KÜSMÜYÜZ?

31 4 5
                                    

Beraber yürümeye başladık. Berkan arkadan geliyordu. Onla yürümek beni rahatsız etmişti. İkimizde sessizdik. Bu sessizliğin bozulmasını istemek en son şeydi benim için. Sınıfın kapısına geldik ama hoca çoktan girmişti. Abdullah hoca. Allah kahretsin benim durumu mu biliyor ama Berkan'ı kesin sorgular. Ve Berkan'da herşeyi anlatır. Bazı şeyler hariç. Kızlar başımın etini yer. Olmaz bir şey yapmalıyım. Berkan arkadan geldi bana şapşal şapşal bakıyor.

-Neden grimiyorsun? Bir şey mi oldu? Neren acıyor?

Haha çok duyarlı biri...

-Yok hayır.

-Peki ne oldu?

Şimdi ne diyeceğim. Ne uydursam. Tuvaletin geldi. Yok ya sen git der. Derse girmeyelim desem. Yanlış anlar. Tam bu sırada kapıyı tıklatmak için elini kaldırdı. Vurmaması için elinden tuttum. Bana mal gibi bakmaya başladı.

-Ne oldu?

-Şey...

Aman siktir et hele şu kapının önünden kurtulalım şimdi açılırsa daha kötü. Hay ben şom ağzıma edeyim. Kapı açılırken Berkan'nın kolundan tuttuğum gibi yan tarafa doğru çektim. Allhtan sınıfımız koridorun başındaydı. Yan duvara yapıştım. Onuda yanıma doğru çektim. Ama tahmin ettiğim gibi olmadı, yanıma değil üstüme geldi. Ben Berkanla duvar arasında sıkışırken kendi pis pis sırıtıyor. Her şey o kadar hızlı oldu ki onun üstüme gelmesine nasıl tepki vereceğimi şaşırdım. Boş gözlerimle bakarken. Hoca koridora 'Kim var orda?' ben nefesimi tuttum. Hocanın bizi görmemesi için dua etmeye başladım. Allahın sevgili kuluymuşum. Koridorda koşan 9. Sınıf öğrencileri azar işitti. Hoca bağırıp nasihat verdikten sonra kapıyı çarpıp gitti. Ben tuttuğum nefesi verdim. Ama dibimdeki Berkan'ı sonradan hatırladım. Halimizi bir düşününce gerçekten sevgiliden farksızdık. Berkan'nın tek eli duvarda diğer eli benim elimdeydi. Elini sımsıkı tutuyordum. Bedenlerimiz birbirine çok yakındı. Ama iki gözünüde görebileceğim bir mesafe vardı. Sevindirici. Sesli bir şekilde yutkundum. Tamam utanç verici ama boğazın kurumuştu. Gözlerimi kırpıştırdım. Gülümsemesi yüzüne yayıldı. Sırıtınca sinirlerin hopladı. Elini hızla bıraktım. Göğsüne tüm gücümü uygulayarak ittirdim. Ama nafile ancak arkaya iki adım geriledi. Berkan'nın soru dolu gözlerinden kaçarak bahçeye doğru hızla ilerledim. Rezil olmuştum. Herşey daha berbat olmuştu. Ben çok salaktım bu kesin. Ne hali varsa görsün. Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmıştım. Daha ne olsun.

Arkadan koşrak geldiği kesindi. Haklı bir kız tutuyor onu kendine çekiyor. Tanımadığı bir kız. Kolundan tuttu kendine çevirdi. Ben nasıl bir yalan uyduracaktım.

-Sorun ne? Neden hocadan kaçtın? Ve yüzün neden kızardı. Hemde koyu bir kırmızı.

Ben elimi yüzüme götürdüm. Gerçekten ısınmıştı. Of of...

-Sınıfın tepkisinden kokrtuğum için içeri girmek istemedim.

-Ne? Ne tepkisi?

Asıl bana, ne? Neden dedim şimdi bunu. Akılsızım cidden.

-Beraber gireceğimiz için merak edip soracaklardı. Sen de hocadan ceza yememek için bana yardım ettiğini söyleyecektin. Böylece sınıfta bir uğultu çıkacak. Hoca seni affedecek ama ben tenefüste kızların sorularıyla dolup taşacaktım. Seni etkilemese de ben bu okulda kimseyle çıkmadım. Bu yüzden dedikodu malzemesi olacaktım. Sonra benim okul birinciliğimi isteyenlere yol açılacak. Beni geçeceklerdi. Yani bende bu durumdan kaçtım senide sürükledim.

Bana baktı. Elini çenesine götürdü.

-Bunların hepsini saniyeler içerisinde mi düşündün?

İSİMSİZ..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin