11

232 20 1
                                    

10 Eylül 2017

Merhaba, güzelim. Sen kazandın yine. Affettim yine seni. Dün işimden kovulduğumu öğrendim. Adamlar haklıydı ama. Ne zamandır uğramaz olmuştum ofise. Boşlamıştım bütün işleri. Sana yazardım gece gündüz, seni düşünürdüm.
O gün evime dönerken, yolda bir çiçekçiyle karşılaştım. Zorla tutuşturdu elime, son paramı da ona verdim. Şimdi vazoda ki, bir buket papatyalarla bakışarak yazıyorum bunları. Solmaya başladılar, yavaşça. Sonbahar geldiğini iyice gösterir oldu sevgilim. Yollarda yürürken, ayaklarıma vurur oldu yine kırmızı, sarı yapraklar. Daha da soğudu hava, sanki içim hiç üşümüyormuşcasına. Sanki bana inatla soğudu hava. Bilirsin, yaşadıklarımı bağlarım ben birşeylere. Sen bakma sevgilim bana.
Bugün yolda öyle ilerlerken gördüm sevgilim, hani o ilk buluştuğumuz parkı. Hani o ilk altına oturduğumuz yaşlı çınar ağacını. Çocukları kenarı çekip, elektrikli testereyle kestiklerini gördüm sonra. Çok yaşlı imiş, kurumuş ağaç. Belediyede, kesip yakacak yapalım demiş. Sende mi böyle çıkarttın beni hayatından?
Ama orada kesilen sadece ağaç değildi birtanem. Çocuklar heyecanlı gözleriyle, testerenin dönüşünü izlerken, orada kesilen sadece bir ağaç değildi sevgilim.
Anılarımız da kesildi bizim. Seninle olan en güzel, en değerlisinden bile değerli anımız yok oldu bizim. Şimdi kim bilir hangi evde bir sobanın, hangi mangalın yakacağı olur anımız?
Bu kalbime saplanan kaçıncı ağrı? Kaçıncı acı bu? Bilmiyorum sevgilim, yaşıyorum artık gelişigüzel. Ama senden bir ricam olacak. Evini buldum diye benden yine kaçma olur mu? Ben yine çaresiz kaldığım da geleyim, bakayım o güzel yüzüne, başkasına attığın gülüşüne. Benim yine güzelleşir günüm senin gülüşünle.
Papatyalar kadar güzel kal sevgilim...


wildest dreamsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin