Levent pansuman işini bitirince Tansu da yavaş yavaş kendine geliyordu. Üzerindeki yıpranmış kıyafetlerini değiştirmek için odasına gidiyordum. Levent ;
- Nereye, diye yakınarak sordu.
Yüzüne bakmadan arkam dönük bir şekilde ;
- Kıyafet alacağım sen burda kal hemen dönerim ,deyip odamın eşiğinden bir adım ileri gittim . Tansu tam o sırada gitme dercesine inledi. Duymamışçasına ilerlemeye devam ettim. Odası zaten 2 adımlık bir yerdi. Birkaç adım attıktan sonra odaya girdim . Etrafıma bakındım ve annemin misafirler için yaptırdığı dolabı açıp kıyafet aramaya başladım. Evde giyebilmesi için bu sabah spora gittiği eşofmanlardan başka bir şeyi yoktu. Dolabın üst rafına bakmak için parmak ucuma çıktım .Rafı kurcalarken aniden kafamda bir şey hissettim. Bu bir poşet . O geceki adamın Tansuya verdiği ...
Poşetin içinde ne olduğunu o kadar merak ediyorum ki tahmin bile edmezsiniz . İşte o gün yapmamam gereken bir şey yapıp hayatımı alt üst etmiştim . Dizlerimin üstüne çöküp poşeti açmaya çalıştığımda kapının açık olduğunu fark ettim . Hemen poşeti yatağın altına ittim. Dolaptan bir t-shirt ve pantolan çekip odama yöneldim . Levet ' e ;
- Herşey için teşekkür ederim artık gitsen iyi olur sonrasını ben hallederim deyip ,odamın kapısını işaret ettim .
Hiçbirşey söylemeden kafasını tamam dercesine salladı ve dudaklarını büzdü .Merdivenlerden inerken kolundan tutup kendime çevirdim ;
- Olanlar aramızda kalırsa sevinirim , dedim .
-Merak etme bu sadece bir iyilikti derken , nefesini yüzümde hissettim .
Hafifçe öksürüp odaya yöneldim .
-Misafirine kapıya kadar eşlik etmeyecek misin ? dedi .
- Arka balkonun kapısına kadar gelip oradan seni normal bir şekilde uğurlamamı mı bekliyorsun , dedim .
- Peki , dedi usulca ve merdivenlerden inmeye devam etti .
Bende direkt Tansu ' nun odasına girip kapıyı kapattım . Odamda tek başına o halde ne yaptığı umrumda bile değildi açıkçası . Yatağın altına soktuğum poşeti çıkarıp bağlandığı ipi çözmeye başladım. Açıldığında hemen içine baktım . İçinde birkaç fotoğraf ,ayrıyetten bir poşet daha ve bir defter vardı. Öncelikle diğer poşeti açıp içine baktım. Tam bir poşet dolusu dolar . Tutulmuştum o anda ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyordum. Poşeti kurcalarken dolarların altında yumuşak bir şey elime çarptı . Bir t-shirt .İçinden çıkarıp katlı olan t- shirt ü açtım . Üzerinde bir adam ve Tansu ' nun resminin baskısı vardı . Sanırım bu o bahsettiği İtalyan polis sevgilisi. T- shirt ü bir kenara fırlatıp fotoğrafları elime aldım . Tek tek baktım . Yine o adam ve Tansu ,sadece ikisi . Yalnızca son fotoğrafta arkada çıkmış yapılı çekici bir o kadar da ürkütücü bir adam oturuyordu.Kamerada çıkmış ve gayet dikkat çeken kaslı kolunun üzerinde büyük harflerle ' ENZO ' yazıyordu . Fotoğraflara baktıktan sonra geriye kalan defteri çıkardım .Kendimi sayfaları karıştırmaya hazırlarken defterin bir anahtarla açılması gerektiği gördüm. Saçımdan bir tel toka alıp açmaya çalıştım ve başarılı olamadım . O sırada annemin bana seslendiğini duydum. Çok hızlı bir şekilde poşeti toplayıp yerine yerleştirdikten sonra kapıyı sessizce açtım. Banyoya yönelip kapısını sertçe ve seslice kapattım . Tansu ' nun yanına hızlıca gidip odamın kapısını kapattım. Yatağın üzerinde duran halsiz ve yorgun Tansu ya kıyafetlerini giymesinde yardımcı oldum. O telaşla kilidini açamadığım defteri de almayı unutmuştum. Tansu yu yatağıma iyice yerleştirip üzerini örttüm ve annemin şüphelenmemesi için mutfağa indim . Anneme ;