SİMÜLASYON

16 0 0
                                    

"Korkma hayatım.Sana birşey yapmayacağız."

"Burası bir devlet dairesine benzemiyor.Ayrıca etrafta kasaya benzer birşeyde göremiyorum.Beni buraya niçin getirdiniz?Bırakın gidiyim."

"Gideceksin,merak etme.Ancak şimdi lütfen biraz rahatla.Beni de geriyorsun tatlım.Gel, otur şu kanepeye ve biraz rahatlamaya çalış olur mu?"

Elini omzuma hafifçe attı ve yavaşça beni kanepeye yönlendirdi.Kanepeye oturdum ve gerçektende oldukça rahatlamıştım.Hayatım boyunca rahatsız ve kırık dökük yataklarda uyumuştum.Bu yüzden bu pamuk gibi koltuğa oturduğumda,kafamı koyup öylece uyuyasım gelmişti...

-------------------

" Hıh!Saat kaç?Ne zamandır buradayım?"

Sağ duvarda asılı olan saate baktım.16:45!Nasıl yani.ben yaklaşık iki buçuk saattir burada yatıyor muyum.Miss Martha nerede?Hemen doğrulup kanepeden kalktım.Kapıya doğru yöneldim.Dışarı çıktım.İkinci kattaki çıktığım odanın karşısındaki pencereden gördüğüm kadarıyla kışın etkisiyle erkenden kararmaya başlamıştı bile hava.Etrafa bakınıyordum.Uşak,Miss Martha yada herhangi birini görebilmek için.Aşağı inmeye karar verdim.İkinci kattaki tek oda benim uyuya kaldığım odaydı.Bu yüzden onları ancak aşağıda bulabileceğimi düşündüm.Merdivenleri yavaşça inerken karşıma Uşak çıktı."Umarım iyi dinlenmişsinizdir.Uyandığınızı bayan Martha'ya söyleyim."

Ardından uzaklaştı ve birkaç dakika sonra Miss Martha geldi.

"Ah,demek uyandın.Gel bakalım." İkinci kata çıkmaya başladı.Onunla birlikte bende çıktım.Yine o odaya girdik.Miss Martha odanın ışıklarını açtı.Sanırım beni uyumaya bıraktığında kapatmıştı.

"Seni buraya neden getirdiğimi hala merak ediyorsun heralde.Şimdi,beni çok iyi dinlemeni istiyorum tamam mı Jack?" "Peki" dedim ve kulaklarımı iyice açıp Miss Martha ya odaklandım.Oda derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Seni buraya bir deney için getirdik.Daha doğrusu sınav,yada adını her ne koyarsan.Şu karşında gördüğün mekanizma sayesinde seni tam olarak 100 seviyeden oluşan bir hayatta kalma simülasyonuna sokacağız.Tabiki karşılıksız değil.Sen her bir seviye atladığında ailene tam olarak 3000$ kazandırmış olacaksın.Ve buda New York'ta geniş bir ailenin bile masraflarını yeterince karşılayabilecek bir para.Ancak şöyle bir husus var ki eğer simülasyonda başarısız olursan,ölürsün.Hem simülasyonda,hemde gerçek hayatta yaşam fonksiyonların yetilerini kaybeder,yani gerçek anlamda da ölürsün.Beni anladın mı?"

Kanım donmuştu.Neler diyordu bu kadın,delirmiş miydi?Evet kesinlikle öyleydi.Böyle birşey mümkün olamazdı.Ancak yüz ifadesi şaka yapar gibide durmuyordu.Nefes alıp verişlerim düzensizleşmişti.Soğuk terler boşanıyordum.Ölmekten bahsediyordu.Ben daha elime bir sopa almışlığım yokken bana hayatta kalma simülasyonundan bahsediyordu.Kendimi toparlayıp konuştum.

"Nelerle başa çıkmam gerekiyor simülasyonda?"

Miss Martha gizemli bir bakış attı ve "Herşey,aklına gelebilecek her şey." dedi.Korkuyordum."Peki acı ağrı gibi şeyleri hissedebilecekmiyim?" diye sordum.Yeterince bilgilenmeye çalışıyordum bu şeyle ilgili."Gerçek hayatta acıyı,duyguyu,huzuru,öfkeyi nasıl hissediyorsan ordada aynısı olacak.Gerçek hayattan hiçbir farkı olmayacak.Sadece adı simülasyon.Dediğim gibi ölsen bile bu böyle olacak.Gerçek hayatında da öleceksin.Bu konuda anlaştık mı?Gitmeye hazır mısın?"

Tabiki değildim.Böyle birşey için kim hazır olabilirdi ki.Zaman kazanmak için "Peki ya annem?" diye sordum."Onu çoktan hallettik.Sorun olmayacak.Sen yeterki evet de.Devlet için çok önemli bir göreve seçildi dedik ve bir süre seni göremeyeceğini söyledik.Üzüldü,ağladı ama bu onun iyiliği için Jack.Onun mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamasını istemiyor musun."

Kafamı evet dercesine salladım."O zaman kabul ediyorsun?"

Başka çarem yoktu.Annem için bunu yapmalıydım.Nasıl yapacağımı bilmiyordum ancak yapmalıydım.Kararlı bir şekilde "Evet,kabul ediyorum." dedim."Ah!Sen çok cesur bir adamsın Jack." diye karşılık verdi sevinçli bir ses tonuyla."Ne zaman başlıyoruz?" diye sordum.Bir an önce atılmak istiyordum şu işe.Ne olacaksa olsun diyordum kendi kendime.Miss Martha gözlerimin içine bakıp hafifçe gülümseyerek

"İstediğin zaman." dedi.

Tek ŞansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin