14 [END]

485 36 22
                                    


4 Aralık 2017

Merhaba, Mavi'm. Bugün hiç tadım, hiç keyfim yok. Ev sahibi geldi sabah, "Çıkacaksın, Jungkook." dedi. Birşey diyemedim. Önceden param çıkışmayınca, biraz daha zamanı uzattırırdım. Şimdi sadece kafamı sallamakla kaldım.
Gidiyorum ben sevgilim. Bekledim ben seni. Bıraktığın yerde kaldım onlarca gün, onlarca ay ama sen gelmedin sevgilim. Artık gelmeyeceğini nihayet anladım. Kalbim acısa da, bırakmaya çalıştım seni güzelim. Bende gidiyorum en nihayetinde, bak hiç birşey kalıcı değilmiş, herşey denildiği gibi geçiciymiş sevgilim. Şimdi odam da bunları yazarken, o güzel resmine akıtıyorum gözyaşlarımı. Benimki de iş ya, geri dönmeyecek birini sevdim.
Bunları gönderemediğim için beni bağışla sevgilim. Korktum yine. Ama belki birgün biri bu zarfları görüp göndermek ister. Eğer okursan üzülme sevgilim. Çünkü ben ölürken bile seni seviyor olacağım. Güzel günler geçirdik birlikte, artık hepsi bu eski kutunun içinde güzelim. Seni bulacağım Rose. O zamana kadar maviyle, sevgiyle kal...

Eski bir dosttan..



4 Aralık 2017... Taştan duvarların arasında küçük bir apartman dairesinde, kalorifer borularına asılı bir ip bulundu ve ipte bir adam. Kimse neden yaptığını anlayamadı. Herkes "Borçları vardı" dedi. Ama kimse anlayamadı kalp ağrısından yaptığını. Ölümünden sonra, yakınları çok ağladı. Onlar da unuttular sonra.
Ardında kalan kötü eşyaları atılacaklar köşesine koydular. Eski püskü bir kutu vardı orada, kimsenin bakmaya hile tenezzül etmediği.
Daha sonra bir antika dükkanı satın aldı o kutuyu. İçinden çiçeklerle süslenmiş, pastel renkli on dört tane zarf, birkaç resim ve küçük bir kağıda yazılmış portakallı kek tarifi çıktı. Antika dükkanının sahibi olan yaşlı adam üst üste yığılmış zarfların en üstündekini eline alınca, zarfın arka yüzü ilişti gözlerine.
"Bunları lütfen saklayın." Yazıyordu. Yaşlı adam başta atmayı düşünse de atamamış, tam iki yıl sonra bu mektupları kitap haline getirip bastırmıştı. Kitabın arkasına da şu notu iliştirmişti;

Ben Jungkook'u tanımam etmem. Birgün antika dükkanıma getirilen eski püskü bir kutunun içinde buldum bu mektupları. Başta atmayı düşündüm fakat gönlüm el vermedi sakladım, sonra dayanamayıp açıp okuyunca kalbime dokundu yazdıkları.
Umarım oralarda biryerlerde huzurla uyuyorsundur Jungkook. Biz seni tanımadık ama çok sevdik. Şu soğumuş, siyah kalplerimize sevmeyi ögrettiğin için teşekkürler. Sevgiler...

Bu kitabı okuyanlar Jungkook'u deniz, aşık olduğu kadını, -Rose'yi- gökyüzü yerine koydular. İnsanlar denizin çaresizce yazdıklarına hayranlıkla bakarken, gökyüzü bir kitabevinde rastlantı eseri bulduğu kitabı açıp okuyunca dayanamayıp bıraktı gözyaşlarını. Böyledir işte aşıkların, aşkı. Gökyüzü gülmeyi bırakınca, deniz de gitti buralardan çok uzaklara.
Sevgiyle, maviyle kalın.
Sevgiler gucciterlik:)...



İnanın neden böyle kısacık bir kurgu yazıp yayınladım hiçbir fikrim yok. Karaketerler çok az gözüküp, hatta neredeyse hiç gözükmeyip sadece Jungkook' un ağzından yazılan minik mektuplardan oluşan bir kitap. Umarım beğenilmiştir. Okuyan ve oy verenlere çok teşekkür ederim. Sizleri seviyorum çukulatalarım..🤍

wildest dreamsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin