Selamlar efenim °^°
Bu bölüm hiç yazmadığım kadar uzun -3500 kelime kadarcık- ve hiç yapmadığım kadar karakter tanıtımıyla geçti. Dikkat edebileceğiniz çokça nokta var çünkü bölüm Jeongin'in ağzından değil, birçok kişi perspektifinde düşünceler var. Bazı karakterlerin kişilikleri çok daha iyi oturdu gibi bu bölüm yani.
En çok dizi gibi hissettiren bölüm olabilir ama üzgünüm, başka türlü nasıl yazarım bilemedim ;-;
Lütfen bolca yorum yapın, beğenirseniz de minnak yıldıza basmayı unutmayın
İyi okumalar 🌌
❇
Hyunjin, korkuyordu.
Babasının Bayord'un yakalanması için bağırdığını boğukça duyar gibi olmuştu, genç. Jeongin karşısında nefes almak için çırpınarak yere yığılırken hızla yanına koşmuş ve birkaç adımda yetişerek yere düşmeden yakalamıştı. Yanına hızla gelen Namjoon ve Felix'i hissetti.
"Çabuk, onu odama götürelim. Hyunjin sen yardım et, Felix sen de kadehi getir ki zehiri teşhis edebileyim."
Hyunjin cümlenin yarısını duyduğu anda çoktan aceleyle çocuğu kucaklamış ve Namjoon'un odasına doğru hızla ilerliyordu bile. Arkasından gelen Namjoon ve Felix'i hissedebiliyordu. Muhtemelen ana salonda işler karışmıştı ancak bunu babası halledebilirdi. Bunun olmasına izin verdiği için babasına ama en çok da Jeongin'e kızıyordu. Onu daha tanıyalı bir hafta belki olmuştu ama bu çocuk öleceğini bile bile zehirli içkiyi Hyunjin için gözünü kırpmadan içmişti. 'Eğer ölürsen, seni mahvederim, Jeongin,' diye geçirdi içinden.
Namjoon'un dairesinde hekim yatağına bıraktı onu yavaşça. Arkasından Namjoon hemen gelmişti ve su ile dolu bir kova ile bez getirmişlerdi. Felix yeni tanıştığı arkadaşının başına gelenler yüzünden neler olduğunu tam kavrayamamıştı ama Namjoon'a yardım etmek için elinden geleni yapacaktı. Getirdiği kova dolu suya elindeki bezi ıslatmış ve Jeongin'in kor gibi yanan alnına bastırmıştı.
"Ateşi çok yüksek, yanıyor neredeyse."
Namjoon elindeki kadehin içine bakarken konuştu. "O bezi soğuk tutmaya çalış. Ateşine yardımcı olur en azından."
Hyunjin bir ona bir Jeongin'e bakarken zehri bulmaya çalışan Namjoon'u dinlemeye karar verdi. Namjoon kadehin içini incelerken elinde ince bir çubukla dibini didikliyordu. Hyunjin dibinden bir yaprak çıkardığını gördü. "Bakalım." Orta yaşlı adam, nerede olduğunu adı gibi bildiği kalın kapaklı o kitabı çıkarırken bir yandan da yaprağı düşürmemeye çalışıyordu. Kitabı karıştırırken bir sayfada durdu. "İşte, yaprak Morteause çiçeğine aitmiş. Morteause bitkisinden üretilen zehrin sadece aynı çiçeğin yaprağından üretilen panzehirle tedavi edilebileceği yazıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fate ♙ hyunin
FanfictionJeongin, büyücülüğün yasaklı olduğu bir ülkede, büyüyle doğmuştu. Yaşamının nedenini ve güçlerini kullanamayacaksa ne yapması gerektiğini bilmeyen bu çocuk, kaderinde şimdinin Prensi, geleceğin Kral'ı Hwang Hyunjin ile aynı yolda, beraber yürüyeceğ...