Soyunma odasına giden Attila bir kız lisesinde olduğunun hemen farkına varır. O yüzden soyunma odasında ilk önce diğer dolaplarda hiç eşya var mı diye bakmak gelir aklına. Fakat biraz düşününce bu fikrin bir klişe ile sonuçlanacağını hemen anlar ve aklına kapı çalma fikri gelir. Hemen hamamın kapısına yönelir ve kapıyı çalar. "tık tık tık...kimse var mı acaba içeride." İlk başta yanıt gelmez. Şüpheye düşen Attila kapıyı tekrar çalar. "bakın ben bir erkeğim eğer içeride biri varsa hemen ses versin ya da çıksın yoksa giriyorum" der ve ardından " hııı...yaaaa... sakın girme" diye bir ses yükselir. Attila başka zaman geleceğini söyler ve gider.
Birkaç dakika sonra müdire gelir ve bir şey olup olmadığını sorar. Yanıt ise ucuz kurtuldum olur. Akşam olunca Attila banyoya gider ve güzel bir duş alır. Ve uyur. Sabah erken kalkar ve biraz yürüyüşe çıkar. Duş aldıktan sonra kahvaltı revire gelir. Attila bol bol yer çünkü biliyordur ki bu gün okuldaki ilk günü ve belalar silsilesinin ilk ışığı. Sınıfına gider ve herkes sınıfa girdikten sonra kapının ardında öğretmenin çağırmasını bekler.
— Evet çocuklar bugün sınıfımıza yeni bir öğrenci katıldı. İçeri gir.
Attila kapıdan içeri girer ve tahtanın önünde kendini tanıtır.
— Merhaba arkadaşlar, ben Attila tanıştığımıza memnun oldum. Evet bir erkeğim fakat belki de sizden zayıfım bu yüzden ben size bir şey yapmam yani sizin de benimle iyi geçinmenizi diliyorum.
Ardından kısa bir bağrışma ve soru yağmurunun ardından hoca hepsinin susturur ve Attila'ya boş bir yere oturmasını söyler. Attila ise tanıdık bir ses duyar ve sarışın bir kızın yanına oturur. Ve ardından bir bağrışma daha ve kız konuşur.
— Seni gidi küstah mahluk senin gibi biri benim yanıma nasıl oturur.
Attila kulağına yaklaşır ve:
— Eğer sessiz durmazsan dün hamamda olanları anlatırım.
— Sen gidi pis-
— Sssşsşşshhhhh...
— Hhhııı...
Hoca anlaştıklarına sevindiğini söyledikten sonra derse başlar. Dersin konusu saflıktır. Saflığı %50'nin üstünde olanlar elit grup oluyor ve çok daha iyi imkanlara ve yeteneklere sahip oluyorlar ve soylu sayılıyorlardı. Saflık ise kurucu ataya ne kadar yakın olduğunu gösteriyordu.
— Hay hay sınıf şimdi en yüksek saflık düzeyine sahip öğrencimiz bize ufak bir tekrar yaptıracak.
Tam yanındaki kız kalkacakken Attila ayağa kalkınca ortalık iyice karışıyor.
— Senin gibi bir mahlukat nasıl benden daha saf olabilir(!)
— Hayır ne olursa olsun saflığımın senden fazla olduğuna eminim.
— Ben Elizabeth Von Mavis %79'la dünyadaki en yüksek saflığa sahip ,1. sınıfım senin gibi bir mahluktan daha aşağıda olamam değil mi.
— O zaman bu işi şöyle çözelim, bir düello kaybeden kazananın ölene kadar kölesi olacak nasıl fikir. Hem bu okulda düelloların karar verici olduğunu duymuştum.
— Tamam kabul ediyorum ama sonra ayaklarıma kapansan bile seni azat etmeyeceğim.
— Tamam o zaman öğretmenim diğer işleri siz yapabilir misiniz?
— Sorun değil hallederim.
— O zaman öğleden sonra nasıl sarı kafa.
— Sakın bana öyle hitap etme benim bir adım var.
— Öyleyse Elizabeth öğleden sonra nasıl?
— Uygun.
Attila bilerek öğleden sonra demişti çünkü eğer enerjisi olmazsa yenilme ihtimalinin olmasıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK
Ciencia FicciónGelecekte bir gün doğan bir çocuk insanlığın kaderini değiştirebilir mi ? yoksa sadece savaş ve kabus mu getirebilir. bu soruların yanıtının çoktan verildiği bir zamanda kendini kurtaran ve geleceğe kaçan bir gencin yaşamı.