Eda, Esra, Umut, Kerim, Elif, ben, Anna ve diğer stilistler merakla puanlamanın sonucunu bekliyorduk. Televizyonun açılması ile herkes oraya odaklandı. Sunucu Buğra Köse puanlamaları açıklamaya başladı. 1. Mıntıkayı okuyordu. Puanlarını duyduğum zaman egoları kadar puanlarının da yüksek olduğunu gördüm. Sıra bize gelmişti. İlk olarak Esra okundu.
Esra Arık - 9
Eda Erbilim - 11
Umut Duygulu - 11Nefesimi tutmuştum. Kaç aldığımı merak ediyordum.
Ahmet Mert Saygın...-Reklamlar- ( hdkxkxj tabii ki reklam yok dlsksk)
ON İKİ.Sunucunun ağzından o kelimeler çıkınca bütün gözler bana çevrildi. Aldığım puana çok şaşırmıştım. Herkes bizi tebrik ediyordu. Uzun (!) süren tebrikler sonucunda televizyona tekrar odaklandık. Aklım Ali, Rabia ve Yusuf'taydı. Çünkü müttefik olmayı düşündüğümüz kişilerin puanlarını çok merak ediyordum.
Sıra 7. Mıntıka'daydı.
Rabia Keser - 9
Ali Kazdal - 10Puanları duyunca diğerlerine baktım. Onaylarcasına gülümsüyorlardı.
8. Mıntıka'nın bebeksi yüzlüsü Yusuf -uu zeqzi boi- tam 10 puan almıştı. Müttefiklerimizin puanlarının bize yakın olduğunu farkettim. Sıra 10. Mıntıkaya gelmişti. Beni çok şaşırtan bir olay oldu. Mertcan tam 11 puan almıştı. Bu ondan beklenmeyecek bir puandı.
12. Mıntıka'nın sinirlisinin puanını bekliyordum. 11 puan almıştı. Hiç şaşırmamıştım çünkü o çocuğun basit bir lokma olmadığını önceden sezebilmiştim. Ekran karardı ve herkes sesli bir şekilde konuşmaya başladı.
Eda "Müttefik konusunda ne düşünüyorsunuz" dedi. Ne de olsa bu fikir sizden çıktı. Ayağa kalktım ve " Yusuf Ali ve Rabia" diye bağırdım -atara atar gidere gider jxjdj- Umut sakin ol şampiyon bakışlarını attı -uu-. Dediklerimi herkes onaylayınca Umut'a zaaa bakışımı attım -kddisjebjs-
Bu akşam "CAPİTOL" halkına kendimizi iyice tanıtacaktık. Aklımda çok iyi bir fikir vardı. Abimi kullanarak duygusal bir konuşma gerçekleştirecektim. -Primci seni djjdj- Arkadaşlarıma da acıtasyon yapmaları gerektiğini söyledikten sonra, uzun sürecek olan kıyafet-makyaj bölümü gelmişti. Stilistim Anna, 3 kişiyle beraber geldi. Arkada boyu çok uzun olan adam elinde bir kıyafet tutuyordu. Ah... Yine en sevdiğim renk. Kan kırmızısı. Tam vücuduma göre bir takım elbiseydi. Aynanın karşısına geçtim ve kendime baktım. Vay canına, I look Fabulous.
Anna'nın getirdiği beyaz gülü ceketimin cebine koyup, makyaj -ıy- bölümüne gittim. Gözlerim çekik gibi olduğundan, eyeliner sürüyorlardı. -Panda Taooo- Uzun boylu olan adam elinde küçük bir kutu ile geldi. "Başkan Doğan'ın hediyesi" dedi. Kutuyu açtığım zaman içinden kan renginde bir madde çıkmıştı. -Something like PUDRA *-*- Stilistim ve yardımcıları elimdekini görünce çok şaşırdılar. Ne olduğunu anlamadan elimden alıp yanağıma sürmeye başladılar. İşleri bittiğinde yanağıma baktım. Yanağım kan kırmızısı rengini almıştı. - kanı ve kırmızıyı çok seven bir yazar- Çok tatlı gözüktüğümü düşünüyordum. Sanki 16 yaşında değilde 6 yaşında gibiydim. Çok mutluydum. Artık tamamiyle rolüme bürünmüştüm. Biraz gözyaşı ile hepsinin gönlünü kazanacağımı düşünüyordum.
İşim bittiğine göre dinlenebileceğimi düşündüm. Nasıl olsa daha çok vakit vardı. Diğerlerini çok merak ediyordum. En çokta Esra'yı merak ediyordum. " Mert ağabey, nasıl olmuşum?" Karşımda duran Esra'ya baktım. Siyahlar içerisindeydi. Küçük kız edası tamamiylen yok olmuştu. Tam tersi bir katil gibiydi. Arenada hepinizi öldüreceğim gibi bakışları vardı. Küçük kız gitmişti, yerine katil gelmişti. Arkasından Eda çıktı. Eda Esra'nın tam tersi olarak giyinmişti. Pembelerin ve morların hakim olduğu bir tulum giymişti. -Moda da benim, trend de benim fkkdkdjsj- En arkada ise Umut vardı. Umut beyazlar içindeydi. Hepimiz mükemmeldik. Çok dikkat çekeceğimize inanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
25. Açlık Oyunları
Fanfiction16 yaşındayım. Her yıl olduğu gibi bu yılda Oyunlara seçmeler var.Bu yıl farklı olarak her mıntıkadan 2 kız ve 2 erkek seçilecek. Küçük kız kardeşim Ceren ve ağabeyim Onur ile birlikte kurayı dört gözle bekliyoruz.