"benimle intihar eder misin ryunosuke..?" duyduğu şeyle gözleri kocaman açılan akutagawa ne diyeceğini bilemez bir şekilde genç olanın yüzüne bakıyordu. ağzından çıkan bir iki mırıltı olmuştu tabii ama ikisi de bunları anlayamamıştı. "eğer istemezsen başka birinden rica edebilirim, sadece kurtulmak istiyorum." o an gördü akutagawa atsushi'nin güzel gözlerindeki kararlılığı. bir gün bunun olacağını biliyordu ama bu kadar erken olacağını düşünmemişti hiç. çaresizce başını olumlu anlamda sallayıp atsushi'nin hala lavanta kokan saçlarına küçük bir öpücük bıraktı. arkasındaki yatak başlığına yaslandığında gözlerini kapamış parmaklarıyla yavaşça gri saçları okşarken küçük bedeni dinliyordu.
"canın acısın istemem, o yüzden silah kullanabiliriz. ve şey... benim için bir veda mektubu yazar mısın?" çekingence sorduğu soruya karşılık gözlerini açmadan yanıtladı akutagawa onu, "kime bırakacaksın ki mektubu?" kimsesi yoktu atsushi'nin. ne bir arkadaşı ne de ailesi. tek başınaydı koca dünyada. önceden dazai olduğundan içi rahattı akutagawa'nın. kendisine bir şey olursa atsushi'ye iyi bakacak biri var diye düşünürdü hep. "ben, biliyorsun önceden de yalnızdım ama sadece yazmak istiyorum. amacım sadece içimdekileri anlatmak." anlayamıyordu akutagawa. bu düşünceleri ne zamandır içinde barındırıyordu atsushi. ne zamandır ölmek istiyordu. "yazarız, ben kağıt bulayım." kollarını ince bedenden çekip yataktan kalktı. çalışma masasından boş bir kağıt ve altına destek için bir defter aldı. atsushi'nin ruhuna uygun siyah bir kalem de bulduğunda yeniden yatakta yerini aldı. şimdi ruhsuzca bakan çocuğu dinleyip söylediklerini harfi harfine yazabilirdi.
"çok değerli ryunosuke...
bu dünyadaki yerim beni sevenlerin kalbi kadardır diye bir söz duymuştum. görüyorum ki artık bu dünyada beni seven tek kalp var. onu da yanımda götüreceğim. yalnız kalmasına içim razı olmuyor. hiç iyi bir arkadaş olamadım onun için. arkadaşlığımdan daha fazlasını hak etti o. bana aşkını verdi. bense ona sadece yük oldum. hayatını zorlaştırdım. cansız bir bedene bakmak zorunda bıraktım. pişmanım. hayatım için pişmanım. psikolojik sorunlarım için de pişmanım. bunları düzeltmenin tek yolu ruhumun bu kemik yığını bedenimden ayrılması olacaksa eğer, ben bunu yapmaya hazırım.
senden çok özür dilerim ryunosuke, seni peşimde sürüklediğim için. ama ben tek gitsem üzüntüden peşimden gelirdin zaten. beraber gitmemiz daha hoş olacak ruhlarımız için. umarım öldükten sonra da ruhun ruhumu bulup ona yardımcı olabilir. çünkü ben deniz atsushi nakajima, karanlıkta kaybolmaktan korkuyorum. ruhumun gireceği sonsuz girdaptan korkmama rağmen ölmek istiyorum. fiziksel ve manevi yaralarımı sarmaya çalışsan da onlar o kadar fazla ki... sadece seni yoruyorum. o yüzden ikimizi de sonsuz bir huzura kavuşturmak istiyorum.
senden her şey için af dileyen
atsushi nakajima..."akutagawa gözlerinden düşen yaşları koluyla silip yanında oturan bedene baktı. kendinden haberi vardı, sevgisini görüyordu ve hiç belli etmemişti. "fazla düzgün konuşamam, bilirsin cehalet. yine de yazdığın için teşekkür ederim. ellerimi kıpırdatacak halim yok." kötü hissediyordu atsushi. akutagawa ise cevap vermeden elindeki kağıdı katlayıp yan taraftaki üçlü küçük çekmecenin en üst gözüne bıraktı. biraz daha burada duramazdı. gitmesi gerekiyordu. gidip kimsenin durmayacağı bir yerde bağırmak, öfkesini ve hayal kırıklığını kendi içinde yaşamak istiyordu. atsushi büyük olanın gideceğini anladığında rahatsızca yerinde kıpırdandı. şimdi yapamazlardı zaten, uygun bir zaman değildi.
"bir hafta sonra yine gel. saçlarımı lavantayla yıka, evimi havalandır ve çok sevdiğin silahını son kez kullanalım." akutagawa sadece başını olumlu anlamda salladı. az önce durmaya zorladığı yaşlar yeniden gözlerinden akmaya başladığında koşar adımlarla terk etti evi. canı acıyordu, bunu geçirebilecek hiçbir şey yoktu. canını yakan kişi bile düzeltemezdi. bütün dünyası yıkılmış gibiydi. hayal kırıklığını ilk kez bu kadar derinden hissediyordu.
⠀⠀⠀ ⠀⠀ ⠀ ⠀⠀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the voice inside my head | shinsoukoku
Short Storywill you come home and stop this pain tonight? -17.11.20-