi duyup gelebilirdi. Aizawa sensei
"Trio sen içeri g-" derken adam beklenmedik bir şekilde bıçağı tam sırtına sapladı aizawa senseinin ilk baş orada öylece durdu sonra birden yere düştü adam gülmeye başladı bense acayip bir intikam şeyi oluştu artık kendimi kontrol edemiyordum gözlerimden neredeyse alev çıkacak gibiydi "APTAL HERİF GEBERİCEKSİN"
adamın üstüne doğru koştum ve yakasından tutarak yumrugumla çok sert şekilde vurmaya başladım yumruklarımdan bir tanesinnde yerden koca bir taş çıkardım bu sefer o taşla ona vurucaktım adam iyice korkmuş yerde yüzünü kapatmıştı "ölmeye layıksın GEBER!"
O koca taşla ona vurmayı denedim ama olmadı bir kaç defa denedim sonra taş yere düşmüştü ne olduğunu anlamamıştım aizawa senseiye baktım özgünlüğümü silmişti! Olamazdı onu öldürmemi engellemişti sonra adam beni üstünden iterek yere düşmemi sağladı. Özgünlüğüm gözlerini kapattığı için yeniden gelmişti, ama onu kullanmayacaktım. Adam kaçtı ama aizawa sensei yaralanmıştı ve cidden kanıyordu. Onu tuttum ve ayağı kaldırdım sonrada revire götürüp onu azda olsa iyileştirmeyi başardık.
"Teşekkür ederim trio"
Gülümsedim
"Ne demek"<2. Bölümün sonu>
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘬𝚤𝘳𝘮𝚤𝘻𝚤 𝘒𝘢𝘯𝘢𝘵𝘭𝚤 𝘒𝘢𝘩𝘳𝘢𝘮𝘢𝘯❤︎ (Bir Süreliğine Ara)
Fanfic𝐛𝐮 𝐛𝐢𝐫 𝐲𝐨𝐤 𝐨𝐥𝐮𝐬̧ 𝐦𝐮𝐲𝐝𝐮? 𝐲𝐨𝐤𝐬𝐚 𝐲𝐞𝐧𝐢𝐝𝐞𝐧 𝐯𝐚𝐫𝐨𝐥𝐮𝐬̧𝐮𝐧 𝐡𝐢𝐤𝐚𝐲𝐞𝐬𝐢 𝐦𝐢𝐲𝐝𝐢? 𝓸 𝓴𝜾𝓻𝓶𝜾𝔃𝜾 𝓴𝓪𝓷𝓪𝓽𝓵𝓪𝓻 𝓫𝓲𝓻 𝓴𝜾𝔃𝜾 𝓴𝓸𝓻𝓾𝓶𝓪𝔂𝓪 𝔂𝓮𝓽𝓮𝓻 𝓶𝓲𝔂𝓭𝓲?