Beklenti

326 15 3
                                    

Kerim üzerime yürüyüp kolumdan tutmuştu. Sert bir hamleydi ama sesimi çıkarmadım, canım çok yanıyordu. Herhalde Rüzgar'ın gözü önünde bana birşey yapmazdı, En azından ben öyle tahmin ediyordum. Gözleri adeta yakıp geçiyordu içime işliyordu. O mavinin içinde kaybolmamak elde değildi. Gözlerinin mavisi koyulaşmıştı, iyileşmiş göz bebekleri sabit bir şekilde bana bakıyordu. Çenesi gerilmiş ve kesinlikle burnundan soluyordu. Dişlerini birbirinden ayırmadan 'bu akşam bunun bedelini ödeyeceksin sana azıcık terbiye vermenin zamanı gelmiş' dediği anda başımdan kaynar sular inmişti. Hayır hu akşam hurda kalmanın bir yolunu bulmalıydım.

Rüzgar'ın cami tıklatmasıyla kendimize gelmiştik kolumu bırakmıştı ki dönük bir şekilde Rüzgar'ı kucağıma alıp eve doğru ilerlemiştik. İçeri girdiğimizde evin ortamının gergin olduğu zaten belliydi birde üzerine burnundan soluyan Kerim girmişti, kesin kavga çıkacaktı.

Sadberk ayağa kalkmıştı " Abi" yutkunmasıda arkasından gelmişti. Gözlerinde ufak çaplı bir korku vardı. Sadberk bile abisinden korkuyordu.

Hızı adımlarla Rüzgar'ı bahçeye çıkarmıştım ve küçük parka koymuştum. 'bebeğim sen burada uslu uslu oyna tamam mı bak hem burada hayvanlarda var ' kedim Simba'yı işaret ediyordum. Tamam anlamında kafamı sallamıştı. Alnından öpüp hızlı adımlarla salona dalmıştim.

Salonda yok yok maşallah. Annem, babam, abim, ablam, eniştem, Sadberk ve burnundan soluyan Kerim vardı. İşin daha da kötüsü abimle eniştem de çok sinirliydi. Bütün herkese sarılmıştım. Kimseden ses çıkmayacak mi diyecekken abim bir anda patlamıştı.

Aksen "neden buradasın Kerim"

Kerim sinir bozucu gülümseme ile " bana ne zamanda beri hesap soruyorsun?"

Aksen "sen ne zamandan beri habersiz eve geliyorsun?"

Kerim dudağının bir kenarını havaya kaldırarak " aaaa ayıp ediyorsun damadın sayılırım sonucta" yutkunmuştum. Bu işleri iyice karıştıyordu. Bunu demek zorunda mıydın lanet herif! Bir anda pat diye lafa girmiştim.

Alarcın " kavga etme sırası değil tamam mı? İkinizde ergen çocuklar gibi kavga etmeyeceksiniz evde 2 tane çocuk var." dememle annemin kafası bana çevrilmişti.

Eftal " bu arada diğer çocuk kim?"

Kerim " benim oğlum"

Eftal "ne demek benim oğlum?"

Kerim tam ağzını açmıştı ki yine lafa daldım.

Alarcın " ben daha sonra ayrıntılı bir biçimde anlatacağım annecim. Rüzgar'ın duymaması lazım ve asıl konumuz haftaya benim öteki haftaya da abimin evleniyor olması bu yüzden buraya birkaç eşyamı toparlamaya geldim." çok mantıklı bir insanmışım gibi konuşup duruyordum. Halbuki ne kadar korktuğumdan kimsenin haberi yoktu.

Eniştem o sırada bir anda ayağa kalmıştı. Ve Kutay " bu saçmalık tamam mı? Tam anlamıyla saçmalık. Sadece abinin için kendi hayatını mahvetmen. Alarcın buna mecbur değilsin biliyorsun de mi?"

Alarcın " saçmalık falan değil Kutay kendi ailemi korumaya çalışıyorum emin olabilirsin ki aynısını ablam için de yapardım."

Kutay "ben senden böyle birşey istemezdim ablanda istemezdi kendi hayatını bir defada silip atmana da izin vermezdim."

Tam ağzımı açacakdım ki abim lafa girdi

Aksen " sanki ben çok istiyormuşum gibi konuşma senden daha fazla kardeşimi düşünüyorum ben Kutay"

Kutay " Ahaha hiç öyle olduğunu sanmıyorum Aksen, kuyruğunu köşeye sıkıştırıp olayın bütün yükünü Alarcın'a yükledin.

Kerim" kavga etmeyi kesin şu saatten sonra yapabileceğimiz en ufak birşey bile yok söz ağızdan çıktı babam birkez tamam dedi. Şunu beyninize kazıyın hiçbiriniz Barbaros Zümrützadeoğlu'nun sinirli halini görmek istemezsiniz şimdi konuyu kapatın. Alarcın eşyalarını topla Aksen gel biz biraz senle konuşalım hatta Kutay ve Ali Tarık Bey sizde gelin. Sadberk sende Alarcın'a yardım et. 1 saate kadar çıkıcaz tamam mı? "

AYARSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin