Endlesslove

17 épisode

"herşeye sahip olsam ne olur ki sen olmadık tan sonra"

İnsan aşık olacağı kişiyi seçemiyor. Aynı kalbinin kişiden izinsiz atmasını durduramayacağı gibi. Peki bu çektiğimiz acılara değecek mi? Yüzümüz gülecek mi? Bunların hepsi sır perdesi, sonu sürprizlerle dolu bir son.

Jungkook u öptüğüm an pişmanlık yoktu, sonrası için söz veremem içimden nasıl geldiyse öyle yaptım eski Anna gibi. Jungkook sanki kaçacak mışım gibi sımsıkı tutmaya devam ediyor. "Jungkook bıraksan mı acaba?" Yüzüne bakacak gücüm yok daha beş saniye önce Jungkook a demediği mi bırakmayan ben, çocuğun dudağına yapıştım.

"Bırakmam" anında kafamı kaldırdığım an Jungkook la yüz yüze geldim üstüne üstlük dudaklarımız birbirine değiyor, birimiz den biri konuşsa dudaklarımız birleşmiş olacak. "Yasemin çiçeği gibi kokuyorsun ve bu çok hoş" dudaklarımızı tekrar birleştirmek ten çekinmeyen Jungkook a karşı bende boş durmayıp ellerimi boynuna sardım.

Yavaş şekilde öpmeye devam eden Jungkook u telefonum son buldurdu.
Dudaklarımızı ayırıp pantolonumun  cebin den telefonu çıkardım "efendim Ji-Yong" ben Ji-Yongla konuşurken Jungkook dibime kadar gelip telefon konuşmasını dinlemeye çalışıyor.  Jungkook geldikçe ben gidiyorum ama o pes etmeyip devam ediyor. "tabi Ji-Yong görüşürüz"

"Ne dedi şerefsiz" "sanane" kolumdan tutup kendine doğru çevirdi "Anna ne dedi!" Sesinde ki sinir yüzüne de yansıdığı için birazcık korkup ötmüş olabilirim "yarın bulaşacağız sözleştik" kafasını iki yana sallayıp "olmaz" diye itiraz etmeye başladı.

Jungkook un yakasından tutup kendime doğru çektim daha doğrusu çekmeye çalıştım mübarek direk gibi devin miyor "geçen kızla öpüştüğünde ben birşey yaptım mı?" Kafasını iki yana salladı "ben sadece bulaşacağım sen gibi milleti kucağıma atmayacağım okey" ellerimi yakasından çekip kapıya doğru ilerleyip arkamı döndüm

"bu arada sevgilim değilsin ki karışıyor sun" mutfağa doğru ilerlediğim de Jungkook ta arkamdan gelmiş. "Nasıl sevgilin olamıyorum acaba öpüştük biz Anna! O yüzden sevgiliyiz" elimde ki suyu tezgaha koyup Jungkook a döndüm "her öpüştüğünle sevgili olsaydın ooooo arkanda kuyruk bitmez di" bardağı elime alacağım sırada Jungkook bileğimden tuttu

"sevgiliydik ve şuan da sevgiliyiz" "sevgili olacaktık ama sen kaleye gol atacağıda ofsayt bayrağı kalktı canım" evet öpüştük ve birazcık onu affetmiş olabilirim ama biraz adam akıllı özür dilemesi lazım kendiside biraz sürünsün. Suyu alıp içeri gittim bizimkiler televizyonun karşısında nerdeyse bayılacak.

Televizyona baktığımda dört kez izlediğimiz filimi izliyorlar "şundan sıkılmadınız da" Jin yüzünü bana döndü "bunu izlediniz mi?" "Evet hemde DÖRTKEZ" parmaklarımla dört yapıp jin'in gözüne sokarcasına göstermeye başladım. Jin Min jee ye döndü " hani hiç izlememiştin hayatım"

min jee dudaklarını büzüp Jin e baktı "ama aşkım ben bunu çok seviyorum" kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım. "Ne gülüyorsun Anna" elimle Min jee yi gösterdim "senin bu hallerini mi de görecektik erkek fatmam"

Eunsun anladığı için eh oda gülmeye başladı. Diğer iki salağa gelince anlamayıp boş boş bize baktı. Min jee yi sorarsanız siz öldünüz bakışı atıyor. Saat geç olduğu için Jin ve Jungkook eve gittiler bende vakit kaybetmeden odama geçtim min jee nin gazabına uğramamak için.

Üzerimi değiştirip yatacağı da Eunsun geldi. "Anna konuşalım mı?" "Tabi geç içeri"  Eunsun paytak paytak bir o kadar da sevimli halle geldi yanıma. "Evet dinliyorum" Eunsun eğdiği başını kaldırıp jet gibi konuşmaya başladı. "Ben özür dilerim arkadaşım. Boş boğazlık yaptım, düşünme den konuştum kalbini kırdım özür dilerim"

Eunsun a üç saat den fazla kusemem ve onun bu haline de dayanamam. Kollarımı iki yana açtım "ne bekliyorsun" Eunsun vakit kaybetmeden boynuna atıldı. Biz gülüşür ken kapıda min jee belirdi "bensiz ha" Eunsun la birbirimize bakıp kıkırdadık.

Min jee kurbanlık koyun gibi yatağa yatırıp üzerine çıktık. Haliyle geriye de gıdıklamak kaldı ki onu da saniyeler içinde yaptık. Kızlarla yan yana oturup sohbet etmeye başladık. Uzun zamandır yapamıyor duk malum benim yüzümden. "Anna bugün pek bir neşelisin"

"Evet Jungkook gelecek diye bozulursun sinirlenirsin sandım" omzumu silktim "gülmek de yasak oldu bu evde" min jee ve Eunsun göz göze gelip aynan da konuştular "neler oluyor Anna!" Daha fazla kızları meraklandırmayıp "Jungkook la öpüştük" "ne" senkronize olmuş gibi ikisi de hem konuşuyor hemde yüz ifadeleri aynı şekile giriyor.

Baştan sona herşeyi anlattım. Kızların yüz ifadeleri bir birinden güzel hallere büründü orası ayrı mesele tabi "oha Anna çocuğa kene gibi yapıştın mı?" "Abartma Eunsun ilk o öptü sonra ben öptüm salak salak konuşma" Eunsun gözünü devirip laf sokmaya başladı.

"Bizde kızımız terasta yıldızları izleyerek ağlıyor biraz da Jungkook a küfür ediyor sandık, meğer bunlar yiyişiyormuş" min jee elimi tuttu "emin misin? Peki Anna" "neye emin miyim Min jee anlamdım?" "Neye olacak güvenmeye, tekrar aşık olmaya"

Güzel soruydu "hazırmıyım bilmiyorum, güvene gelince daha güvenmiyorum ona ama içimden bir ses güven diyor inan ona inanmasan bile aşkına inan diyor" min jee bana sarılıp kulağıma yüksek sesle bağırdı "BİZE İNAN VE GÜVEN O ZAMAN"  min jee yi itekledim "bağırma be kulağım patladı."
Kızlarla saat ikiye kadar sohbet etmiş   sonra da herkes odalarına dağılmış mışıl mışıl uykuya daldı.

Sabah uyandığımda telefonum da on iki cevapsız arama yirmi de mesaj vardı.  Telefona baktığımda Ji-Yong olduğu gördüm ve hemen aradım. "Alo Ji-Yong" "Anna buluşacaktık gelmedin ve  aradım ulaşamayınca birşey oldu sandım" elimi anlıma vurdum ben bunu nasıl unuturum.

"Ji-Yong uyuya kalmışım o yüzden kusura bakma nerdesin hemen geliyorum" telefonu kulağım ve omzumun arasına alıp dolabıma doğru ilerlerledim "acele etme ben alırım seni" kırgınlık sesine bile yansıdı ve ben bu hatamı telafi etmeliyim ne olursa olsun affettirmeliyim kendimi.

15⭐