Evet arkadaşlar bu bölüm son bölüm malesef çok üzgünüm.
Hastanenin kapısından çıktım ve duraksadım. Çabucak arabaya binicektim ama hangi araba Türkiye'nin bilmiyordum. Türkiye koşar adımlarla yanıma geldi. Ona "Hangi araba senin?" Diye sordum. "Şu kırmızı olan." Dedi. "Tamam" dedim ve Türkiye'nin yüzüne bakmadan arabaya doğru ilerledim. Türkiye sinirli bir ses tonuyla, "NAZİ!" Dedi ve omuzumdan sertçe tutup kendisine doğru çevirdi. Ona "NE VAR!" Diye bağırdım. Türkiye "AMERİKA'YA OLAN SİNİRİNİ NEDEN BENDEN ÇIKARTIYORSUN!" Dedi. Kaşlarımı çattım ve "NERDEN UYDURDUN?" Diye bağırdım. Türkiye bağırmam onu sinir etmiş olucakki "Lan orospu çoçuğu! Daha az önce gülücükler saçıyordun. Şimdi trip atıyon mal!" Diye bağırdı. Herkes bize bakıyordu ama Türkiye'nin umrunda gibi gözükmüyordur. "Uydurma!" Diye bağırdım. Türkiye "Bu halinle çok iticisin Nazi. Sana olan bütün o dostluk duygularımın resmen amına koydun tebrikler. Artık evine tek başına gidersin sürtük." Dedi. Şok olmuştum... oda mı beni bırakacaktı..? Gözlerim hafifce doldu ve yanaklarımdan akmaya başladı. Ama Türkiye arkasına bile bakmıyordu. Bana itici demesi... beni burda yanlız bırakması... ve benden soğup dost bile olmak istememesi... bu kalbimi paramparça etmişti. Bu göz yaşlarım hızlandı ve burnum akmaya başladı. Çok sinirli ve üzgündüm. Ona bağırarak "İYİ BE GİT! TIPKI DİĞERLERİ GİBİ! ONLARDAN FARKIN YOK! UMUT VERİYORSUN MUTLU EDİYORDUN SONRA ÇEKİP GİDİYORSUN! DÜŞÜNMÜYORSUN EMPATİ KURMUYORSUN! SEN GİDİNCE DÜNYAMIN YERLE BİR OLACAĞINI GÖREMİYOR MUSUN!" Diye arkadından bağırdım. Türkiye yerinde bir kaç saniye durdu. Bana döndü ve yumruğunu sıktı ve dedi ki;"DÜNYA BU NAZİ. BURA GERÇEK DÜNYA. HERKEZE ÇABUK BAĞLANMİCAN! DUYGULARINI AÇIĞA VURMİCAKSIN YOKSA YIKILIRSIN. SENİN YIKILMA SENEBİN BU! NE KADAR GÜÇLÜ OLURSAN OL SEN SAFSIN! VE SEN EMİR VERMEYE, BAĞIRMAYA, BAŞKALARINDAN SİNİRİNİ ÇIKARTMAYA ALIŞMIŞ OLDUĞUN İÇİN YAPTIKLARIN NORMAL GELİYO! SEN EMPATİ KURUYOR MUSUN NAZİ? SUÇSUZ YERE SUÇLU OLMAKTAN BIKTIM VE SEN SİNİRİNİ BENDEN ÇIKARIYORSUN! SONRA EMPATİ KURMUYORSUN OLUYOR." Sonra arkasına döndü ve derin bir nefes aldı ve şunları dedi;"Kendi evinde kal, intihar mı edersin, bileklerini kesip ilgi mi istersin bilemem. Evinde ne yarsan yap. Sikimde değil." Bir-iki adım ileri attıktan sonra durdu, kafasını hafifçe sola çevirdi ve;"Saygısızlığın bedeli bu Nazi..." dedi ve yoluna devam etti. Bu söz... bu söz Osmanlı ve babam bu kelimeyi çok kullanırdı. Ama Osmanlı hiç Türkiye bu sözü söylemezdi. Ama babam... bu sözü bana çok derdi... psikolojim bozulmuştu. Ölsem umrumda olmaz demişti... ne yapmalıyım..? İntihar etsem üzülür müydü? Üzülürdü ama çok kafasına takmazdı... evime doğru yürümeye başladım. Birini aramak istedim ama... hiç arkadaşım akrabağım yok ve ev hastaneden çok uzak. Napıcağımı düşünürken yaya geçidinden karşıdan karşıya geçtim. Birden karşımda kırmızı bir araba durdu ve pencere açıldı. Sürücü koltuğunda sinirden direksiyonu kırıcak olan ama gönlü el vermemiş ve bana yardım etmeye gelmiş bir adet Türkiye vardı. Sert bir sesle "Bin!" Dedi. Bir şey demeden arabaya bindim. Türkiye'de arabayı sürdü. Arabada çok gergin bir an vardı. Sanırım Türkiye ona bağırmama çok alınmıştı. Araba ağır bir sessiz vardı. Göz ucuyla ona bakıyordum. Kafamı koltuğa yasladım ve gözlerimi kapatmaya çalıştım. Ama nedensizce ona bakma ihtiyaçı duyuyordum fakat utancımdan yapamıyordum. Dayanamayıp konuşmaya başladım. "Türkiye..?" Dedim. Cevap vermedi. "Bak... sana bağırmaktan haksızdım. Haklısın alışmış birilerine bağırmaktan. Özür dilerim..." ve gözlerimden yaşlar gelmeye başladı. "Lütfen beni affet..." ağlamaya başladım. Türkiye arabayı yavaşlattı ve bir kenara park etti. Elini elimin üstüne koydu ve okşamaya başladı. Yönünü bana çevirip diğer eliyle yanağımı okşayıp göz yaşlarımı siliyordu. Onun elini sım sıkı tuttum. Oda bana karşılık verdi ve ağlama biraz azalınca "Sakin ol Nazi... ülkemde sıkıntılar var... çok fazla hemde. Biri bana bağırınca ve her şey üst üste gelince dayanamadım. Burda benimde suçum var özür dilerim..." birbirimizin gözleri içine baktık. O parlak mavi ve yeşil gözler hayran kalmamak elde değil. Birbirimize yaklaşmaya başladık. Dudaklarımızın arasında 4cm vardı. Ben onun yüzüne baktıyordum o benim yüzüme bakıyordu. Ve sonra dayanamayıp birbirimizi öpmek için yaklaştığımızda arkadan yüksek seste firen sesi geldi ve refleks olarak arabanın arka camına baktık ve nir komyonet hızla arkamızdan geliyordu ve kulağımda bir çınlama sesi...
Almanya;BABA!! SEN ÖLEMEZSİN BABA!
KKTC;ANNE/BABA(hangi cinsiyette
düşünüyorsanız artık) ANNE/BABA LÜTFEN GİTME! SEN ÖLÜRSEN BANA BALIK BAKAR ANNE/BABA*Tokat sesi*
Yunanistan;KES SESİNİ VELET!
Azerbaycan;YİĞENİMLE BÖYLE KONUŞAMAZSIN!
Yunanistan;ARTIK YİĞENİN DEĞİL! KUDUR!?
Fransa;Olay nasıl gerçekleşti.
Amerika;Sanırım Nazi'ye bir şey olmuş Türkiye onu hastaneye götürmüş. Nazi taburcu olduğunda Türkiye ve Nazi kavga etmişler.
İngiltere;Türkiye Nazi'yi bilerek mi öldürdü?
Polonya;Umarım...
Aslında bu son fake son olucaktı (yorum kasmak için fığfupfupjp) ama bu son yakışmış kitaba :/ o yüzden... kitap bitti. Sorry :/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek ve Şeytan [CH]
Teen FictionMelekle bir şeytan aşık olabilir mi? Şeytanlar değişebilir mi? Şeytanların duygusu var mıdır? Bu iki canlı birbirini sevebilir mi?