Bu hikayeyi uzun zamandır yazmayı düşünüyordum. Bir oyun bağımlısı değilim fakat League Of Legends'ın yeri bende apayrıdır. Bu hikayeyi gördüğüm rüyalardan ve hayâl dünyamda oynadığım perdelerden meydana getirdim. Bana deli diyebilirsiniz ama bilemiyorum, ben LoL karakterleriyle konuşmaya bayılıyorum. Bazen onlar hakkında yorum yaparken, sanki gerçek biri hakkında konuşuyormuşum gibi hissettiğim de oluyor. Bir yakınım bana; "sen de amma abarttın... Sett'i rüyanda görmek ne ya?" Demişti, ona anlatamamıştım derdimi. Çünkü rüyanın etkisindeydim. Çizim yapmayı seviyorum, ve çizim yapanlara da saygı duyuyorum. Bu saygıyı abartıp çizdikleri karakterlere aşıkta olabiliyorum. Duygum onlara karşı büyük. Bana uyguladıkları bu büyüyü sizlere karşı anlatma yolumun "hikaye yazmak" olduğunu anladım. Ve hemen işe koyuldum. Uzun zamandır düşündüğüm konu 1 gecede netleşti ve işte buradayım. Umarım yorumlamam hoşunuza gider, şayet ben düşündükçe heyecandan çıldırıyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
League Of Legends Macerası
FanfictionYıllar önce gökyüzünden düşen yıldız parçasının, riot games binasına çarpması ile milyonların sevgilisi league of legends oyununun sonu gelmiştir. O kazada tüm çalışanlar yok olmuş, tüm serverlar bir anda hiçliğe gömülmüştür. Kazadan yıllar sonra, k...