maria,
şu ismi lewis olan çocukla çok yakındın.
onun müziği benden farklıydı
o daha çok ed sheeran gibiydi.
onu hep kıskanmıştım.
sonra bu yüzden sana bağırdığımda
bana sıkıca sarılıp
sadece beni sevdiğini
ve sadece benim olmak istediğini söylemiştin.
o zamanların üzerinden sadece iki ay geçti, maria.
lewis hala yanında
peki ya ben neredeyim?
kalbinde mi?
eğer ordaysam bile bunu hissettiremediğini bilmeni isterim.
eğer kendimi senin yanında tutabilseydim, her şey daha iyi olabilirdi.
adam, kurumuş dudaklarına şarabını yapıştırıp uzun aralıklarla yudumlarken sahnenin köşesinde ağlamakta olan maria'yı fark edemedi.
kendi acısıyla meşguldü fakat güzel kadın, bir anlığına tüm mantığını kenara fırlatıp o şarabın yerinde olmak istemişti.
matty'in dudaklarında yer edinmek istemişti.
lewis onu, dikili kaldığı yerden çekip alana kadar yaşlı gözlerle bir zamanlar çok sevdiği adamı izledi.
sadece izledi.
*lewis watson'ı fice kattığım için büyük bir feels içersindeyim ama #sorrynotsorry*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
atlas :: matty healy
Fanfictionaslında matty healy, göründüğünden daha fazlasıydı. siyahlara bürünmüş duman altı bir sahnede daha fazla üzgün, daha fazla aciz, daha fazla aşıktı.