0.4

117 21 10
                                    

"Hyunjin!"

Annem seslendiğinde odamdan çıkıp anneme doğru ilerledim. Annem gülümseyerek montumu bana giydirdiğinde bende gülümsedim.

"Ah bir saniye."

Koşarak annemin yanından ayrılıp mutfağa gittim ve abur cubur çekmecesini açtım. İçinden en sevdiğim çikolatayı alıp montumun cebine koydum. Ama çikolata cebime pek sığmamıştı. Ucu gözüküyordu fakat sorun etmedim.

Koşarak annemin yanına gittim. Annem şüpheyle bana bakarken ayakkabılarımı giydim. Gözlerimi anneme çevirdiğimde annem eğilip bağcıklarımı bağladı.

Gülümseyip kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Annem de peşimden çıkıp kapıyı kilitledi. Beraber arabaya binip hastaneye doğru yola koyulduk.

Hastaneye girince doğru doktorun odasına gittik. Doktor yine bana bir sürü soru sormuştu. Sıkıla sıkıla sorularını cevaplamıştım.

"Şimdilik bu kadar küçük arkadaşım, çıkabilirsin."

Heyecanla ayağa kalkıp kapıya ilerledim.

"Ayrıca umarım o çikolatayı kendin yemek için getirmişsindir."

Doktor bana imayla bakarken gözlerimi kaçırdım.

"K-kendim yiyeceğim."

Hızla kapıyı açıp doktorun odasından çıktım. Derin nefesler aldım. Az kalsın yakalanıyordum.

Gülümsedim ve koşarak Seungmin'in odasına gittim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde odada kimseyi göremedim. Kaşlarım çatılmıştı ki arkamdan kapı tekrardan açılmıştı.

"Hyunjin?"

Seungmin şaşkınlıkla sevincin karışımı bir şekilde bana baktığında gülümsedim.

"Ben geldim."

Seungmin gülümseyip elimi tuttu ve beni yatağına çekiştirdi. Beraber yatağına oturduğumuzda Seungmin gülen yüzünü bana çevirdi.

"Seni çok özledim arkadaşım."

Bende gülümsedim.

"Bende seni özledim Seungmin."

Daha sonra aklıma gelen şeyle merakla Seungmin'e baktım.

"Neredeydin?"

Seungmin ellerini arkaya koyup yarı yatar pozisyona geçti.

"Diğer çocuklarla biraz oyun oynadık."

İstemeden yüzüm düştü. Seungmin'in benden başka bir sürü arkadaşı vardı. Ya ileride benimle görüşmek yerine onlarla görüşmek isterse?

"Üzüldün mü sen?"

Seungmin şaşkınca bana bakarken kafamı yere eğdim. Annem duygularımı saklamadan karşı tarafa aktarmamı söylerdi hep.

"İleride o arkadaşların için beni bırakır mısın?"

Bozulan moralimle Seungmin'e baktığımda Seungmin doğrulup kolunu omzuma attı.

"Saçmalama Hyunjin. Benim en ve tek yakın arkadaşım yalnızca sensin."

Seungmin gülümseyip parmaklarını dudaklarımın iki yanına koyup yukarı doğru kaldırdı. Bu yaptığı şey beni gülümsettiğinden Seungmin istediğini elde etmiş bir şekilde gülerek ellerini dudaklarımdan çekti.

"Ah, az kalsın unutuyordum."

Elimi cebime atıp çikolatayı cebimden çıkarıp havaya kaldırdım.

"Ta da~"

Seungmin'in gözleri kocaman olurken gülümseyerek onu izliyordum. Seungmin gözlerini çikolatadan çekip şaşkınca bana çevirdi.

"Gerçekten yaptın mı bunu?"

Seungmin gülmekle ağlamak arasında gidip gelirken sonunda gülümsemişti. Bende elimdeki çikolatayı ona uzattım. Verdiği tepki çok hoşuma gitmişti. Ona daha fazla ilki tattırmak istememe neden olmuştu.

"Çok teşekkür ederim Hyunjin."

Seungmin çikolata paketini açtığında gülümsedim ve gözlerimi Seungmin'e diktim. Onu izlemek çok hoşuma gidiyordu.

"Rica ederim. Yalnız buraya gelirken az kalsın doktora yakalıyordum."

Seungmin güldü.

"Ama ben usta bir şekilde kurtuldum. Kimse çikolatayı görmedi."

Seungmin tekrar güldü ve gözlerini çikolataya çevirdi. Bende gözlerimi Seungmin'e diktim.

Seungmin çikolatayı eliyle kırdığında gülen yüzüm yerini şaşkınlığa bıraktı.

"Seungmin ne yapı-"

Seungmin kırdığı parçayı gülümseyerek bana uzatırken kendimi sanki büyüklerin izlediği dizilerde gibi hissetmiştim. Seungmin sanki parlıyor gibiydi. Bu yaptığı beni hayran bırakmıştı.

"A-ama senin için almıştım."

Seungmin iç çekip elimi kendi elinin arasına aldı ve avcumu açıp kırdığı çikolata parçasını avcumun içine bıraktı.

"Kardeş payı."

Seungmin gülümseyip bana baktığında gözlerimi elimdeki çikolatadan çekip ona çevirdim.

"Ama biz kardeş değiliz ki." 

Seungmin gülüp kafasını iki yana salladı ve elindeki çikolatayı ısırdı. Ben hala şaşkınca ona bakarken Seungmin keyifle gülümseyip gözlerini kapatmıştı.

"Bu çok güzel."

Seungmin gözlerini açıp parlayan gözleriyle bana baktı. Bu hali beni mutlu etmişti. Yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyordum.

"Sanırım şekerden daha çok sevdiğim bir şey oldu. Bu kesinlikle benim favorim."

Gülümseyip bende elimdeki çikolata parçasını ısırdım.

"Bunu seveceğini tahmin etmiştim. Bu benim en sevdiğim çikolata."

Seungmin kafasını sallayıp çikolatadan bir ısırık daha aldı.

"Bunlardan başka var mı? Şeker ve çikolata dışında başka şeyler de var mı?"

Onun diğer abur cuburları bilmemesi beni üzmüştü. Seungmin burada resmen bir kuş gibi hapsedilmişti. Ne dilediğince gezebiliyor ne de istediğini yiyebiliyordu.

"Hmm, var."

Zorla gülümsediğimde Seungmin'in gözleri parlamıştı.

"Senden onları da getirmeni istersem kabalık yapmış olur muyum?"

İşte böyle masum biriydi Seungmin. Onun o saf, temiz kalbi beni mahvediyordu. Seungmin öyle saftı ki sanki bulut gibiydi. Seungmin bana bulutları hatırlatıyordu.

"Hayır tabiki."

Gülümsediğimde Seungmin de gülümsedi ve çikolatasını ısırdı.

"Bitti bile."

Seungmin dudaklarını büzdüğünde bu hali komiğime gitmişti. Gülerek Seungmin'e bakarken çalan telefonumla gözlerimi ondan çektim. Annem arıyordu.

"Sanırım gitme zamanım geldi."

Seungmin kafasını salladığında ayağa kalkıp kapıya ilerledim. Kapıyı açmadan önce gülümseyerek arkamı döndüm. Seungmin beni merakla izliyordu.

"Bir dahakine gelirken sana cips getireceğim. Ama bu bizim aramızda bir sır. Kimseye anlatma tamam mı?"

Seungmin heyecanla kafasını sallayıp ağzına görünmez fermuar çekti. Gülümsedim ve ona el sallayıp odadan çıktım.

Sanırım hayatım boyunca yapmaktan tek zevk alacağım şey Seungmin'e ilkler yaşatmak olacak.

Sickness ❧ HyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin