11.Bölüm Deniz

74 6 1
                                    

Banyoya girerek üzerimi değiştirdim.Bu akşam annem de kalıcaktım.Anneme Melisler de kalıcağıma dair mesaj  attıktan sonra Doruk'un yanına yattım.Yatak oldukça büyüktü.Doruk kollarını bana sardı.Hiç ses çıkarmadım.Onun kollarındayken kendimi çok rahat hissediyordum.Mutluluğumu kimse bozamazdı.Doruk bana "benimsin" demişti.Sanırım bu çocuktan hoşlanıyorum.Telefonuma mesah gelmişti ama bakamıyacak kadar uykum vardı.Doruk uyumadan önce kulağıma fısıldamıştı.Sadece benim olacaksın.

Sabah uyandığım da üzerim de bir ağırlık vardı.Gözlerimi açtığım da bu kişinin Doruk olduğunu gördüm.Yüzümdeki sırıtmaya engel olamadım.Onu uyandırmamaya dikkat ederek telefonumu elime aldım.Saate baktığım da okula gitmek için zaman olduğunu gördüm.Yavaşça yataktan kalkarak mutfağı aramaya başladım.Sonun da bulmuştum.Mutfak odasının tersine krem ağırlıklıydı.Doruk için kahvalrı hazırlıycaktım ama bunu nasıl yapıcağımı bilemiyorum.Kahvaltıya başlamadan önce dün gece mesaj geldiğini hatırladım.Açıp baktığım da gene özel numaradan gelmişti.Bu gizli mesajlar canımı sıkmaya başlamıştı.Sanki her an etrefım da gibi.Bunu annemle konuşmaya karar kıldım.Mesajı açıp okumaya başladım.

"Beni dinlememenin bedelini çok yakında ödiyecekin."

Bunun benim gibi sıradan biriyle derdi ne.Ah şimdi bunları düşünmenin zamanı değil.Telefonumu açıp poğaça tariflerine bakmaya başladım.Sonunda kolay bir tarif bulmuştum.Tariftekileri uygulamaya başladım.Sonun da bitirebilmiştim.Fırına koyup patatesleri kesmeye başladım.O kadar dalmışım ki Doruk'un geldiğinden haberim yoktu.Doruk'un dudağımı öpmesiyle yerimden sıçradım.Elimdeki tencereyi kafasına geçirdim.Suratı öyle bir hal aldıkı gülmemek elde değildi.Kafasını tutarak odada gezmeye başladı.Bense hala gülüyordum.

"Gülmeyi ne zaman kesiceksin."

"A-ama çok komik"

Gülmemek elde değildi.Dolabı açıp buz çıkardım.Doruk sandeiyeye oturdu.Kafasına buz tutmaya başladım.O sırada burnuma yanık kokusu geldi.Dorukta anlamış olucakki etrafa bakınmaya başladı.

"Aaaa poğaçalar"

Oraya buraya koşturmaya başladım.Bez bulmaya çalışıyordım.Bir şeyide elime yüzüme bulaştırmasam olmuyor sanki.Doruk halime gülerek sandalyeden kalkarak çekmeceden bez alarak fırından poğaçaları çıkarmaya başladı.Hepsi kömüre dönmüştü.Utançla başımı aşağıya eğdim.Doruk yanıma gelerek kafanı kaldir dedi ama kaldırmamakta kararlıydım.Eliyle çenemi kavrayarak ona bakmamı sağladı.Yüzünde alaycı bir sırıtma vardı.

"Şimdi sen fırına gidip yanmamış olan poğaçalardan alıyorsun.Ben de sana kahvaltı hazırlıyorum."

Kafamı sallayarak Doruk'un odasın çıktım.Altıma onun eşorfmanlarından birini giyerek fırına doğru gitmeye başladım.Dün gece buraya gelirken yakınlarda bir yerde görmüştüm.Kısa bir yürüyüşten sonra fırının önüne gelmiştim.Poğaçalı aldıktan sonra eve doğru yürümeye başladım.Çok güzel bir yerde yaşıyordu.Etraf yeşillikti.

Eve gelip kapıdan girdiğim de evde çok güzel kokular vardı.Mutfağa gittiğimde harika bir sofra beni bekliyordu.Ben bunu istesem de yapamazdım.Sonra gözlerim Doruk'a kaydı.Üstündeki tişörtü çıkarmıştı.Çok fazla kası yoktu ama belli oluyordu.İşine o kadar odaklanmıştın ki beni farkediceğini sanmıyordum.

"Beni kesmen bittiyse kahvaltı edelim"

"Bi dakika sen beni nasıl farkettin ve ben seni kesmiyordum"

"Tabi beni kesmiyordun.Baklavalarımı kesiyordun daha doğru aslında"

Çapkınca sırıtmaya başladı.Sinirlenip masaya oturdum.Dorukta kahvemi vermişti.Boyle bir çocuk nasıl böyle bir kahvaltı hazılayabiliyor ki.Ben daha çay yapmayı bilmiyorum.Kahvaltı boyunca hiç konuşmadık.En sonunda Doruk arkasına yaslanarak bana bakmaya başladı.Ne der gibi kafamı sallamaya başladım.

YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin