3 : Clarity.
Sonraki sabah, Catherine yüzündeki gülümseme ile uyandı. Yataktan kalkarak duşa girdi ve üniformasını değiştirirken kendi kendine şarkı mırıldandı.
''Bu sabah mutlu gözüküyorsun.'' Lily, saçını tarayan Catherine'e baktı ve bir kaşını kaldırıp sırıttı.
Ördüğü saçlarını bir taç misali başının etrafına saran Catherine'e, Alice yardımcı oldu. Ona kısık sesle teşekkür edip, Lily'ye omuz silkti. ''Neden olmayayım ki? Güzel bir gün.''
Marlene ayağına ayakkabısını geçirirken homurdandı. ''Prewett'ler ile şaka yapacağını varsayıyorum.''
Catherine sırıttı. ''Ah, beni çok iyi tanıyorsun Marlene. İşin aslında, bugün biraz farklı.''
''Nedenmiş o?''
Sadece bir anlığına, Catherine'in gözlerindeki parıltıdan korktu Lily. İç geçirdi. ''Cathy, yine üçüncü sınıf bir çocuktan sana şeker pekmeziyle şekerlemeler mi getirmesini istedin?''
Dört arkadaş çoktan hazırlanmış ve odalarından çıkmış, Şişman Kadın'ın önünden geçiyorlardı. ''Ah, hayır, Lils. Bu seferki çok daha iyi. Ama itiraf etmem gerekiyor ki şekerlemeler beni fazlasıyla eğlendirmişti.'' Catherine teknik olarak Büyük Salon'a doğru zıplayarak ilerliyordu, onu bekleyen şeye olduğundan daha da hazırdı- Sirius'tan şekerlemeler. Bunu biliyordu çünkü geçen gece kapısını çalmış, onu Ortak Salona götürmüştü. Yüzünde gittikçe büyüyen gülümseme eşliğinde sabah karnını doyurmadan gelmesini çünkü ona şekerleme alacağını söylemişti. O gece Catherine güven içerisinde uyurken, Sirius ise görünmezlik pelerini için James'e yalvarmak zorunda kalmıştı. Böylece Honeydukes'a gidebilecekti.
Büyük Salon'a ışıldayan suratıyla girdiğinde, her zaman oturduğu yerin şekerler ile kaplandığını gördü. Sirius da oradaydı, sinsi sırıtışıyla ve göğsünde birleştirdiği kollarıyla. ''Günaydın, Cat.''
Onun karşısına oturdu, arkadaşları şekerlere düşmüş çeneleriyle bakıyorlardı. ''Güzel sabahlar, Black. Sanırım arkadaşım olmaya hak kazandın.''
Zafer kazanmışçasına havaya savurdu yumruğunu Sirius. Yanında oturan Remus homurdansa da bir gülümseme dudaklarında yer edinmeye çalışıyordu. ''İnanamıyorum,'' Catherine çikolatalı şekerlemelere gömüldüğünde, kıs kıs güldü. ''Seni arkadaşı olarak görmesini sağladın.''
Sirius güldü, kibirli bir tavırla kolunu Remus'un omzuna attı. ''Elbette, Aylak. Ben Kahrolası Sirius Black'im.''
Catherine gözlerini devirme zahmetine bile girmeden Bertie Bott'un şekerlemelerine geçiş yaptı.
''Herkese günaydın!''
Catherine meraklı bakışlarını her zamanki gibi göz alıcı gözüken James'e çevirdi, saçları şık bir şekilde dağınıktı. Aniden gergin hissetti, herkesin dikkatini çekmek için masanın üstüne çıkan James yüzünden.
''Çatalak, sen kafayı mı yedin?'' Remus arkadaşını azarladı ve onu aşağı indirmeye çalıştı.
James onların uyarılarını duymamazlıktan gelerek donup kalmış olan Catherine'i işaret etti. ''Catherine Valentine ile ilgili bir duyuru yapmak istiyorum,'' sırıtmak için duraksadı. ''Kendisi benim kız arkadaşım olur. Eğer ona bir şey olursa; bu lafım sana Sümsükus, Malfoy, karşılığını ben vereceğim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mischief managed | james potter vs. sirius black [türkçe çeviri]
Fanfic''Sadece ona bak, James.'' dedi öfkeden çıldırmış bir halde Sirius. ''Farkında değil misin? Ona aşıksın sen.'' Potter başını inatçı tavrıyla iki yana salladı. ''Hayır, ben Lily'i seviyorum.'' ''Kendine gel, Çatalak. Sen hep Catherine'i sevdin. Sadec...