Erkeklik Ayrılana Kadar

102 3 0
                                    

Eda zor bir dönemden geçiyordu. O dönemin adı "Rüzgar"dı. Kapıldığı dönemi şöyle açıklayabilirdi: Açık kumral, yeşil gözlü, 1.87 cm, ortalama bir kiloda denebilecek gibi, geniş omuzlu.. ya da bir erkek. Bu çakıl taşı öyle küçük, beyaz ve tatlı değildi. Aksine kocaman, simsiyah ve acıydı. "Hayatın boyunca hep yanında olacağım." sözleri hep palavraydı. Aslında bunların palavra olduğunu Eda da çok iyi biliyordu ama bu çocuk onu çok etkilemişti. Öyle etrafındaki diğer erkekler gibi değildi. Daha ağırbaşlıydı. Hem de her konuda mutlaka ufak da olsa bir bilgisi, olmadı bir fikri vardı. Asla boş bir çocuk değildi. Ya da Eda öyle sanıyordu.(Sanırım bu kitapta çok sık "ya da" geçecek.) Rüzgar'la birliktelikleri tam iki ay üç gün sürmüştü. Oysa Rüzgar Eda'ya ne sözler ne güvenceler vermişti. İlla birinin diğerinin peşinden koşması gerekiyorsa koşan hep Rüzgar olmuştu.(her zamankinin aksine) Ama ayrıldıktan sonra işler değişmişti. Meğer Rüzgar Eda'yla sadece vakit geçirmek için sevgili olmuşmuştu. O Eda'ya yüz vermemişmiş, Eda onun peşinden koşmuşmuştu. Vs, vs, vs... "Pis yalancı. Hayır yani ben şunu anlayamıyorum: Hadi millete yalan söyledin kendine nasıl söyleyebiliyorsun be çocuk?" diye düşünüp küplere binmeye başlamıştı ki Eda buna bir son vermeye karar verdi. Ayrıldıklarından beri hep kendini suçlu görmüştü. Aslında suçlu görmeye çalışmıştı. Ama artık toparlanmış ve Rüzgar'ı da haksız görebilmeyi öğrenmişti. Artık devir ağlama devri değil intikam devriydi. (Gerçi istese de ağlayamazdı çünkü çok ağladığı için göz pınarlarında kuruluk oluşmuştu.)

İlkler En TatlıdırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin