Episode 2. "Edwards wind."

15.7K 659 101
                                    

Biraz zaman atlaması yapalım. Gerçekten aklımda hiç bir şey yok ve bu bölümde yüksek ihtimal ile rezil olacak. Multimedia'daki Eleanor değil. Ama Eleanor'ın elbiseli resmini bulamadım. Bununla idare edin. ^^ Multimedia'da karakterlerin kıyafetleri var. İyi okumalar! ♥

Bölüm 2. "Edwards rüzgarı."

"Uykum geldi yemin ederim." Niall kollarını iki yana açtı ve gerindi. "Benimde." dedim yavaşça. "Daha gelinlik var." Hannah topuklularını parke zemine vurarak etrafta geziniyordu. Dışarısı çok soğuktu ve mağazanın içi de fazla sıcak. İçeride damatlığını giyen Zayn'i beklerken, hepimiz deri koltuklarda mayışmıştık.

"O yüzden biraz enerjik olun." Liam ve Hannah'ın arası hala açıktı. Birbirleriyle konuşuyorlar, ama eskisi gibi yakın olamıyorlardı. İkisinin gözlerinde de acıyı görebiliyordum. 

"Aman Tanrım Harry uyumuş." dedim yan tarafımdaki koltukta duran Harry'e bakarken. Dürtmeye başladım. "Heh, ne oldu geldik mi?" Sıçrayarak uyandığında güldüm. "Hayır, uyuyakalmışsın." "Birileri şu klimayı kapatsın." diye inledi Louis. O klima açık olduğu müddetçe, mağazadaki uyku hali devam edecekti. Yanından geçen görevliyi durdurdu. "Klimayı biraz kısabilir miyiz?" 

Louis görevli ile konuşurken ayağa kalkıp raflar arasında yürümeye başladım. "Harry bak sana ne buldum!" Rose cıvıldayarak Harry'nin yanına ilerledi ve Harry onu dizine oturttu. Düğün alış verişine 11 kişiyle gelen ilk aile biz olmalıydık. 

Kabinlerin önünden geçerken perde açıldı ve güçlü kollar beni içeri çekti. Çığlık atacakken Zayn'in yüzünü görmem ile rahatladım. Üstündeki takım, tek kelime ile harika olmuştu. Kaslı kollarına dar gelen ceket, O'nu olduğundan daha yakışıklı göstermişti. 

"Nasıl?" dedi gülümseyerek bana bakarken. Gözlerindeki ışıltı, beni benden alacak gibiydi. "Çok güzel." dedim yavaşça. "Güzel? Bu bir erkek için kullanılmamalı bence." Gülümsedim ve kendimi Zayn'e doğru yaklaştırdım. "Fazla yakışıklı." Ellerimi sakallarına koyup yanağını öptüm. "Ve fazla çekici." Güldü ve burnumun ucunu öptü. "Hadi, dışarıdakilerde görsün." 

Perdeyi çıkmak için çektim ve Trisha ile göz göze gelmem bir oldu. Elindeki kravata bakılırsa bunu Zayn'e getiriyordu. "Ah, ben.. böldüm sanırım." "Ben Zayn'e bakmaya gelmiştim." dedim hızlıca. Kim bilir ne düşünmüştü! 

Louis uzun bir ıslık çaldı. "Bir şey diyebilir miyim?" Koltukta doğrulmaya çalıştı. İçerisinin havasına bakılırsa, Louis görevliyi klimalar konusunda ikna edememişti. Uyku hali hala üzerindeydi. "Bence sen iş adamı yerine, manken olmalıydın." Louis'i destekleyen sesler geldiğinde Zayn bana baktı. Annemin arkamdan geldiğini fark edememiştim. "Tek kelime ile muhteşem!" dedi annem. Sonra beni Zayn'e doğru ittirdi. "Hadi bir resminizi çekeyim." Telefonunu çıkarırken kendi üstüme baktım. "Gerçekten mi? O takım elbise ile ve bende sünepe gibi--" Zayn beni kendine çevirdi ve dudaklarıma şevketli bir öpücük bahşetti. Yüzüme patlayan flaş gözümü alsa da şu an Zayn'in dudakları altında erimek üzereydim. 

***

"Bu mağazayı sevdim." dedi Harry. "Diğerine göre kesinlikle daha soğuk." Gelinlikler arasında gidip gelirken gözüm aynanın önündeki kızlara takıldı. Üçü birden ellerine birere duvak almış, başlarının üstünde tutuyorlardı. Biraz daha dikkatli bakınca, Hannah'ın elinde telefon olduğunu gördüm. 

"Tatlım bu nasıl?" Trisha eliyle mankenin üstündeki gelinliği gösterdi. Fazla kabarık ve kırık beyaz rengindeydi. Başımı iki yana salladım. "Kabarık istemiyorum." diye mırıldandım. Ve gözüm ileride Louis ve Niall'ın eteğiyle oynadıkları gelinliğe takıldı. "Evet, bu." Gelinliğe hayranlıkla yaklaştım. "Kesinlikle bu!" Ellerimi birbirine çırpıp güldüm. Zayn ve Liam aldıkları damatlığı arabaya yerleştirmeye gitmişlerdi ve geldiklerinde kesinlikle bunu görmeliydiler.

Böyle düşündüm ama benim hayallerim suya düştü. Zayn her ne kadar görmek istese de kızlar göstermediler.

Uzun ve yorucu bir alış verişin ardından kızların elbiseleri de alındı ve herkes evine dağıldı. 3 gün sonra düğünüm vardı ve fazla heyecanlı hissediyordum.

Saçımdaki havluyla banyodan çıktığımda, içimde bir sıkıntı vardı. Kötü bir şeyler olacak gibi hissediyordum ve bu his nefes almamı güçleştiriyordu. Yatağa oturduğumda, prizdeki telefonum çaldı ve yatağın üstünden uzanıp telefonu çektim. 

"Efendim?"

"Bebeğim." Sesini duyunca gülümsedim. "Nasılsın?" Derin bir nefes aldım. "İyi gibi. Sen?" "İyi gibi?" Sert çıkan sesine bakılırsa, cevabım hoşuna gitmemişti. "Bir şeyler olacak gibi." "Yapma."  dedi inler gibi bir tonla. "Eğer olumlu düşünürsen, olumlu şeyler olur." Kendimi yatağa sırt üstü bıraktım. "Biliyorum ama yinede.. Neyse. Sen ne yaptın?" Alış verişten sonra küçük bir işi olduğunu söylemişti. "Alış verişten sonra evimize gittik çocuklarla. Pijamalarım, parfümler, şampuanlar, takım elbiselerim, iç çamaşırları ve benzeri şeyleri yerleştirdik." Güldü. "Kıyafet odasındaki gecelikler de neydi öyle?" Yüzümü kapattım. Kızların zoruyla onları, 2 gün önce haftalar önce Zayn ile tuttuğumuz eve yerleştirmiştik. Diğer eşyalar ile birlikte. "Utanma." dedi gülerek. Ve sonra fısıldadı. "Onları üstünden çıkarmak benim için büyük bir zevk olacak hayatım." "Zayn!" diye azarladım. Güldü. "Pekala, daha fazla utanç verici cümle ve ima yok." Gülümsedim. 

"3 gün sonra hep birlikte yaşayacağımıza inanamıyorum." dedi yavaşça. Aşk sarhoşluğu denilen şey her neyse, şu an ikimizde de yoğun miktarda bulunuyordu. "Bende." dedim ve kıkırdadım. Güldü. "Şimdi kapatıyorum. Rüyanda beni gör!" diye fısıldadı ve telefonu kapattı. 

***

Derin derin nefesler alırken Hannah bir hışımla bana döndü. "Ah, yeter Arabell. Altı üstü evleneceksin ne bu telaş?" Oturduğum yerden hızlıca kalktım. Bir sağa bir sola yürürken tırnaklarımı kemirmeyi düşündüm ama daha az önce yapılmışlardı.

Zayn'in düğün için kızlara özel kuaför kapattırdığını duyduğumda çok şaşırmıştım. Bizim için kuaför kapattırmıştı. Kaç para baydığını O'na sordum ama konu bensem paranın bir öneminin olmadığını söyledi.

Bütün eşyalarımızı eve yerleştirdik. Oradaki tek eksik bizdik ve bu akşam eksiklik dolacaktı. Annem, çoğu kez ağlamıştı. Tek kızının evden gidiyor oluşuna hala inanamıyordu.

Gelinliğim sonunda geldiğinde Eleanor'ın yardımı ile giydim. Saçım zaten yapılıydı. Herkes hazır olduğunda Zayn'in gönderdiği araba ile düğünün yapılacağı alana geldik. 

"Çok güzel görünüyorsun." Zayn bana doğru etkilyici bir şekilde fısıldadı. Gülümsedim ve O'nu öptüm. "Davetlileri karşılamamız gerek." Elinden tuttum ve O'nu dışarı sürükledim. Koca alan kısa süre içinde davetliler ile dolmuştu.

Annemin klupten arkadaşları ile ilgilenirken, Zayn amcalarının yanındaydı.

Olması gerekenden erken duyulan alkış sesi alandaki bütün bakışların o tarafa dönmesine neden oldu. Uzun eteğimi tutarak arkamı döndüm ve üstündeki mavi elbisesi ve topuz saçlarıyla alkış çalan Perrie'yi gördüm.

"Vay vay vay." dedi. 

"Bakın kimler evleniyormuş."

Never Been Hurt || A New LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin