(1) Çamurlu Ayaklar

56 12 69
                                    


İyi okumalar...

Bana verilen görevi yerine getirmek
için adımlarımı dahada hızlandırdım. Bu görev yalnızca bana verilmişti. Normalde gurubumla ya da Zinar ve Şirinle giderdim. Ama bugün yalnızca ben gelmiştim. Yürüdüğüm sokak karanlık ve ıssızdı. İkindi saatleri olmasına rağmen karanlıktı bu sokak. Bu yüzden işim daha kolay olacaktı. Nihayet Mehmet Gültekin'in evine vardığımda durdum. Ev iki katlı büyük bir evdi. Etrafı benden uzun duvarlarla çevriliydi. Ve ön tarafta iki koruma vardı. Bu yüzden arka tarafa doğru gittim. Normalde o iki korumayı kolayca halledebilirdim ama işimi sessizce halletmek istiyordum.

Arka tarafa vardığımda duvarlarda nasıl tırmanacağımı düşündüm.Daha sonra sarmaşıklar dikkatimi çekti. Sarmaşıklardan tutunarak
tırmanmaya başladım. Tırmanmayı bitirdiğimde yavaşça
aşağıya atladım. Ani atlayıştan dolayı refleksle ellerimi yere koymak zorunda kaldım. Toprak olan ellerimi yavaşça çırptım. Etrafıma bakmak için başımı kaldırdım. Beni rahatsız eden
saçlarımı at kuyruğu yaptım. Bu sırada evi inceledim. İki katlı müstakil bir evdi. Bahçesi sanırım yıllarca bakım görmemişti. Çünkü etrafta yabani otlar vardı. Bahçenin köşesinde demirlikleri yamulmuş ve paslanmış bir salıncak vardı. Bahçenin içi taşlarla doluydu.
Duvarlar çatlamış ve kalın sarmaşıklarla çevrilmişti. Bu kadar incelemenin yeterli olduğunu düşündüm. Derin bir nefes alıp yürümeye devam ettim. Odası'nın penceresi evin sağ tarafındaydı. Bu yüzden sessizce o tarafa doğru gittim. Odası 2.kattaydı. Odasının penceresi önüne geldiğimde kafamı kaldırıp yukarı kaldırdım. Balkonun
demirliklerinden tutunup yukarı çıktım. Oldukça yavaş adımlarla içeriye girdim.

Odaya göz gezdirdiğimde yatağinda
uyuyan adamı gördüm. En fazla 40-45 yaşlarında olmasına rağmen oldukça
dinç gösteriyordu. Kumral saçlarında yaşının getirdiği aklar vardı. Kalın kaşları çatıktı. Gözlerini
göremiyordum. Kirpikleri yok denecek kadar seyrekti. Kemerli bir burnu vardı. İnce dudakları düz bir çizgi halindeydi. Yatağın üzerinde yatan beden 1.70 boyunda anca vardı.
Metin Gültekin hiç birşeyden habersiz yatağında uyurken;
sessizce yatağına doğru ilerledim.
Tam yatağın önünde durup cebimdeki bıçağı çıkardım. Artık işimi bitirmeliyim öyle değil mi?
Bağırmaması için elimi ağzına götürüp bastırdım. Adam birden gözlerini kocaman açıp çırpınmaya başladı. Bende daha fazla beklemeden elimdeki bıçağı adamın kalbine sapladım. Adam birsüre sonra çırpınmaya bıraktığında bıçağı sapladığım yerden çıkardım. Nabzını kontrol ettiğimde artık atmıyordu. Evet bir işimi daha bitirmiştim. Bıçağı adamın çarşafına sürtüp temizledim daha sonra cebime koydum. Odadan çıkıp balkona
geldim.

Aynı şekilde balkonun demirliklerinden tutunup yavaşça
aşağı atladım. Sessizce kenardan yürüyüp ön tarafı kontrol ettim.
Korumalar hala aynı yerlerınde duruyordu. Yani birşey farketmemişlerdi. Bu yüzden hiç ses çıkarmayıp arka tarafa gittim.
Sarmaşıkları tırmanıp aşağı
atladım.

Sokakta yürürken telefonum çaldı.
Cebimden çıkarıp baktığımda Sancar'ın aradığını gördüm. Sancar, 30 yaşındaydı. Esmer tenli siyah gözlü siyah saçlı ve kirli sakallarıyla oldukça yakışıklıydı. Ve 30 yaşında olmasına rağmen en fazla 26 gösteriyordu. Uzun boylu ve kaslıydı. Ayrıca tesisin başındaki kişi oydu. Fazla bekletmeden telefonu açtım.

"Söyle" dedim. Bunu dememle derin
bir nefes aldı.
"Birkerede efendim de" pabucumun
efendisi. Bunu asla demeyeceğimi
biliyordu ama gıcıklığına
konuşuyordu. Zaten sadece benimle
bu şekilde umursamaz
Konuşurdu. Diğerleriyle sert ve
otoriter bir şekilde konuşuyordu.
"Her neyse söyle" diye cevap verdim.
"İşi hallettin mı?" aslında hallettiğimi biliyordu. Ama yinede
Soruyordu.
"Sence" dedim. Telefonda gülüşünü duydum.
"Tamam o zaman. İyi iş çıkardın."
"Biloyorum" diye cevap verdim.
"Birkerede teşekkür et" dediğinde o
görmesede tek kaşımı kaldırdım.
"Niye teşekkür edeyim?"
"Sana iltifat ettiğim için tabiki"
"Bu bir iltifat değildi" dedim.
"Yani iltifat etsem teşekkür edeceksin
öyle mi?" diye sordu.
"Hayır" dedim net bir şekilde. Bunu
dememle güldü.
"Bende öyle düşünmüştüm."
"Artık kapatıyorum" dediğimde
"Tamam görüşürüz" dedi. Birşey
demeden telefonu kapattım. Ve eve
doğru yürümeye başladım.

B19Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin