' Gözleri Gözlerime ,

2 1 0
                                    

Midemdeki kelebeklerle birlikte kahvaltımızı ettikten sonra ben Koray ve Salih masadan kalktık. İnci hala yiyordu e tabi patron kızı ne acelesi var. Biz 3 aptal bir şeyi unutmuştuk. Önlüklerimiz yoktu. Aceleyle Eray amcayı bulduk ve birer önlük aldık. İşte şimdi hazırdık. 

Eray amca bize nerelerde çalışacağımı söyleyince dağıldık. Koray ve ben otelin önünde yani dışarıdaki masalarda görevliydik. Salih ise başka bir garsonla içeride lokantada görevliydi. O başka bir garson dediğimin cinsiyeti kızdı. Haydi bakalım İnci artık bütün gün içeride oturur durursun. 

Sabah daha erken olduğu için fazla gelen giden yoktu. Oteldekiler de henüz kahvaltıya inmemişti ki zaten inenlerde içeride lokantada oturuyordu dışarısı sıcak diye. Bir kere en azından dışarıda rüzgar var serinlersin pişin içerde. Hiç anlayamıyorum şu zengin tipleri. 

Masalar müşteriler için olduğundan oturamıyor kenarda dikiliyordum ki yanıma Koray geldi. O da sıkılmış olmalı tabi. 

-Nasıl gidiyor?

-Vallaha şuan hiç gitmiyor. Böyle duruyoruz ama birazdan millet yığılacak canımız çıkacak gibi hissediyorum.

-Ne yalan söyleyeyim ben de onu düşünüyordum.

-İlk günden şikayet ediyoruz çok ayıp.

Dediğimde gülüştük.

-Aa şuraya biri geldi ben bakayım.

-Tamamdır kolay gelsin.

Yanımdan uzaklaşırken arkasından bakakaldım.  Şaka falan çok hoş çocuk. Siparişleri alıp arkasını döndüğünde göz göze geldik. Hah sıçış. Bakışlarımı çektiğimde utanmıştım ve yavaş yavaş yanıma gelirken kaçmam gerekiyordu. Baya ballı olmalıyım ki arkamdan bir müşteri seslendi ve nefesimi kontrol ederek ona yöneldim. Elimdeki deftere siparişleri not aldıktan sonra geri dönüp bara siparişleri ilettim. Sonunda ikimizde siparişleri götürüp boş kaldığımızda tekrar yanıma geldi ve bana baktı. 

-Noldu?

-Hiç ne olsun geçinip gidiyorum.

-Öyle olsun bakalım. Biliyorum hiç sırası değil şuan ama biraz kendinden bahsetsene. Sonuçta beraber çalışıyoruz ve birbirimize tamamen yabancıyız.

-Haklısın aslında...

Derken lafım bölündü. Ses tanıdıktı hem de çok.

-Naber Bengi kolay gelsin.

-İyiyim Serhat-abi teşekkürler.

Kendimi kontrol etmeye çalışarak cevap verdim zor da olsa. Dün gördüğüm şeyden sonra sarsılmıştım tabi. Sedataşkımdan Sedat abiye dönme zamanım gelmiş demekki. böyle içimden konuşup duruyorum çünkü başka bir şey söylemeden gitti yanımdan ve çaprazımdaki masaya oturdu. Öylece düşüncelere dalmışım ki Korayı durmamışım bile. En son dürttü de allahtan öyle farkettim. 

-Daldın? Müşteri seni bekliyor illa da sen gelecekmişsin.

-Allah Allah hayırdır. Hangi masa?

-Şu soldan ikinci.

-Hadi ben kaçtım.

Koray'ın gösterdiği masaya doğru yöneldiğimde masadaki kızın da bana bakıyor olduğunu gördüm. Yüzünü seçmeye başlamıştım ki yurttan arkadaşım Tülay olduğunu görünce hızlandım. Ulaan ne de çok özlemişim. Masaya vardığımda ayağa kalktı ve sıkıca sarıldık.

-Hangi rüzgar attı seni buraya insan bir haber verir geleceğini ya hem nerden öğrendin burada olduğumu?

-Güney rüzgarı attı kuzum. Hem ne bu sorgu ya. Sürpriz olsun istedik işte kötü mü yaptık.

-Yaptık derken ?

-Ay ağzımdan kaçtı... Şeyy.. Güney ile geldik o haber verdi burada olduğunu. İnciyi de kafaladık sana haber vermesin diye. Baya planlı falandı ama bozuldu.

-İsterseniz çaktırmam Güneyin de geldiğini bilmiyormuş gibi yaparım sen merak etme.

Uzunca gülüşüp tekrar sarıldıktan sonra Koray yanımıza geldi.

-Merhaba bölüyorum ama Bengi yardım lazım kalabalıklaştı da burası.

-Ay çok özür dilerim yurttan arkadaşım gelmişte. 

-Yurttan derken?

-Sonra anlatırım hadi gidelim.  Güzelim benim gitmem gerek sen ne kadar buradasın?

-En az  bir hafta buradayım merak etme işine bak sen kolay gelsin.

-Öptüm.

 Uzun bir maratonun ardından sonunda akşam olmuştu ve yerimize akşamcı garsonlar geçmişti. Tanıdığım diye torpil de yok ayol bu ne asdfghjklşi. Ara ara İnci yanıma uğramış ama meşgul olduğumu görünce geri dönmüştü. Tülay beni müsait bulamayınca ortalıktan kaybolmuştu büyük ihtimalle Güney'in yanına gitmiştir. 

Sonuç olarak iş bitmiş ve biz de bitmiştik. İnci ve Salih zaten içeride olduğu için bir masaya oturmuş bizi bekliyorlardı. Biz de Koray ile yanlarına gidip oturduk. Yemeğimizi yedik ve odalarımıza çıktık. İnci bütün gün boş olduğu için sıkılmış bize sarmıştı bu yüzden şimdi hepimiz Korayların odasına gelmiştik. İnci Fırat'ı da telefon edip çağırmıştı ki o da bunu bekliyormuş gibi hemen damladı. Benim hiiç halim olmadığı için öylece koltuğa oturmuştum. İnci, Salih ve F ırat hemen oyun oynamaya başlamıştı. Hadi İnciyi anladık bütün gün boştu ama Salih nasıl bu kadar enerjik hala? Koray da gelip yanıma oturdu. Bir süre bakmadım yüzüne kımıldayacak halim yoktu ama sonra ayıp olmasın diye kafamı kaldırdığımda gözlerine denk geldim. Kocaman açılmış bana bakıyorlardı. Bu defa çekmedim gözlerimi gözlerinden. Serhattan sonra neyim kalmıştı ki. Gelişine bırakacaktım her şeyi. Ne olacaksa güzel olsun yeter...


Yeni bölüm...

Umarım beğenmişsinizdir...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayıınnn...

Bir süre bölümleri bilgisayardan yazacağım o yüzden sistem biraz bozuldu kusura bakmayın telefona geçince düzelteceğim...

Diğer bölümde görüşmek üzere...

27.12.20

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Selvi SiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin