Öncelikle geciken bölümün suçunu bana değil, bozulan ve sikko tuşlarından hiçbiri çalışmayan klavyeme atın. Çok fazla mesaj aldım ve çok beklettim, farkındayım. Yaz günlerinde bir güne iki bölüm yazdığım günleri hatırlayınca bu ara epey uzun geldi ama o günlerin hatrına bu küçük gecikmeleri göz ardı edin. *Okuyucu burada 'neresi küçük bir gecikme amk bunun!' diye haykırdı*
Klavye tam anlamı ile olmuş değil. Arada bir tutukluk yapıyor ve bir kaç yumruk ile kendine getirmeye çalışıyorum. Böyle ne kadar dayanır tartışılması gereken bir konu. :D
Bana ulaşabileceğiniz adresleri şuraya bırakıyorum.
Facebook: Zeynep Loğoğlu
Twitter: sigaralimalik
Tumblr: sigaralimilk (malik değil, milk bu sdfdghj süt olan sfdgfhgj)
Instagram: sigaralimalik
Ve, Never Been Hurt'e açılan facebook sayfasını da yorumlara bırakıyorum. Oradan bakamayanlar profilime girip, bio'ma bakabilirler.
Çok konuştuğumun farkına vararak geri çekiliyorum. Özlemişim lan Zarabell'i. Never Been Hurt'ü. Sizi. En çok da sizi. Şimdi mal mal yorumlar yaparsınız ben sizi biliyom adsfrgtfh Çok saçmaladım neyse byü.
Bölüm 17. "Yatak."
"Gidelim artık." dedi geriye çekilip. "Ayıp olacak." Ayağa kalktı ve elini bana uzattı. Ayağa kalktığım sırada Edward ve Sky bahçeye, yanımıza geldiler.
"Güzel şovdu." dedi Edward elini Zayn'in omzuna atarken. Zayn'den daha yapılı olduğu için Zayn oldukça küçük görünmüştü. "Şimdi sizi görünce fark ettim ki aslında evlilik o kadar da kötü değil. Sanırım." Zayn Edward'ın yüzüne bir süre baktıktan sonra öbek eğilerek hafif bir kahkaha attı. Sky gözlerini devirirken ben hala muhabbeti anlamaya çalışıyordum.
"Dostum, inanılmazsın." dedi Zayn. Gözlerinin kenarları güldüğü için kırışmıştı ve çok tapılası görünüyordu. "Evlilik çok saçma diyen adam şimdi bunları söylüyor, ha?" Eliyle karnını tuttu. "Harika." Edward Zayn'in omzuna bir tane geçirdi. "Ciddi ol biraz. Görüşüm değişmiş olamaz mı?" "Bizim sayemizde mi?" dedi eliyle bir kendini, bir beni göstererek. Sonra bana döndü, belimden tutup kendine çekti. "Görüyor musun sevgilim?" dedi bana bakarken. "Evliliğimiz o kadar harika ki, insanların fikirlerini değiştiriyoruz." Gözlerimi devirdim. "Artık içeri geçsek iyi olacak. Yol yorgunu onlar. Uyumak isteyeceklerdir."
İçeri girdiğimizde, Yaser ve Trisha kalkmak için hazırlık yapıyorlardı. Bizi görünce ayağa kalktılar ve yanımıza gelip öptüler. "Biraz daha kalsaydınız?" dedi Zayn. Trisha Zayn'in yakasını düzeltip hafifçe yanağını sıktı. "Erken yatmamız gerekiyor. Yaşlı insanlarız biz." dedi Yaser. Edward kolunu omzuma atıp güldü. "Ayıp ediyorsun, Amca. Neren yaşlı senin?" Yaser uzanıp Edward'ın kafasına bir tane indirirken Zayn güldü. O tatlı, gözleri kaybolan gülüşten biriydi.Uzanıp öpmemek için zor tuttum. "Gevezelik etme."
Yatakları hazırlamak için merdivenlere yönelirken, Mariam hala yolumu kesti. "Arabell? Tatlım senden bir şey isteyebilir miyim?" Gülümseyerek "Tabii." dedim. "Jonathan yeni girdiği bir evde tek kişilik yatakta yatamıyor. Bize çift kişilik yatak versen bir sorun olur mu?"
Olmazdı tabii ama evdeki tek çift kişilik yatak ben ve Zayn'in yattığı oda, yanı yatak odasıydı. "Tabii, neden olmasın. Ama evde sadece bir tane çift kişilik yatak var. O da bizim odamızda." "Ah," dedi. "Tamam, kalsın o zaman. Sizi rahatsız etmeyelim." Geriye dönüp gidecekken "Mariam Hala bekle lütfen!" dedim. Evimize gelmiş bir misafiri rahat ettirmem gerekiyordu. Üstelik bu kişi deli gibi aşık olduğum adamın halası ise. "Bizim odayı siz alın. Biz Zayn ile salonda yatarız." Mariam Hala güldü. "Kızım, o nasıl laf öyle. Sizi yerinizden etmeyelim. Zayn rahat yerde yatmayı sever hem." Gülerek koluna girerken yatak odasına doğru yürümeye başladım. "Merak etme, eğer yanında ben olursam, mutfak tezgahında bile yatar o. Dert etme yani." Mariam Hala büyük bir kahkaha attı.
Odaya girince Zayn'in ve benim kıyafetlerimi ve yastık ve çarşafları aldım. Mariam Hala'ya iyi geceler diledikten sonra diğerlerine odalarını gösterdim.
Salona inerken meridvenlerde Zayn ile karşılaştım. "Hop, nereye bakalım?" dedim elini göğsüne koyup O'nu durdururken. "Odamıza?" dedi yarı şaşkın bir ifadeyle. "Olmaz." dedim ve olayı kısaca özet geçtim.
"Ohoo." dedi sızlanarak salona girerken. Salonun kapısını kapatıp ısıtıcıyı açtım. "O Jonathan çok garip bir çocuktu zaten. Doğduğunda anlamıştım ben." Koluna vurdum. "Susar mısın? Duyacaklar." Pijamalarını ona uzattım. Çekyatı açtım ve çarşafı üzerine serip yastıkları üzerine koydum. Yorganı sererken Zayn arkadan bana sarıldı. Vücudu çıplaktı, bunu hissedebiliyordum. Kollarının arasında O'na dönerken hafifçe kıkırdadım. "Neye gülüyorsun bakalım?" dedi ve burnumun ucunu öptü. "Hiç." dedim ellerim saçlarına giderken. Ensesindeki saçlar ile oynarken "Bana sarılıyorsun ya," dedi. "O zaman hiç olmadığım kadar mutlu oluyorum. Bütün sıkıntılar uçup gidiyor sanki." Gülümsedim. "Seni seviyorum. Çok seviyorum." dedi ve dudaklarını benimkilere bastırdı.
Şu an odaya biri girse rezil olurduk ama bunu umursayacak halde değildim. Hafifçe geriye, çekyatın üstüne düşerken dudaklarımız anlık bir şekilde ayrıldı. Bacaklarımın arasına yerleşirken saçlarındaki ellerimi daha yukarı çıkardım. "Bana burada sahip olmayı düşünmüyorsun değil mi?" Arsızca sırıttı. "Konu sen isen, nerede sahip olduğumun bir önemi yok." Burnunu burnuma sürttü. "Seni özledim." "Bende." dedim ama O'nu geriye ittim. "Ama burada olmaz, Zaynie. Şimdi uslu bir çocuk ol ve pijamalarını giy." Oflayarak üstümden kalkarken bu haline güldüm. Çıkardığı kıyafetleri katlayıp koltuğun üstüne koyarken bende elbisemin üstünü çıakrıyordum.
Sehpanın üstündeki Zayn'in telefonu çaldı. "Arabell, bakar mısın?" dedi. Uzanıp ekrana baktım.
Britney.
"Kim?" dedi yanıma gelip. Üzerimde sadece südyen vardı. Açık omzuma dudaklarını bastırırken "Açabilir miyim telefonu?" diye sordum. "Durman hata," dedi ve ekledi. "Saldır ona, Kaplan."
Telefou açıp kulağıma tuttum. "Ah, merhaba Zayn," dedi Birtney. "Rahatsız etmiyorum ya?" Dudağımı ısırıp Zayn'e baktım. Kulağını telefona yaslamış dediklerini dinliyordu. Bir eli çıplak belimdeydi. "Ben Arabell, Birtney." dedim. "Ve aslında bakarsan rahatsız ediyorsun." Zayn'e yandan bir bakış attım. Anlamış gibi uykulu bir sesle "Arabell kimmiş arayan hayatım?" "Özür dilerim." dedi Britney. Ve telefonu suratıma kapattı.
Zayn beni geriye doğru düşürürken ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. "Seni uyanık." dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Ne diyeyim ki? Sadece malıma sahip çıkıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Been Hurt || A New Life
Фанфик"Evet, O'ydu. Bütün kadınların aşık olduğu adam! Benimle çılgınlar gibi dans etmişti. Ben kendimi onun kollarına bırakmış ve ben mi yoksa bütün dünya mı dönerken her şeyi unutmuştum. Kim olduğumu, nerede olduğumu, neler olduğunu.. Biri omzuma dokunm...