[4]

1.9K 211 118
                                    

                                               *

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

İçi geçmiş olan Alyona yavaşça başını omzunun üzerinden kaldırdı, tutulmuş boynunun acısını hissetmesiyle yüzünü buruşturdu. Gözleri duvardaki saatle buluştuğunda sinirlenmeye başlamıştı. Onu tam 2 saattir burada yalnız bırakarak ne yapmayı amaçlıyorlardı? Genç kadının açlıktan ve susuzluktan ölmesini mi?

Düşüncelerinin karşılığı hiç beklemediği bir anda küçük odanın kapısının açılmasıyla verildi. Hafifçe yerinden sıçradı ama bozuntuya vermeden toparlandı. İçeri giren Steve Rogers şimdi biraz daha sakin gözüküyordu, bu görüntü Alyona'nın yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

"Beni ölüme terk etmeyeceğini biliyordum, Steve."

Adamın ismini öyle nazlı söylemişti, başını yana yatırarak, gözlerini art arda öyle çok kez kırpmıştıki Steve Rogers istemsizce gözlerini devirdi. Arkasında tuttuğu elektronik kelepçeyi önüne getirerek başının biraz yanında, kıza göstererek salladı.

Alyona'nın yüzünde yaramaz bir gülümseme oluştu, sağ gözünü kırptı ve edepsizce bir yorum yapmak için hazırlandı. Elindekinin ne olduğunu tabiki biliyordu ama Steve Rogers'la oynama şansını nasıl teperdi?

"Sen çok yaramaz bir adamsın, Kaptan. Beni kelepçeli fantezilerine alet mi edeceksin? Ne bu, telefon numarasını vermememin cezası mı?"

Sarışın adam şimdi saçları onunkiyle neredeyse aynı tonda olan genç kadına inanamayarak bakıyordu. Her hareketini, her sözünü bu şekilde mi yorumlayacaktı? Bu Steve'i çok rahatsız ediyordu.

"Bu bir elektronik kelepçe, nasıl işlediğini bildiğine oldukça eminim. Ayak bileğine takacağız, tesisten dışarı adım attığın an bütün binada bir alarm yankılanacak. Sana güvenebildiğimiz zaman kelepçeye veda edersin, ne diyorsun?"

Alyona kollarını göğsünde çaprazlayarak birleştirdi, gözlerini kıstı ve adamı birkaç saniye inceledi.

"Bu kelepçe fantezisini hala hayata geçirebileceğiz anlamına geliyor mu?"

Captain America sabrının taştığını hissediyordu. Elini boşver dercesine salladı, Alyona'yı burda sonsuza kadar tutabilirdi. Ruslar ikinci bir ajan yollarsa onuda yakalardı, Alyona gibi ikna etmeye çalışır, başarısız olursa ikisinide aynı hücreye tıkardı. Bunları yaparken hiçte yorulmazdı.

Yuvarlak kapı kolunu kavradığında inatçı rus ajanın sözleri tarafından durduruldu.

"Sana numarayı vereceğim."

Steve birkaç saniyeliğine gözlerini sıkıca kapadı, kendini sakinleştirdi ve sıkmakta olduğu kapı kolunu bıraktı. Birileri yola geliyordu.

Red Room || Steve RogersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin