Ekin engelini aştıktan hemen sonra kendimi hızla kaldığım odaya attım. Plaja gidecektik ve benim hızlı ve pratik bir şekilde hazırlanmam lazımda. Plaj çantamın içine havlu, güneş kremi ve kulaklıklarımı fırlattım ve bikinimi seçmek üzere valizimin yanına geçtim. Kararımı siyah olanında kararlaştırdım ve hızlı bir şekilde giyindim. Aynanın karşısına geçip kendimi süzdüğümde ne kadar da mükemmel olduğumu düşünmeden edemedim. Fikirlerim de aynı benim gibi mükemmeldi. Yandığımda vücudumdaki oluşan askı izlerinden nefret ettiğim için siyah tercih etmiştim. Ne ilgisi var konusuna gelirsek gayet akıllıcaydı. Bir kere siyah sıcağı çeker yani güneş üzerime gelecek ve bu sayede bronzlaşmış olacaktım. Bu aklım da fikrim de beni deli edecekti bir gün. Çok fazla düşünüyordum ama bence mantıklı düşünüyordum. Daha fazla oyalanmamam gerektiğine karar kılıp valizden rastgele aldığım şort ve tişörtü de giyip çantamı elime aldım. Az kalsın unutacaktım ki yine mükemmel ben unutmadım ve güneş gözlüğümü takarak havalı bir çıkış yaptım. Aslında pek de havalı bir çıkış yapamamıştım. Kapıyı açtığımda önümde izmandut gibi duran bir adet Ekin beklemiyordum.
"Abla ne kadar yavaşsın ya! bana bak. Bir bak da örnek al beni."
"Sus sen konuşma zevzek. Bilmiyoruz sanki karı, kız göreceğin için bu kadar hızlı olduğunu. Ekin ben seni bir kere koltuktan düşürmüştüm acaba ondan mı böyle oldun ablacım. Eğer ondansa bir dokora gösterelim. Bir çağresi bulunur belki."
"Oha abla ya. İnanamıyorum sana cidden beni koltuktan mı düşürdün. Annemlere söyliycem seni. Diyeceğim ki ablam ben düşürmüş üstüme gelmeyin ondan ben böyleyim. Bu arada annemler demişken annemler senin arkadaşın Çağrı'nın erkek olduğunu bilmiyordu. Bunun hakkında bir şey söyleyecek misin ablacım."
"Söylemeyeceğim Ekin. Biraz merak etselerdi de kimin nesi olduğunu sorsalardı. Merak etme sen bir şey olmaz. Geldiklerinde düşünürüz onu."
Çağrı'nın bağırmasıyla abla kardeş konuşmamız burada son bulmuştu. Hızla dışarıya çıktık. Plaj yakın olduğu için yürüyerek gidecektik. Gitmeden Ayça'lara da uğrayacaktık. Vay benim başıma gelenler diyerekten yürümeye başladım.
Ben arkadaydım Çağrı ve Ekin'se önümde yürüyorlardı. Çağrı bir evin önünde durunca Ayça'nın evinin burası olduğunu anladım. Şaşırılacak gibiydi ama Ayça bizi neredeyse hiç bekletmeden gelmişti. Şimdi ise Ekin'le ben arkada iki yılışık sevgili ise önde yürüyorlardı. Canım çok sıkılmıştı ve çözümü Ekin'e bulaşmakta bulmuştum.
"Ekin nasıl bir kız olsun sana ayarlayacağım kız?"
"Abla nasıl da güzel bir soru bu böyle. Vallahi kızıl olsun, gözleri büyük böyle ateş edecek şekilde yeşil olsun. Boyu uzun olsun. Kız olsun işte abla ama kritelerime uyarsa tabi daha çok mutlu olurum Allah biliyor."
"Çok açıklayıcı oldu. Sorduğuma pişman da oldum ya Allah biliyor. Neyse tamam hadi bakalım."
Sahil gözükmüştü ve artık ayaklarımın altın kumu hissedebiliyordum. Kumlar terliklerimin içine girdiği için hissetmemek olanaksızdı zaten. Sırayla sezlonglara yerleştik. Herkes havlularını seriyordu bense çantamı sezlonga fırlatmış etrafta kız arıyordum. Tabi ki de Ekin'in kriterlerine göre değil de tam onun dışında bir kız arıyordum. Gözüme bir anda kendi kendine denize bakan ve etrafa pozitif enerji yayan ama bir o kadar da otoriter olduğu belli olan bir kız çarptı. Kumral saçları güneşte parlıyodu ve gözleride güneşin alıcılığıyla karışmış karamel rengini almıştı. Bir an içime bir şey doğdu ve dedim ki bu kız Ekin'i adam eder. Abla içgüdüleriydi bunlar. İçimdeki dürtüyle hızla kıza doğru yürümeye başladım Ekin bana anlamaz bir şekilde bakıyordu ama umrumda değil.
"Hey! Baksana bana. Baktığına göre merhaba. Ben Çağrı."
Kız benim dediklerimle en ufak mimik değiştirmesi yapmadan aynı duruşuyla bana cevap vermişti.
"Merhaba. Bende Reyyan ama sizi çıkaramadım. Daha önceden tanışıyor muyduk?"
"Ah, hayır. Sizi uzaktan gördüm ve çok güzel olduğunuza kanaat getirip konuşmaya geldim."
Kız gözlerini büyültüp şaşkın bakışlarla bana bakmaya başladı. Hadi ama acayip bir şey söylememiştim ki. Niye böyle bakıyordu ki. Hani senin o sert duruşların!
"Kusura bakmayın ama ben oradan bakınca eş cinsel gibi mi gözüküyorum?"
"Oha lan! Ne diyorsun kızım sen? Asıl ben mi eş cinsele benziyorum? Nasıl düşünüyorsun sen?"
"Sizin kabahatiniz meyilli gibi konuşursanız her türlü yanlış anlarım. Niye yanımdasınız? Bir şey konuşmak için gelmiştiniz sanki."
"Evet, şimdi şu ilerideki şezlonga bak orada ne görüyorsun?"
"Kendini kızlara beğendirmeye çalışan bir gerizekalı görüyorum."
"Oha be kızım ne yaptın? O senin gelecekteki sevgilin."
"Ne saçmalıyorsunuz siz?"
"Birazdan başına geleceklerden dolayı özür diliyorum ama bunu hayatım için yapmam gerekiyordu. Hakkınızı helal edin. Zaten bu iş olursa daha çok görüşeceğiz."dedikten sonra hızla uzaklaştım.
Kız şaşkın şaşkın bana bakmaya devam ediyordu. Ekin'in yanına gidip Ekin'e kızı gösterdim. Beyefendi biraz burun kıvırdı ama yokluktan dolayı kıza doğru yol aldı. Yalnız kız bunu diyecekleri sonucunda denizde boğmasa iyidir. Aman bana ne canım kendisi istemişti.
***
Uzaktan çaktırmadan da olsa ablamı izliyordum. Bir anlık bakmayı kesmemle ablamın zevkimin tam zıttında bir kız bulması bir olmuştu. Bu bana yapılır mıydı? Bende el kol çağresiz oturmaya başladım. Hiç yoktan iyidir. Ablamdan pek bir hayır gelmeyince zaten bende radarlarımı açıp etrafa bakmaya başlamıştım. Hiç mi gönlüme göre bir güzel yoktu burada. Nasıl plajdı bu? Kendi iç dünyamla savaş yaparken ablam yanıma geldi ve bana kızı gösterdi. En azından kolay lokmaya benziyor çabuk elime düşer düşüncesiyle havalı bir şekilde kıza doğru yürümeye başladım. Yalnız bir şey oluyordu. Kıza yaklaştıkça daha bir güzel gözüküyordu sanki. İlgimi çekmişti sanki. Biraz ama çok azıcık. Kıza biraz daha yaklaştım ve gidip yanına oturdum. Oturmaz olaydım. Nasıl bir kızdı bu? Böyle bağırılır mı? Maşallah kızın sesler altı oktav. Bir cırladı bütün insanlar bize baktı.
"Yanıma oturmana kim izin verdi senin?"
Mübarek kız gözlerinden bildiğin lazer ışınları çıkartıyordu yok böyle bir şey. Daha demin karamel rengi olan gözleri şimdi kırmızı. Ama ben iki kırmızı gözle kendimden ödün vermem.
"İzin vermedi. Ben oturdum."
Şimdi de kızın kafasından duman çıkıyordu. Kısa devre mi yapmıştı acaba. Şimdi sinirden düşer bayılırdı da.
"O zaman benim sana yol vermeme gerek kalmadan kendi izninle buradan defol."
"Daha yeni geldim hiç olur mu öyle şey? Hem ne güzel konuşuyorduk."
"Allah cezanı versin senin. Ne günahım vardı da geldin başıma. Git deyince ne anlıyorsun?"
"Gitmemem gerektiğini anlıyorum."
"Biraz daha yanımda durursan bu adam beni sözleriyle taciz ediyor diye bağırırım."
"Madem bağıracaksın bari sözlerimle taciz edeyim de boşuna bağırmış olma."
Dememe kalmadan kız bayıldı. Ne yapmıştım ben. Kesin kısa devre yapmıştı. Kız cidden bayılmıştı. Ne bok yiyecektim ben şimdi? Kurtarıcı meleğim ablam nerelerde kaldı?
Yeni bölümle karşınızdayım. Çok beklettim. Bir de bekletmiycektim. İşler düşündüğüm gibi gitmiyor. Doğrusu vakit de bulamıyorum. Ondan dolayı hepinizden özür diliyorum. Bölümü beğenirsiniz inşallah. Elinizi korkak alıştırmayınız. Bol vote verin :D Neyse ben kaçar. Hadi bana eyvallah. Kendinize iyi bakın okuyucu canlarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çakışan Yollar ☮
Humor"Burnunuz mu akıyor? Peçeteniz mi yok? Endişelenmeyin. Hemen bir fırt çekmeniz yeterli."