KEDER VE ANTLAŞMA

42 8 14
                                    

Her şey 3 ay önce başladı.

Annem hastalandı. Kardeşime ve anneme bakmam gerekiyordu. Kardeşim benden 3 yaş küçüktü en azından ev işlerini yapıyordu. Adı Melek'ti. Gerçekten melek gibiydi. Uslu çalışkan hanım hanımcık kimseye zararı olmayan bir kızdı. Üniversite sınavının sonuçları açıklanmıştı. Çok mutluydum çünkü tam puan almıştım. Fakat neşem kısa sürdü. Anneme haberi vermeye gittiğimde kardeşim ağlıyordu. Durumu hemen anladım. Annem ölmüştü. 3 gün 3 gece ağladık. Canım yanıyordu. Fakat belli edemiyordum. Çünkü eğer bende yıkılırsam kardeşime kim bakacak ona kim moral verecekti. Biz bize kalmıştık. Allahtan emekli maaşları falan vardı. Bu sayede para sıkıntımız yoktu. Bir gün kardeşimin şu sözlerine dayanamadım. "abi biz şimdi tamamen başı boş muyuz bizim kimsemiz yok mu biz yalnız mı kaldık. Bir daha gülemeyecek miyiz." Bu sözler kalbime bıçak gibi saplanmıştı. Ama haklı çıkacağını hiç düşünmedim. Ona giysilerini giymesini gerektiğini onu lunaparka götüreceğimi söyledim. Gözleri parlamıştı. O ışık kalbimi ısıtıyordu.

Üzerimde fazla para yoktu. Bankalar kapalıydı. Bir ATM'ye gittik. İzlendiğimizin farkında değildim. Parayı çektim. Tam gidecekken adamın biri geldi. Ve Melek'i esir alıp boynuna bıçak dayadı. Parayı vermem için beni tehdit ediyordu. Fakat kardeşimi küçümsüyordu. Kendini korumayı bilmesi için onu hem kursa yolluyor hem de kendim eğitiyordum. Yani onu öyle tutmak yürek ister. Melek ilk hamlesinde bıçağı düşürttürdü. Ardından adama çelme takıp yere düşürttürdü. Son olarak da yanıma kaçtı. Fakat adam hemen ayağa kalktı. Bu sefer bize silah doğrultu fakat bir hata yaptı. Aramızda bir adım mesafe vardı.

— Hadi ateş etsene ama emin ol vuramazsan işin bitti demektir.

Eli tam tetiğe değecekken ileri atıldım. Kolunu keskin bir darbeyle kırdım. Silah yere düştü. Adam yerdeydi polisi aradım. 10 dakika sonra polis geldi. Adamı polise ellerimle verdim. Beraber karakola gidip ifade verdim. Elbette kardeşimi unutmadım. İfademi verir vermez. Lunaparka gittik. Yanımda her zaman taktığım kulaklığı almayı ihmal etmemiştim. Kardeşimin öyle eğlendiğini görmek beni ne kadar mutlu etti. Anlatamam yani çok mutluydum. Eve giderken birine daha rastladık tenhada idik. Sıkıntı çıkabilirdi. Kulaklığımı kafama geçirdim.

— Hey sen kulaklıklı o kızı istiyorum.

— Nee... ne dediğini biliyorsun değil mi ?

— Elbette o kızın tadı çok güzeldir. Hem güzel hem zeki hem güçlü onun tadına bakmama izin ver ya da gereğinden fazla kan akmasın ha.

— Ne oldu silahın varda mı böyle konuşabiliyorsun?

— Abi korkuyorum.

— Tamam sakin ol ben seni hayatım pahasına korurum.

— Bende o ateşli silahlardan daha iyi bir şey var.

Adam birden ortaya önümde belirdi. Bana sağlam bir tane yapıştırdı. Duvara yapıştım. Bilincim kapanıyordu. Kardeşime doğru yürümeye başladı.


YENİ EVİM ŞEYTAN ALEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin