•••
Doğa Karahan ✨
Büyük bir kitap okuma kulübünün içerisindeydim.Hayalkırıklığı bedenimi tümüyle ele geçirmişti.Aptal Teoman bir kitap kulübüne mi gelmişti?.
"Neden kitap kulübü için eş gerekiyor ki?"
Benim içeri girmeme yardım eden o tanımadığım yabancıya dönüp,içimi kemiren o soruyu sormuştum.
"Ne?.Neresi burası,ne dedin sen?" Gülmesinden kelimeleri sürekli kesilmiş,yüzünde aptal bir ifade belirmişti.Bir adım gerileyerek,kütüphane-kafe ortamındaki bu yerde göz gezdirdim.Kollarımı göğüsümde bağlarken,boş boş ona baktım.
"Kör müsün?" Diyerek başımla rastgele bir noktayı gösterdim.Bartu'dan buraya girmek için ortadan kaybolduğundan dolayı iyi bir azar yiyecektim.
"Ah,çok masumsun" diyerek elimi sıkıca kavradı ve beni kendine doğru çekti.Gözlerim şaşkınlıkla açılsada köşede bize pür dikkat bakan güvenlik görevlisini gösterince sakin kalıp gülümsemiştim.Gözlerim kenetlenmiş ellerimize çevrildiğinde,oda hafifçe başını eğerek benimle aynı yere baktı.Birkaç saniye öylece ellerimize bakıp,sakince gözlerimi ona çevirdim.Bunu yaptığı için onu azarlamaya başlayacaktım ki,kafasını hafifçe olumsuz anlamda salladı.
"Eşiz biz,bunu unutmasan iyi olur" dedi dudaklarını kıpırdatmamaya çalışarak ve sessizce.Bunu öyle bir söylemişti ki,Berdel veya sözleşmeli bir evlilik yapmışım gibi hissetmiştim.
"Seni buraya sokarak büyük bir dertten kurtardım.Bana bir iyilik yap ve beni rezil etme" dedi gülümseyerek güvenlikle konuşmaya başlamadan önce.İstemsizce kendimi susarken bulmuştum.Teoman beni fark edebilir ve herşey mahvolabilirdi.
"Mert,uzun zamandır görünmüyordun" diyerek omunla güvenliğin el sıkışmasını izledim.Koluna girdiğim bu adamın ismini de bu şekilde öğrenmiştim.Biçimli güzel burnu,güzel gözleri ve uzun bir boyu vardı.Ortamın yakışıklılık ihtiyacını tek başına karşılayabilecek bir tipteydi.Erkekler tuvaletinin önüne geldiğimizde parmaklarımı sıkıca kavrayan parmaklarından kurtulmak için geriye doğru bir hamlede bulundum.
"Seninle oraya gelmeyeceğim!.Sen beni ne sanıyorsun?!"
Ona bağırmaya başladığım için kitap kulübündeki sessizlik hızlıca bozulmuş ve tüm dikkatler üzerimize çevrilmişti.Kaşları sinirle çatılmış,çenesini sıkmaya başlamıştı.Onu rezil etmememi söylemişti ve şimdi böyle olduğu için kızgındı.Ondan kurtulmama izin vermeyip,çenesini saçlarıma bastırdı.Neredeyse kalp atışını hissedebileceğim kadar yakındık.Ona bu kadar yakın olmak beni delicesine rahatsız etse de,uzaklaşmama izin vermiyordu.
"Sus ve gir,çocuk avutmayacağım"
"Hayır,orada ne işim var?.Tuvaletini yaparken seni mi bekleyeceğim?"
Çenesini başımdan çekip,tuhaf bir şekilde bana baktı ve güldü.Başını geriye doğru atıp,derin bir nefes aldı.Daha sonrasında da hiçbirşey demeden uzaklaşmama izin verdi.Masmavi gözlerini öylece,donuk bir ifadeyle gözlerime dikti.
"O zaman çıkabilirsin" diyerek çıkış kapısını işaret etti.Daha sonra hiçbirşey söylemeden tuvalete öylece girdi.İnsan kalabalığı bu kısımda değildi.Ayağımı sertçe yere vurup,ellerimi saçlarıma daldırdım.Aptal Teoman'ın açığını bulup,buradan kurtulmak istiyordum.Hızlıca onu görebilmek için kitap kulübünün içerisinde gezinmeye başladım.Herkes eline aldığı bir kitapla öylece stabil bir şekilde duruyordu.Deli gibi gezinmem dikkat çekiyordu ve atılmak üzere olduğumu hissedebiliyordum.Bir yandan da Mert'in çıkıp çıkmadığını takip etmek için öylece etrafa bakıyordum.Kitap kulübünün her köşesini gezip,aptal gibi onu arasamda Teoman'ı görememiştim.Kendimi yorgunlukla bulduğum tekli koltuklardan birine attım.Bartu'dan gelen birkaç mesajı okumak için telefonumun ekranını korkarak açtım.Ada ve ondan sayısız cevapsız arama vardı.Gelen mesajlar ise çıldırmak üzere olduğunun kanıtıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkabağı
ChickLit|Mafya Lisede Poysel'in bir çeşit devamı niteliğindedir ama Poysel'i hiç okumadan da başlayabilirsiniz.| Annelerinin gerçek aşkın büyüsünü anlatan masalları ile süslediği ikizler'i,hiçte böyle bir yaşam beklemiyordu. İki zıt kutup gibi birbirlerinde...