•Bu bölüm @_Elaay9 'a ithaf edilmiştir•
Duru Karahan
Kalbim bu anlara çivilenmek istercesine yavaşlamıştı.Sanki zaman artık durma noktasına yakındı.Kipriklerini yavaşça kırpışını izledim.Dudaklarından dökülen titrek nefes,dudaklarıma öylece ulaşıyor ve bir zehir gibi tüm bedenime dağılıyordu.
"Belki de seni daha önce görmeliydim"
"Beni daha önce görmüyor muydun?" Dedim şaşkınca.Bu ne ilk buluşmamızdı ne de o kördü.Kendi kendine gülerek,özlerini aynadaki yansımalarımıza çevirdi.
"Bakmak,görmek değildir" diyerek yine o dalgalı sözleri arasına hapsetmişti beni.Bedenim onunlayken alarm veriyor gibiydi.Karnımda oluşan bu his,bedenimdeki karıncalanma ve kalbimdeki tuhaflık beni yok etmeye yetecek kadar güçlüydü.Bir de söylediklerinin karmaşasıyla beynim adeta çöküyormuş gibi hissediyordum.
"Neden buradayız?" Dedim etrafa bakınarak ve bir önceki söylediğini duymamazlıktan gelerek.Söylediklerim üzerine kendini toparlayarak boğazını temizledi.Geriye doğru çekilip,etrafı gösterdi.
"Bana daha yakın olmak isteyeceğini düşündüm" dedi eliyle odayı gösteriyordu.Yatak odasında ona daha yakın olmak isteyeceğimi düşünmesi beni tedirgin etmişti.Oda loş bir ışıkla aydınlanırken,yüz ifadesini tam olarak seçememenin verdiği bir endişeyle ona bakmaya devam ettim.
"Seninle yatacağımı düşünmüyor olmalısın" dediğimde cümlem biter bitmez büyük bir kahkaha patlattı.Bana dakikalar gibi gelen o süre zarfında sadece gülmüştü.Git gide ona duyduğum romantizme ait hisler yerini büyük bir utanmaya bırakmıştı.Bunu söylememeliydim hissiyle yanıp kavruluyordum.
"Seni becermek için buraya getirmedim Duru.Bunun için farklı mekanları tercih ederim" diyerek gülmeye devam etti.Kollarını açarak,geriye doğru kendini yatağa bıraktı.Komodinin üzerindeki saat tam olarak 23.30'u gösteriyordu.Eve dönmek için tam bir saatim vardı.
"Çisil'i bulacağım" diyerek odadan çıkmaya çalıştığım an beni durdurmuştu.
"Çisil iyi" dedi beni geçiştirmeye çalışır gibi.İçimde tuhaf bir kaygı oluşmuştu.Buradan ve ondan uzaklaşmak istiyordum.Elimi tutarak,beni kendine doğru çevirdi.Yeşil gözleri tüm karanlığa meydan okurcasına bana bakıyordu.Elimi tutan eli yavaşça koluma doğru uzanıp,parmak uçlarını omuzumdan aşağı yavaşça hareket ettirdi.Bu huylanmama sebep olsa da nefesimi tutmuştum.
"Ayçiçeği gibisin..." diye fısıldadı.
"Ayçiçeği mi?"
"Yüzün hep güneşe,iyi olana dönük.Seni üzmek cehennemle cezalandırılmaktan bile daha kötü"
Gözlerindeki tuhaf duygu geçişini ve sözlerini tam olarak anlayamamıştım.İyi birşey olmasını ummuştum sadece.
"Balkabağı ve Ayçiçeği..." diyerek gülümsedim.Belki de kitabımın ismini değiştirmeliydim.İkisi birlikte çok daha iyiydi.Dudakları yavaşça yukarı doğru kıvrılırken onu izlemeye devam ediyordum.Kalbim,onun bana en büyük yeni yıl hediyesi olduğunu fısıldıyordu.
"Sana zarar vermeyeceğim" diyerek geriye doğru çekildi.Yatağın ucuna oturarak,elleriyle yüzünü kapattı.Bir dakikaya yakın bir süre öylece kalmıştı.Odanın ortasında sözlerinin bende yarattığı tuhaf hislerle kavrulurken,öylece onu izliyordum.
"Teo iyi misin?"
Dayanamayarak yönelttiğim soruyu cevaplamasına fırsat kalmadan kapı hızlıca açılmış ve büyük bir gürültüyle duvara çarpmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkabağı
ChickLit|Mafya Lisede Poysel'in bir çeşit devamı niteliğindedir ama Poysel'i hiç okumadan da başlayabilirsiniz.| Annelerinin gerçek aşkın büyüsünü anlatan masalları ile süslediği ikizler'i,hiçte böyle bir yaşam beklemiyordu. İki zıt kutup gibi birbirlerinde...