' İçimi Isıtan Gülüş ‚

5 1 0
                                    

Bilgilendirme bölümünün üstünden 1 buçuk ay geçmiş yaklaşık ve ben sonunda yeni bir bölüm yazıyorum. Ne yazabilirim diye arkadaşlarıma danıştığımda çok trajik olaylar çıktı ortaya. Ama ben ilk bölümlerden kitabın adından sapmamak için farklı bir olay düşündüm veeee buldum. İyi okumalar...

Anahtarımı bulup kapıyı açtığımda gördüğüm şey karşısında tepkisizdim. Uyuyacakken bıraktığım İnci Serhat ve Fırat ile PlayStation oynuyordu. Gece gece yapacak hiçbir şey yokmuş gibi... Gerçi asıl şaşırdığım şey bu değildi. Klasik İnci işte. Ama ben çıkarken son derece uykusu var görünüyordu ve onu o haldeyken inanın ben bile kaldıramam yataktan.

Salih'e olan zaafı ve kuzeninin de gelmiş olması mecburiyetiyle kalkmış ve yatağa direnmemiş olabileceği kanısına vardığımda kapı çaldı. Aq saat 12yi geçti hangi mal kapıyı çalıyor. Ya uyuyor olsaydık. Çok güzel söverdim o zaman kapıyı açıp yüzüne yüzüne. Kendi kendime net sınanıyorum diyip kapıyı açtım.

- Merhaba.

- Gel gel herkes burada zaten.

- Salih'i alıp gitmeyi düşünüyorum tabi kaldırabilirsem.

- Umarım kaldırabilirsin o zaman gece gece yeterince sinirlendim ve yarın iş var. Zaten sen gelmeseydin büyük ihtimalle kovardım herkesi sinirle.

- Her zaman sinirli misin?

- Tanıştığımızdan beri sinirli olduğumu gördün mü? Şuan dışında tabi.

- Yok görmedim tabi haklısın. Sinirlenmekte de haklısın ben de bu saatte böyle bir şeyle karşılaşsam sinirlenirdim.

- Konuşmak biraz rahatlattı teşekkürler.

- Rica ederim. Ben artık Salih'i alıp gideyim sen de dinlen yarın iş var.

- Çok iyi olur. Yani kovuyor gibi oldu bu da ama yanlış anlamazsın umarım.

- Sorun yok. Dert etme sen.

Ufak adımlarla yanımdan uzaklaştı ve  Salih'in yanına gitti. Kulağına yaklaştı ve bir şeyler söyledi ama tabi ben duyamadım. Bu sırada hala kapının önünde ayakta olmamı sorgulayarak İnci'ye baktım. Bana ben masumum bakışları atıyordu. Yüzümü çevirdim ve Koray ile göz göze geldik. Gülümsedi. Gülüşü neden içimi ısıtmıştı?

Koray, Salih ve Fırat birden ayaklanınca gideceklerini anladım. Onları yolcu ettikten sonra lavaboya gidip üzerimi değiştirdim. İnci neden mi hâlâ gelip özür dilemedi? Daha çocuklar gitmeden uyuyakaldı çünkü. Ben de hazırlanıp yattım. Yarın ola hayrola...

~

Gün doğar mecbur gibi...

8de işbaşı yapacağım için 7ye alarm kurmuştum. Ama güneş ışıkları daha erken saatte odayı aydınlatınca yatakta doğruldum. Alarmın çalmasına daha 22 dakika vardı. Biraz sabah mahmurluğumu atmak biraz da ilk iş günümde dinç olmak niyetiyle bornozumu ve kıyafetlerimi alıp banyoya geçtim. Duş alıp çıktığımda İnci yatağımın başında çalan alarmımı kapatıyordu.

- Bu ne kızım sabah sabah? Kuş cikcikleyip duruyor. Böyle alarm mı olur?

-  Cikciklerle güne pozitif uyanman gerekiyordu ama ters tepti sende nedense!

Diye imalı imalı konuşunca dün gecekiler İnci'nin kafasına anca dank etmişti. Yanıma doğru zıplayıp sarıldı.

- Bir daha olmayacak. Beni affeder misin??

Sinirim geçmişti. Fazla uzatmanın da bir anlamı yok.

- Affettim. Zaten sinirim geçmişti.

Diyip gıdıklamaya başladım. Tiki vardı ve belinden acayip gıdıklanırdı çünkü. Her seferinde de büyük söverdi bu yüzden.

- Küfretmeyi yasakladım kendime dua et!

Diyebildi onu rahat bırakınca.

Gülümsedim ve saçımı yapmak için aynanın karşısına geçtim. At kuyruğu yapmam yeterli olurdu. Güzelce taradım ve bileğimdeki sarı tokayı saçlarıma geçirdim. Zaten üstümü giyinmiş olduğum için şimdi hazırdım.

- Beni bekle beraber inelim kahvaltıya.

- Tamam acele et.

- Sadece 5 dakika.

İnci'nin hazırlanmasının ardından anahtarlarımızı da alıp çıktık.

Koraylarla karşılaşacağımızı düşünmüştüm. Ama olmadı...

Yıkılmışcasına İnci ile restorana indik ve bir masaya oturduk. Yemeklerimizi söylüyorduk ki biri seslendi. KORAY...

- Kızlar! Yanınıza oturabilir miyiz?

Dedi ve gülümsedi. Onun gözleri beni bulurken benim gözlerim onun gülüşünü bulmuştu. Yine aynı şey oldu işte.

Bu çocuğun gülüşü tüm bedenimi ısıtıyordu...

Sonunda yeni bölüm arkadaşlar...
Fazla yazmayacağım buraya beğendiyseniz lütfen oy verin...
Hepinizi çok seviyorum...
Diğer bölümde görüşmek üzere...

19.11.20

Selvi SiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin