Duman tüm depoyu iyiden iyiye sarmıştı. Çocukların hepsi korku ve panik içinde asıl kapıya yönelmişti ama alevlerin ilk sardığı yer orasıydı ve oradan dışarı çıkmak pek mümkün değildi.
Taehyung da hala ayaklanıp yürüyebilecek halde değildi. Bu yüzden de oturduğu yerde diğerlerinin bir çıkış yolu bulmasını ummaktan başka çaresi kalmamıştı.
"Arka kapı kilitli ama camlarını kırabilirsek alevler orayı sarmadan çıkabiliriz." diye bağırdı Hoseok.
Yoongi dumandan fazlasıyla etkilendiği için Taehyung'un yanına çökmüştü. Namjoon da Hoseok ile beraber arka kapıya bakmaya gittiğinde diğer ikisinin başında Jungkook beklemeye başladı.
Ardından büyük bir gürültü ile camın kırıldığını duydular. Muhtemelen Hoseok'un dediği şey işe yarayacaktı.
Jungkook tam gidip kontrol edecekken Hoseok göründü. Yoongi'yi çevik bir hareketle kucağına aldı.
"Sen de aynı şeyi Taehyung'a yapmak zorundasın. Acele et. Fazla zamanımız yok." deyip hızlıca geldiği yönde ilerledi Hoseok.
"Hazır mısın?" dedi Jungkook Taehyung'u kucaklamadan önce ona bakıp. Taehyung başını olumlu anlamda sallayıp konuşmaya başladı.
"Sırtına ama." dedi. "Sırtına alsan daha kolay olur."
Jungkook sinirle soluyup onun bir daha konuşmasına fırsat vermeden kucakladı Taehyung'u. Ellerinin birini bacaklarının birini boynunun altından geçirip bir anda havalandırdı koca adamı.
"Sıkıca tutun çünkü koşarken biraz sarsılacaksın."
...
Herkes camdan çıkmayı bir şekilde başarmıştı. Namjoon ve Jungkook için cam epey zorlu bir kaçış yolu olsa da sonunda halledebilmişlerdi.
Ancak depo hala yanmaya devam ediyordu.
"İtfaiyeyi falan aramalıyız." dedi Yoongi dehşetle büyüyen yangını izlerken.
"İçtiğimiz bir sigaradan ya da ne bileyim bizim bir hatamızdan çıkmışsa bu yangın?" dedi Hoseok tereddütlü bir şekilde. Suçlu hissediyordu, herkes adına. Her zamanki gibi herkes için düşünüyordu.
"Saçmalama Seok. Bunu düşünecek zaman değil. Hemen birilerini aramalıyız." Namjoon dehşete düşmüş sesi ile konuştu.
Taehyung çok sessizdi. Ne konuşuyor ne de dinliyordu. Gözü gitgide büyüyüp yayılan alevlere dalmıştı. Yoongi'nin telefonda konuştuğunu duydu ama umursamadı.
"İyi misin?" Elini omzuna atıp nasıl olduğunu soran ilk kişi Hoseok olmuştu. "Korkma, her şey düzelecek."
İkisinin etkileşimini yarıda kesen duydukları siren sesleri olmuştu.
...
Yoongi ve Taehyung hastanedeydi. İkisi hem dumandan etkilenmişlerdi hem de itfaiye ve ambulans geldiğinde Taehyung çoktan bayılmıştı. Bir günde kaldırabileceğinden fazlasını yaşadığı kesindi.
"Hoseok, tüm gece sen kalmak zorunda değilsin. Biz de kalabiliriz. Nöbetleşe yapalım bunu hatta."
"Yoongi uyandığında beni görmezse kötü hisseder." dedi sesi endişeliydi. Onun yangından bu kadar etkilenmiş olmasını beklemiyordu. Bunun yanısıra aklının bir kısmında da Taehyung vardı. Aralarındaki taze kandı ve ne olmuşsa olmuş en çok zararı o görmüştü.
"Uyandığında seni arayacağım söz veriyorum. Zaten o son ana kadar kendinden geçmedi, muhtemelen şimdi de yorgunluktan uyuyor. Doktorun dediklerini hatırla. Gayet iyiler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red & Blue : Taekook
FanfictionJeon Jungkook solisti olduğu gruba kendi iradesi dışında katılan Kim Taehyung'dan nefret ediyordu. Biri ateş diğeri ise buzdu. Kırmızı ve mavi. Onların birbirlerine karışmaları birbirlerini yok etmelerine neden olacaktı. 04.11.2020