=6=

63 6 0
                                    

Bu bölümün geç geldiğinin farkındayım multimedyada Ekim ve Deniz var iyi okumalar..

Sabah bi heyecanla kalktım dün olan herşey gerçekleşmiş mi diye baktım. Hala inananamıyorum. Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkmaya gittim. Sadece rimel ve lipstick sürdüm. Üzerime siyah bir tişört ve kot yırtık kotumu geçirdim çantamı kaptığım gibi aşağıda buldum kendimi hemen hızlı bir kahvaltı yaptım. Servis gelmesiyle aşağıya indim. 9. Sınıf olmama rağmen en arkaya geçip oturdum. Okula gittiğimde önce tuvalete sonra sınıfa gittim. Ekim daha gelmemişti. Sınıftan içeri sarışın bi kız girdi. Tabi bizimkiler "ooo" diye mal mal sesler çıkartıp kendi aralarında gülüyorlardı. Kızın yanına gittim ve onunla tanıştım. Adı Rengin. Ilginc bir ismi var ama gayet iyi bir kız. Hemen bizim gruptan bi yer ayarladım ve oraya oturmasını sağladım. Tam o sırada Ekim geldi. Sarılıp "günaydın hatun" dedi. Günaydın dedim.

Okul çok sıkıcıydı. Herkese çıkışta işi olup olmadığını sordum. Neyseki yokmuş işleri. Lunapark'a gidelim mi diye sorunca herkes onay verdi. Tabi grubun yeni üyesi Rengin'de. 2 taksi tuttuk. Ee sadece sevgili biz varız diğerleri sap. Daha çok hepimizin eğleneceği şeylere bindik. Önce çarpışan arabalar sonra gondol, roket ve aklıma gelmeyen onca sınırsız eğlenceli şeyler. En son dönme dolaba bindik Ekimle. Saate baktım. 19.00 olmuştu.  Yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı. Güneş batıyor, gökyüzü hafif kırmızılaşmaya başlamıştı. Benim saçma sapan bi korkum vardı. Oda yükseklik. Ekime bunu söyledim binmemek için ısrarda ettim. Ama kıramadım onu. Yavaş yavaş yukarı çıkarken benimde kalp atışlarım hızlanıyor ve aşağıya düşecekmiş gibi oluyorum. Ekim kolunu omzuma atip kendine çekti ve "ben senin yanındayım korkma" dedi. Bende hafifçe başımı sallayıp yine aşağıya bakıyordum. Kii dönme dolap durana kadar. Şehrin bir tarafı simsiyah olmuştu. Elektrikler kesilmişti. Göremiyordum hiç biyeri. Ekim sarıldı. Telefonumu çıkardım el fenerini açtım. Azda olsa içim rahat etti. Yüzümü yüzüne yaklaştırdı. Nefesini hissettim. Bir an için zamanın durmasını diledim. Dudakları dudaklarıma değdi ve heryer aydınlandı. Dönme dolabın hareketiyle sarsıldık. Birbirimize bakıp salak salak gülmeye başladık. Dönme dolaptan inince herkes evine dağıldı. Beni Ekim bıraktı. Zaten evlerimiz yakındı. Alnımdan öpüp "iyi geceler" dedi.

Sömestr tatili yaklaşmaya başlamıştı. Bununla beraber kar yağmaya havalarda soğumaya başlamıştı. O sabah erkenden uyanıp. Koşu kıyafetlerimi üzerime geçirip telefonumu ve kulaklığımı yanıma aldım. Kordon boyu koşarken,  karşımda Tan belirdi. 

-"Tan..."

-"Ne o şaşırdın sanırım"

-"Yoo sabah sabah şaşırdım sadece"

-"Oturalım mı ne dersin?"

O kadar beni üz sonra konuşalım mı hayatta olmaz hem ne konuşucaz ki.

-"Hayır koşmaya geldim."

-"Tamam birlikte koşalım."

Hiç birşey demeden tempolu koşuyordum. Kendi kendine konuşup duruyordu. Bi sus vicdansızın oğlu.

-"Susmayı düşünüyor musun?"

-"Senin yanındayken olmuyo heyecanlanıyorum elim ayağım birbirine dolaşıyor çok saçmalıyorum."

-"Haha o devir geçti canım ya hadi boş yapm-

Karşıdan gelen Ekimi görüp kendine doğru çekti ve öptü ben şok oldum ve kaldım öyle ne yapacağımı bilmeden. Ekim senin burda ne işin var dedim. Tan yerdeydi. Annene sordum. Koşuya çıktığını söyledi derken Tan'ı hala dövüyordu. Elinden tutup Ekim yeter artık dedim. Seninle sonra konuşucaz dedi bana. Oradan uzaklaştım. Kendi kendilerini bitirsinler. Çocuk gibi bunlarla mı uğraşıcam. Hızla hazırlanıp okula gittim. Sınıfa girdim.

-"İşte şimdi bittin sen Cereen!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 07, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonbaharda AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin