5.BÖLÜM

79 3 1
                                    

Bu gün işe gitmek için daha da heyecanlıydım. Çünkü Kerem tekrar gelebilirdi. Hemen en sevdiğin dar paça kotumu ve kolları kırmızı, gövdesi beyaz olan tişörtümü giydim. Saçlarımı dağınık topuz yaptım. Rimel sürdüm ve biraz da allık. Altına siyah dolgu topuk spor ayakkabılarımı giydim ve siyah çapraz çantamı taktım. En son olarakta siyah deri ceketimi giydim.
Evden çıktım ve otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Biraz yürüdükten sonra yanımda bir araba durdu. Araba siyahtı. Önce korktum ve adımları hızlandırdım. Daha sonra arabanın camı açıldı ve camdan bana doğru bir kafa uzandı. Bilin bakalım kimdi?? KEREM. Şu an gerçekten inanamıyordum. Neden bu yoldan gidiyordu ki? Acaba evi bu tarafta mıydı? Kafamda bunun gibi bir sürü soru oluştu.
- Kerem?? Senin burada ne işin var??
- Eğer kağıdı okumuş olsaydın neden burdan gelmiş olduğumu anlardın.
Off!! Tabi yaa kağıt. Adres. Bi de neden ardesini yazdığını kendime sormuştum ve kendimce çok saçma olduğuna karar vermiştim. Kerem beni iş yerime kadar bırakacağını söyledi. Bende tabii akıllı şansı kaçırır mıyım?? Tabikii hayır. Arabanın kapısını açtım ve Kerem'in yanındaki koltuğa oturdum. Kerem arabayı tekrar çalıştırırken bende kemerimi taktım. Yol boyunca ikimiz de konuşmadık. Taki Kerem konuşana kadar.
- K: Heyyy! Müzik ister misin?
- Olabilir!?
Önce ikimiz de biraz bekledik. İkimiz de radyoyu açma işini birbirimizden bekledik. Ama sonra ben dayanamayıp radyoyu açmak için elimi uzattım. Tam düğmeye basarken o da elini uzattı. Eli elime değdi. Ona baktım. O da bana baktı. Öylece birbirimize baktık. Daha sonra ben elimi çektim. Ve gözlerimi ondan ayırdım.
- K: Şeyy!! Benim sana bir şey sormam lazım.
- Ee. Tabi olurr. Sorabilirsin.
- K: Benim biraz annemlerle başım dertte. Bu yüzden bu akşamlık benim kız arkadaşım olur musun??
Kız arkadaş mı?? Yani keşke bu akşamlık olmasaydı. Ama neyse bu akşamlık başlayalım da sonra gerisi gelir inşallah.
- Bilmiyorum. Sen bunu neden istiyosun?
- K: Aslında bu gün annemler beni bir kızla tanıştırmak istiyorlardı. Ama ben onlara benim bir kız arkadaşım olduğunu ve beni başka bir kızla tanıştırmalarının hiç gerek olmadığını söyledim.
- Var mı peki??
- K: Hayır, ama sen varsın. Ve benim bugün için kız arkadaşım olucaksın.
- Ben evet dersem.
- K: Diyecek misin peki!?!
- Hım... Olabilir.
- K: Yaa lütfenn!! Sana ihtiyacım var.
- Bana ihtiyacın varsa olur.
- K: Çook teşekkür ederim Selin. Seni akşam 8'de alırım. Güzel bir elbise giy. Sonuçta kız arkadaşım olacaksın.
Güzel giyin mi?? Şaka mı yapıyordu. Herhalde nerde ne giyeceğini bilen bir kızdım. Bunu söylemesine gerek yoktu. Ayrıca 'Benim kız arkadaşım olacaksın' ne demek? Sanki Obama'nın oğlu beyfendi. Aman neyse benim sadece bu geceye odaklanmam lazım. Sonuçta müstakbel kayınebeveyimlerinin ve erkek arkadaşımın karşısına hoş ve şık bir şekilde çıkmam lazımdı.
Bu konuşmadan 5dk sonra çalıştığım pizzacıya geldik. Kemerimi çıkarttım ve tam kapıyı açmak için uzandığımda Kerem bana seslendi.
- K: Selin sana şimdiden tekrar teşekkür ederim.
- Önemli değil.
Pizzacıya girdiğimde beni her zamanki gibi Sena kapıda karşıladı. Ama kızgın bir şekilde. Sanırım geç kalmıştım. Hemen bana elindeki önlüğü ve kağıt kalemi uzattı. Bende alıp, hızlıca önlüğü başımdan geçirdim. Kağıt kalemi de elime alıp siparişleri almaya başladım. İşler biraz hafiflediğinde bir koşu Sena'nın yanına gittim ve bu akşam daha erken çıkabilmek için izin istedim. Önce biraz burun kıvırdı. Ama sonra o bembeyaz dişleriyle bana gülüp izin verdiğini söyledi.
İşten hızlıca çıktım ve otobüse binip evin yolunu tuttum. Eve geldiğimde kapıyı bana annem açtı. Uzun bir süreden sonra ilk defa. Annem ben bebekliğimden beri işe gider. Ve genellikle işten 6 gibi çıkar. Bu yüzden bu ani kapı açışı beni şaşırttı.
- A: Hoşgeldin kızım. Bende üstümü değiştirmek için eve gelmiştim. Akşam babn ve ben arkadaşlarla yemekteyiz. Bu yüzden geç gelebiliriz. Haa! Bir de bu arada benim seninle bir konu hakkında konuşmam lazım.
- Ne oldu?? Kötü bir şey mi??
- A: Yok yok hayır!?! Senin şu Londra gezin hakkında.
- Anne ne oldu yoksa gidemiyor muyum??
- A: Hayır kuzum. Onunla ilgisi yok. Gel şuraya oturalım da konuşalım.
Annem tekli koltuğa ben de çift kişilik koltuğa oturduk.
- A: Selin. Baban ve ben düşündük ve seni Londra'ya okul gezisi ile göndermemeye karar verdik.
- Ee okul gezisi ile gitmiyeceksem nasıl gidicem? Orda kendi kendimeme dolaşıcam.
- A: Yok canım hayır. Benim çok yakın bir arkadaşım Londra'da yaşıyor. Onun da senin yaşında belki biraz daha büyük, bir oğlu var. Ben onunla konuştum ve biz senin onunla birlikte kalmanı istiyoruz. O zaten anne ve babasıyla aynı evde kalmıyor. Kendi evine çıkmış. Eee ne düşünüyorsun??
- Yani bunu diyeceğini beklemiyordum ama olabilir yani, bence. Ona da sordunuz mu bunu?
- A: Evet tabi kii.
- Eee çocuğunadı ne bari??
- A: Joe. Belki tanıyorsundur. Bir Youtube kanalı var. Baya da abonesi var haa. Yakışıklı da çocuk bak.
- Neeeeee?!?!!? Anne şaka mı yapıyorsun. Biz ikimiz aynı Joe' dan mı bahsediyoruz?!? Ben o çocuğa aşığım.
- A: Aha işte senin için de iyi oldu. Çocukla tanışır kaynaşırsınız.
- Anne sizi çoook seviyorum ya benn. Ben valla dünden razıyım çocuğun yanında kalmaya.
- A: Haa bu arada. Annesi bana Joe'nun telefon numarasını verdi. İstiyosan çocuğu bir ara, konuş. Tanış. İ
Annem cebinden bir kağıt çıkardı ve bana uzattı. Aramak için sabırsızlanıyordum. Amaaa daha sonra hatırladım ki bi de daha Kerem'in şu ''Kız arkadaş'' meselesi var. Ve onun için benim elbise seçmem ve kuaföre gitmem gerekiyor. Bu yüzden Joe ile rahat rahat ve uzun uzun konuşmak istediğim için onu akşam aramaya karar verdim.
Önce duşa girdim ve papatya kokulu duş jelimle vücudumu yıkadım ve duştan sonra ballı body butterımı sürdüm. Saçlarımı taradım ve köpük sürdüm. Daha sonra dolabıma gittim ve geçen sene mezuniyet için aldığım ama hiç giymediğim; toz pembe, straplez, mini elbisemi aldım ve üstüme geçirdim. Aynada kendime şöyle bir baktım ve hemen makyaj masamın başına geçtim. Kendime ince ve uzun bir eyeliner çektim. Maskara sürdüm. Yanaklara biraz da allık. En son olarak da gül kurusu bir ruj sürdüm. İşim bittiğinde annem çoktan gitmişti. Saat 7.30'du. Bende işim bittiği için oturdum ve Kerem'i beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra telefonum çaldı. Arayan Kerem'di.
- K: Selin ben geldim. Aşağıya inebilirsin.
Ayağıma siyah staletto'larımı giydim ve siyah bir çanta aldım. Kapıyı kilitledim ve hızlı adımlarla aşağıya indim. Aşağıya indiğimde arabanın önünde Kerem beni bekliyordu. Biraz şaşırdım doğrusu. Arabanın yanına vardığımda bana kapıyı açtı ve binince de kapattı. Daha sonra o da yanımdaki şöför koltuğuna oturdu.
- K: Çok güzel olmuşsun. Annemler de kesin seni çok beyenicekler.
- Teşekkür ederim. Sen de çok yakışıklı olmuşsun.
- K: Bunu senden duymak güzel.
Bu konuşmadan sonra, Kerem anahtarı çevirdi ve yola çıktık. Bu aralar popüler olan bir müzik açtı ve elini elime uzattı.
- K: Hazır mısın??
- Sen hazırsan ben de hazırım.

Londra AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin