Sabah kalktığımda saat 11 olmuştu bile. Aşağı inip öğlen yemeğine yetişmek vardı kafamdaki düşüncelerim de. Zaten karnımdan tuhaf sesler de geliyordu.
Aşağı indiğimde mutfaktan hoş kokular geliyodu. Bu kokular bana eski günlerimi hatırlatmıştı. Üvey anneme bişeyler hissetmeye başladığım zamanlar. Bunlar aklıma geldikten sonra akşam üvey anneme söz verişim de aklıma geldi. Ne yapıcağım hakkında ufacık bir fikrim yoktu.
...
Mutfağa daldım ve uzaktan ne yaptığına baktım. Aklımda bu günlük ondan uzakta olmak vardı. Ama biraz mantıklı düşündüm ve bunun yanlış olacağına karar verdim.
Üvey annem beni fark ettikten sonra arkasını döndü ve güzel bir gülümsemeyle bana "günaydınn"dedi. Bende sahte bir gülümseyişle karşılık verdim. Hala geçen gece olanları atlatamamıştım.
...
Üvey annem yüzünü geri yemeğine döndürdü ve karıştırmaya başladı. Bende onu beklerken yemek masaında oturup onun yemeği yapmasını bekledim. Daha doğrusu yemeğin hazır olmasını.
....
Yemek yedikten sonra masayı beraber toplamaya başladık. Masada son bir kaç şey kaldıktan sonra o toplamayı bıraktı ve gidip mutfağın kapısını kilitledi. Akşam dediğim şeyler sanırım hala aklındaydı. Keşke akşam hiç yaşanmasaydı. Bende aptallık neden uyku sersemi birine söz veriyosam. Açıkçası sadece o an ordan ayrılmak için demiştim aslında. Ama bu hiç güzel olmayacak gibi geliyordu bana.
...
Gelip beni tezgahla arasına alıp kulağıma yaklaştı. Bu durumdan rahatsız olmuyodum. Ama duyduklarımı hazmedemem bunu istemememe yol açıyodu. Tabi bir yandan da hiç biley fark ettirmemem gerekiyodu. Bu yüzden buna zorunluymuş gibi hissediyodum. Ama zorunlu olduğum gün bugün değildi. Başka bir gün.
...
Kulağıma yaklaşıp bana "hani söz vermiştin bebeğim, yoksa unuttun mu?" dedi. Bebeğim??? Allahım bu sözü bana kalp krizi geçirticekti. Ondan büyülendiğim gerçeği her zaman bir gerçek olarak kalıcaktı.
Benim onu onaylamamı beklemeyerek biraz aşağı indi ve boynuma dudaklarını bastırdı. Yumuşak dudakları boynumu emerken inlememek için kendimi tutmaya çalışıyodum. Başarılı sayılırdım. Boynumun nerdeyse her yerini emdikten sonra bir kaç yerine de öpücük bırakarak aşağı indi. Ona engel olamıyodum. Ama olmak zorundaydım. (olmak ya da olmamak.mxkfng) Eğer engel olmazsam onun başarıya ulaşmasını sağlardım. Amacım kesinlikle bu değildi.
Köprücük kemiklerime doğru indi ve oralarada sıcak öpücükler bıraktı. Biraz daha aşağı inmeye çalılştı ama tişörtüm buna engel oluyodu. Oda köprücük kemiklerimle ilgilenmeye devam etti. Elleri yavaştan tişörtümü kaldırmaya başlamıştı. Ben gerçekten buna izin verebilecek dereceye gelmiştim bile.
Elleri göğüslerimi kapatan südyenimin üstünde dolaşıyordu. Üvey annemse benim dudaklarımı sömürmekle meşguldü. Elleri yavaşça sırtıma doğru kayıyordu. Amacı südyenimi boşandırmaktı. Amacına varmasına az kalmışken dudaklarımızı biribirinden ayırıp nefes nefese kekeleyerek"ş-şey b-ben hazır h-hissetmiyorum"diyebildim. Aslında hazırıdım. Tüm hücrelerim onu istiyorlardı. Ama amacı da kötüydü.
Bana o şaşkın ve biraz da sinirli bakışlarınla "ne demek istiyosun?" dedi. Bende yine kekeleyerek "d-duydun" diyebildim. "Ama benden etkilendin, bunu hissettim. Nasıl hazır olmuyosun? " dedi,kızmış bir ses tonuyla. Ne diyeceğimi bilmiyodum. Ona "geçen gece konuştuklarını duydum" diyemezdim. Bu yüzden onu hafif ittirip mutfak kapısına doğru yöneldim. Kilidi açıp kendimi koşarak odama attım ve kapıyı üstüme kilitledim.
Amacı benimle ilişkiye girip beni bir çöp gibi kenara atmaktı bence. Bu kadar iyi bir kadından bunu beklemezdim.
(Bu seferki yine biraz kısa oldu, üzgünüm. Ama uzun uzun bölümler atıpta hikayeyi bozmak istemiyorum. Yarın yine bölüm gelicek. Yarın görüşürüzz. Sizi çok seviyorumm..💜❤️💜)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Annem
Random"o lezbiyen kız" Benim hakkımda dediği bu şey çok ağırıma gitmişti. Ben ona karşı içimde bir sevgi beslerken onun beni tanımlamak için kullandığı bu kelime... İnsanların acıması yok.