1. Bölüm: Ölümle Başlayan Masallar
12.05.2016
Bir defter sayfası açtığında ama o sayfaya ne iz bırakacağını bilemediğinde öldüğünü anlıyorsun. Çünkü herkes iz bırakmak için var. Diğerleri defter kullanmıyor. İnsanların ruhlarını ve bedenini tercih ediyorlar.
Belki bir bıçak darbesi, ya da bir tokat.
Tokattan daha fazlası.
Dünyadayken tanıştığınız insanlar vücudunuza bir bıçak darbesi koyar. Artık kanınız çok az kaldığında son noktayı anılarınız koyar.
İnsanlar acıtır, onların içinde olduğu anıları dile bile getiremezsin.
Ölmek bir lütuf, ölürken yaşamak değil. Tam anlamıyla ölmek bir lütuftu, insanlar hep yanıldılar.
Bir günlüğü bir bedene sığdırsaydım, ben olurdum. Ben, Alev. Günlüğün adı olsaydı Alev olurdu. Çünkü benim ismim Alev. Yangın yeriyim.
Yangın yeri olduğum için mi en çok bende iz bıraktılar?
Oturduğum soğuk yer ve yüzüme doğru esen o soğuk rüzgâr, hep en çok canımı yakan oldular. Beni en çok onlar üşüttü. Ben kendimi hep soğukta buldum. Ben kayboldum.
Göz yaşlarımı sildim. Neden ağlıyordum? Çünkü ben bir insanı tam burada öldürdüm.
Çünkü bana tam burada bir fotoğrafı çıkarıp annen yaşıyor dediler. İnanmadım, hala inanmıyorum. Ama içimdeki bir ses... O ses benim hep aksimi söylüyor. Onu susturmuyorum. Çünkü ona katılmak istemiyorum.
Canavarları susturmak için onların düşüncelerine katılmak gerekirmiş.
İki sene önceydi. 7 Mart 2014. Yine çatıya çıktığım bir gündü, bugünkü gibi. Ama bu sefer bir yabancı vardı. Yabancı.
Adı Emir'miş, öyle söyledi. Bana kardeşimden vazgeçmemi söyledi. Nedeni annemin yaşamasıydı. İnanmam dedim, fotoğraf gösterdi.
Annem 11 Mart 1999'da öldü. Fotoğraflar 11 Nisan 1999'a aitti.
Bir tür krize girdim. Onu ittim. Benden çok daha güçlü bir adamdı. Neden bana engel olmadı? Olsaydı... Keşke olsaydı da onun yerine ben ölseydim. En azından bir katil olmazdım.
Düştü. Kaç kat olduğunu bile hatırlamadığım binanın en tepesinden düştü.
Ben nasıl hapse girmedim? Ben neden itiraf etmedim?
Çünkü ben bunu babamdan öğrendim. Bana öldürmeyi o öğretti. Bana iz bırakmayı o öğretti.
Keşke öğretmeseydi. Keşke beni öldürseydi de bunları öğretmeseydi.
Hayır, ben onun gibi kötü bir insan mıydım ki? Değildim. Kazaydı, yanlışlıkla yapmıştım. Kendimi kontrol edememiştim.
Lütfen, affet beni. Affet beni Emir, affetmezsen yanacak daha çok yerim var. Yandım da zaten, ama daha fazla yanmak istemiyorum.
Hayal etsene Alev, başka bir evrende olsaydın... Kendini çok değiştirir miydin?
Kendimden nefret ediyorum. Vücudumdaki izlerden nefret ediyorum. Babama benzediğim için nefret ediyorum. Mesela gözlerim babamla aynı renk, görmek istemiyorum. Ben yapabilseydim, kendimi öldürürdüm.
İnsan acının gelip geçici olduğunu anladığında yapamayacağı şey yok. Bir bıçağı kalbine mi saplamak istiyorsun? Sapla, al senin olsun tüm bıçaklar. Ama olay geride bırakmak. İnsanları değil, kendini geride bırakmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN KADERİ
Roman pour AdolescentsIşıklar kesilir, Bir mum yakarsın. Etraf biraz aydınlanır belki ama, Kalbini aydınlatamazsın. Kaderine işlemiş o karanlığı, Hayatından söküp atamazsın