Ben bunu gerçekten istiyor muyum?
Kendime bunu defalarca sormayı denedim.
Sorduğum zaman cevap verdiğim şeyler oldu. İçime dönüp baktığımda hayal ettiğimin bu olmaması belki beni daha güçlü yapar diye düşündüm. Sonuçta hayatım hala benim elimde değil mi? Evet elimde.
Ama kalkıp harekete geçmezsem şuan elimde olan hayatımı bile şekillendiremem. Hayat bana göre çocukluktan çıkıp, biriyle tanışıp onunla yuva kurmak değildi. Kendi başımın çaresine bakabildiğim, kafamın estiği şeyi yapabildiğim ve bütün kararları kendim alabildiğim bir yaşam biçimiydi.
Baktığımda bunlara sahip olamadığımı gördüğümde, kendimi değil hep başkalarını suçladım. Günün sonunda suçu başkasının üstlendiğini gördüğümde, gocunmaz ve hala harekete geçmezdim. Bunun yanlış olduğunu fark ettiğimde benim için gerçek pişmanlık başladı. Ben isteseydim herşeyi yapabilecek güçte bir insandım. Düşünmeye başladığımda sadece benim hatam diye karar verdim. Mesela lisede son yılımda çok güzel arkadaşlık kurmuştum. Sürekli beraber takılır birlikte bir şeyler yapardık. Okuldan kaçardık, sinemaya giderdik, kitapçıları gezerdik. Fakat geçen yıl da yaptığım savurganlık yüzünden staj işlerim batmıştı. Doğru düzgün bir yere yerleşememiş, yerleştiğim yerlerde bana iş öğretilmemişti. Bir kaç yer değiştirdim. Hani kelebek etkisi derler ya.. Bir yer kötüyse yeni başladığım yer daha kötüydü.
Yani benim kendimce ufacık sorumsuzluğum, hayatımın en önemli yıllarında, beni uçuruma sürükledi. Yılın ilk dönemi yer değiştirdiğime rağmen derslerim çok iyiydi. İkinci döneme başladığımda, herkesin güle oynaya staj denilen bu dersten geçeceğini anladım. Benim durumum belirsizdi. Arkadaşlarım iş öğrenmiş hatta oralarda temelli eleman olarak teklif almış, üniversite sınavına hazırlardı. Ben sınava bile kayıt olamadım.
Şimdi düşünüyorum da neden kayıt olamadım? O zamanın koşulları benim için zordu ve ben açık bir şekilde kafam da çalıştığı halde zamanını kaçırdım. Şimdi ben başkalarını suçladığımda aklıma bu geliyor. O zaman sınava girip kazansaydım lise de kalmayacaktım. Beni kazandığım için geçireceklerdi sınıftan. Bizzat söylendi bana bu hemde. Ama ben günün sonunda hiç bir şey yapmamış bir halde lise de kalmış, boşta kalmış, belki de bir halta yarayamadım. Şimdi kendime söylediğim tek şey; "Sen gerçekten isteseydin, bir şeyler yapardın." Bu yüzden ne olursa olsun, zamanında harekete geçmek kadar önemli değil hiç bir şey benim için. Zaman kavramının önemini şimdi fark ediyorum. Herkesin dediği gibi, şimdiki aklım ile o yaşta olmak isterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilitlediğim Kapı
Non-FictionYüklenme kendine bu kadar. Her insanın hikayesi vardır. İlgi çekici yada değil buna öğrendikten sonra karar veririz. Bu bir kitabın ilk cümlesi gibidir. Ya ilk cümleden çeker, ya da bunu sona saklar. Ben hep çiçek bakmak istemişimdir, bu yazılarım...