Jeon JUNGKOOK/ Menejer

Japonya konseri-3

Devam ediyor...

Şuan Bay Jeon bizi sıraya dizmiş azarlıyo du. Bizde başımız öne eğik dinliyduk. Gülmeme çabası da yanında. Birbirimizi itiyoduk gülmemek için.

"Ne bu şımarıklık!!! Sizin olgun kızlar olmanız ve uslu durup dinlenmeniz lazım." Dedi bağrarak. "Şuan lik, yarın akşam ki konser için sizi rahat bırakıyorum. Odalarınıza, Hadi."

Odadan çıktık. Kendi odalarımıza dağıldık. Jessi ile odaya girdik. Kapıyı kapattığımız gibi Jessi;

"Şuan bak yüzsüz bide gelmiş azarlıyo ıh götüm."

Güldüm

"Dağdan gelip bağdakini kovucak sanki. Bayan Min yine gelicek." Dedim.

Telfon çalınca sehpadan telfonumu aldım. O sırada Jessi lavaboya girdi. Arayan Heung kai' ydi. Açtım.

"Efedim baş belası. "

"Oğlum bir dur!"

"Ilk ben konuşcam" bu Tae ydı.

"Tamam vercem. " dedi Kai bıkkın sesle.

"Kavga nız bittiyse niye aradını söyle."
"Napıyosun bebeğim? "

"Yaramazlık Kai yaramazlık. " bıkkınlıkla.

"Hmm, eee ise yaradı mı bari?"

"Hayır."

Banyonun kapısına ilerledim. Kapıyı tıklattım.

"Jess işin bitti mi?" Diye sordum

"Gel ben banyo yapıyorum. "

"Tamam."

Uzun süredir beraber oldumuz için birbirimiz den çekinmiyoduk. Hatta bazen evde yarı çıplak bile geziyoduk.
"Kai ben seni sonra ararım" dedim

"Tamam güzellik kendine dikkat et."

"Kskks tamam" dedim

Telefonu kapattım.

Banyonun kapısını açtım. Jessi küvette uzanıyodu.

"Gel sende uzan iyi gelir."
"Peki."

Bütün stresten kurtulmak adına biraz uzanmak iyi gelirdi. Hemen oracıkta üstümdeki herşeyi çıkarttım.

Kabul gurupta herkez Lez di hepimiz birbirlerimiz ile olmuştuk. Bu bir kızın istiyecegi şeyler dir. Tutku ve zevk. Ve bizim Sevgili yasağımız oldu için malum.

En küçük parçaya kadar çıkarttım. Jessi nin benim için araladığı bacaklarının arasına girdim.

Kollarımı beline doladım.  Başımı çıplak  göğsüne koydum. Anlamış gibi bir eli ile saçlarımı okşamaya başladı.

"Herşey geçicek, herşey biticek. O zaman iyi olucaksın."

Bir eli ile çenemden tutup kafamı kaldırdı ve dudaklarımızı birleştirdi...

(Atlıyorum burayı çünkü sevişmiyolar)
.

Banyodan çıkıp bornozlarla yatağa uzandık. Kapı çalınca kalktım.

"Kim O?  "
"Benim menejeriniz. "
"Offfff"

Kapıyı açtım. 

"Ne oldu? " dedim

Utanmadan beni gözleri ile soyar gibi süzdü.

"Seninle konuşmam lazım acil! " kaşlarını çattı.

"Üstümü değiştirip geliyim."

"Hemen hadi. "

"Ne acelen var" dedim kaşlarımı çattım.

"Çok acelem var."

Kolumdan tutup çekmeye Başladı. Onun odasına girdik. Kapıyı kapattı.

"Geç otur. " dedi yatağı göstererek.

"Buyur menejer? 😒" dedim.

"Bang-PD senle konuşmamı istedi. Bak Sun, mutsuzsun. Biliyorum. Bayan Min' ı özlüyosun. Onun yerini doldurmak gibi bir derdim yok."

Ben galiba fazla üstelemiştim. Yaptığım yanlıştı galiba.

"Özür dilerim. " başımı önüme eydim.
Yanıma oturdu.

"Özür dilemen için söylemedim. Sadece sinir oluyorum Sun. Aynı yolda yürüyosun.  Aynı yolda yürüdük. Sizin yani BST gurubunun yürüdüğü yolda bizim ayak izlerimiz var. Düştüğümüz yerlerin izi hala yer var." Dedi

Nefes verdim.

"Alışmaya çalışıcam Bay Jeon."

Başı ile onayladı.

"Şey bide bay Jeon."
"Noldu bir sıktıntı mı var?"

Sonra düşündüm, bunu bilmesi gerekmiyor du belkide. 

"Neyse ne, Boşver in bay Jeon. Iyi aksamlar"

Ayağa kalkıp odadan çıktım. Odama girdim.  Jessi uyudu bende hemen yattım.