Öncelikle, merabalar efenim.
Bu olayın öyle büyük bir açıklaması yok aslında. Hyunin, merlin ve arthura aşırı uyuyordu, ben de uyarlamak istedim :}
Tabi ilk başta diziden çok fazla yardım alacağım ama ilerde konular bir tık değişebilir, tamamen Merlin'e güvenmeyin yani :D izlemiş olanlar zevkle okusun, izlememiş olanlar da isterlerse ilk benden okusun, sonra merthur harikasını merthur olmadan izlemek için Merlin'e uçsun :>> merthur olmadan diyorum çünkü maalesef dizide olaylar merthur şeklinde gitmiyor ama arkadaşlık ilişkileri gerçekten çok güzeldi..
Yani özetle, bu kitaba Merlin au ya da merlin uyarlaması diyebilirsiniz. Yoksa, Jeongin mi demeliyim °~°
İyi okumalar °^°
____
Hayatımın büyük çoğunluğunu kim olduğumu anlamakla geçirdim.
Küçük bir köyde annemle birlikte normal olmasını umduğum hayatımı sürdürürken de bunu düşünüyordum, köyden uzun bir yol katederek geldiğim başkentte, sarayda, yeni bir işe girişirken de. Kendi amacımı, yaşama nedenimi, bu güçlere sahip olmamın nedenini bilmek istememin nedenini bilmek istiyordum. Oldu ki, yaşadığım o küçük köyü ve annemi bırakıp buraya, başkente gelmek zorunda kalmıştım.
Başkent sokaklarında tezgahtarların yanından geçerek meydana geldiğimde ise bağırış ve büyük bir toplulukla karşılaştım. İçlere doğru zorlukla girip neler olduğunu görebildiğimde saray balkonunda Kral olduğunu tahmin ettiğim orta yaşlı, yakışıklı bir adamı görmüştüm. Önümüzde ise yüksek bir yerde duran muhafızlar ve elleri bağlı bir adam duruyordu.
"Görmüş olduğunuz bu adam, 20 yıldır Camelot'ta yasak olan büyücülüğü kullanmış ve kanunlarımıza karşı gelmiştir! Kanunlarımız gereği, bugün, burada ölümüne karar verilmiştir. Her zaman adil, ülkesini düşünen bir kral olmaya çalıştım. Krallığın huzuru için, büyücülük yapan herkes cezasını çekecektir."
Muhafızlardan biri adamı kütüğün yanına götürdü ve cellat baltasını adamın boynuna indirdiğinde bir anda çığlıklar atan insanlarla birlikte kalabalık korkuyla dağıldı. Kral'a baktığımda gözleri son kez adamın cesedine kaymış ve içeriye doğru hareketlenmişti. Tam o sırada bir kadının ağlama sesleri yan tarafımdan yükseldi. Kadın ağlıyor aynı zamanda titrerken Kral'ı işaret ediyordu.
"Sen! Oğlumun acısını bana yaşattın! Sen Hwang Wang Soo, sen de en az benim kadar acı çekeceksin. Oğlumun acısını, sen de yaşayacaksın. Bekle ve gör. Dişe diş, göze göz, kana kan... Oğula oğul..."
Kadının gözleri acı, nefret ve gözyaşlarıyla doluydu. Az önce idam edilen adamın annesi olduğunu herkes anlamıştı. Kadının etrafında tek insan yoktu, yanındakiler çoktan ondan uzaklaşmış, olayı korkuyla izliyordu. Kadının az önce yanımda olması biraz korkutmuştu. Kral haykırdı: "Yakalayın şunu!"
Kadın bunu duyduğu an boynundaki kolyeyi tutmuş ve bazı sözler fısıldamıştı. Bedeni saniyeler içinde küllere dönüşürken ortadan kaybolmuştu. Kalabalık şaşkınlık ve korkuyla kadının az önce olduğu yere ve Kral'a baktı. Kralsa hızla içeri girmiş, kalabalığı korku ve düşüncelerle bırakmıştı.
__
Sarayın yan tarafından muhafızlara saray hekiminin yerini sorarak içeri girdim. Saray hekimi Namjoon, annemin tanıdığı biriydi. Onunla uzaktan bir dostlukları vardı ve annem, sanırım benim köyde büyüyle kalmamdan korkmaya başlamıştı. Bu yüzden de çareyi beni eski dostunun yanına, saraya göndermekte bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fate ♙ hyunin
FanficJeongin, büyücülüğün yasaklı olduğu bir ülkede, büyüyle doğmuştu. Yaşamının nedenini ve güçlerini kullanamayacaksa ne yapması gerektiğini bilmeyen bu çocuk, kaderinde şimdinin Prensi, geleceğin Kral'ı Hwang Hyunjin ile aynı yolda, beraber yürüyeceğ...