2.0(m?)

512 37 47
                                    

"ne?" sorusuna omuz silkerek cevap verdiğimde gözlerini tehditkar bir şekilde kısmıştı. ellerini boynuma sararak sert bir şekilde kendine çekti.

"eğer birlikte olacaksak minatozaki, sevgilim olmaktan başka bir çaren yok." baş parmaklarıyla ensemde ki saçlarımla oynarken karnımın kasılıdığını hissetmiştim. çok pis oynuyordu şu an.

bakışlarımı dudaklarına indirdiğimde bir kaç saniye boyunca bakmıştım, her şey boştu. belki chan ve momo ağzıma ederdi, belki de bunu kaçırdığım ve jihyo'yu kaybettiğim için pişmam olacaktım.

"tamam." diyerek gözlerine baktım. onunla yeniden bir olmayı istiyorum. "yine sana ait olacağım, jihyo."

gülümseyerek dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı. "sen her zaman bana aittin." elleri omuzlarımdan aşağı doğru kaydığında titremiştim. üzerimde ki etkisini biliyordu ve bunu şu an kullanmaktan çekinmiyordu.

üstümde ki tişörtü çıkarıp odanın bir köşesine attığında bacaklarını belime sararak beni yatağa düşürüp üstümde yerini almıştı. ben ona öylece bakarken kapıya ilerlemeye başladı, kaşlarımı çatarak ona bakıyordum, gidiyor muydu?

kapıyı kapatarak kilitledi. ardından anahtarı orada bırakıp bir sandalyeyi de kapıya yaslamıştı. kapıyı kırmalarından mı korkmuştu?

"rahatsız etmesinler diye," üstünde ki gömleği çıkarıp yere bıraktığında sessizce göğüslerine bakmıştım. giydiği siyah sütyen ve kavrulmuş teni çok cezbedici duruyordu, dilimi dudaklarımda gezdirdiğimde yine kucağıma çıkmıştı. kasıklarıma oturarak yüzüne eğilmiş ellerimi tutarak başımın üstünde birleştirmişti.

"burada tek uke kişi varsa, oda sensin." üstünlüğünü belli edercesine davranıp ses tonunu kısık tuttuğunda ona yenileceğimi düşünmüştüm. belki de olabilirdi, hiç ilişkiye girmedim. bilemiyorum. kıkırdayarak gözlerimi kapadım ve ellerimi tutan ellerini tutup parmaklarımızı kenetledim. ardından gözlerimi açarak dudaklarına bakmaya başladım.

"ımmh.. annecik, beni kediciğin yap." diyerek masum bir yüz ifadesi takınmış bacaklarımı beline sarmıştım. yüzünü buruşturmuştu. bende sevmiyorum zaten böylesini. burnumun ucunu ısırdıktan sonra dudaklarıma eğildi.

"sadece ismimi haykır minatozaki, böyle saçmalıklara gerek yok." diyerek dudaklarıma kapanmıştı. ellerimi sıkarak yatağa bastırdığı sırada kalçasını oynatmaya başlamıştı. dudaklarımız uyum içinde hareket ediyor, jihyo'yu böylesine hissetmek hoşuna gidiyordu. öpüşmeyi derinleştirip dillerimiz dansa kalktığında ellerimi bırakarak birini göğsüme diğerini de yanağıma koymuştu. bende ellerimi beline koyarak kendime bastırıyordum.

sesli bir şekilde dudaklarımdan ayrıldığında gözlerimi açmıştım, ikimizde nefes nefese kalmıştık. gülümseyerek birbirimize bakarken yavaşça boynuma eğilmişti jihyo. saçlarımı tek bir omzumda toplayarak kendine yer açtığında iki eli de eşofmanımın altını çıkarmaya çalışıyordu.

boynumda ki dudaklar etimi esir aldığında kendime engel olamayarak küçük iniltiler bırakmıştım. eşofman altım bedenimden ayrıldığında yaptığım tek şey onun altında inlemekti. bacak aramda hissettiğim diziyle vajinama baskı yapmaya başlamıştı. bu daha çok inlememi sağlarken tahminimce jihyo iz bıraktığı yerlere sulu öpücükler bahşediyordu.

"j-jihyo!" elimi sırtına atarak küçük çizikler bırakırken dizini bastırmaya ve göğsüme geçen jihyo beni çıldırtıyordu. o aşağı kaydıkça sırtımda ki ellerim yatağa doğru düşüyordu. iç çamaşırlarımdan da kurtulan jihyo kafasını bacak arama soktuğunda yutkunmuştum.

"ismim dudaklarına çok yakışıyor.." kasığıma bıraktığı öpücükle bakışlarımı ondan çekerek gözlerimi kapadım. başımı yastığa bastırdığım sırada sesini duydum. "benim böylesine ıslanman.. tanrım.." parmaklarını hissettiğimde bende hatlar kopmuştu.

oval hareketlerle vajinamı okşarken daha içime girmemiş olmasına ve bana böylesine zevke nasıl getirdiğini düşünüyorudum, saniyelik. adıyla odayı süslerken jihyo iki parmağını içime yollamıştı. acıyla karışık zevk alıyordum. ancak jihyo parmaklarını hızlı hareket ettirdiğinden zevk daha ağır geliyordu.

"j-jihyo.. siktir evet!" belim bir yay gibi gerildiğinde jihyo karnımdan bastırmıştı. parmakları üzerine dilini hissettiğimde öleceğimi hissetmiştim. "o-rası.." dediğim yere bir kaç kere daha vuruş yaptığında bedenimi bir rahatlama gelmişti. duvarlarım parmaklarını zorluyor olmalıydı.

içimde hissettiğim boşlukla parmaklarını çektiğini anlarken gözlerimi açamayacak kadar yorgun hissediyorum. neden böyleydi? ilk seferim olduğu için miydi?

"ilkin olduğum için şanslı hissediyorum.." diyerek yanıma yattığında gözlerimi açarak ona baktım. dilimi dudaklarımda gezdirmiştim. onunda çıplak kalmasını sağladıktan sonra üstünde ki yerimi almış ve gülümsemiştim.

"sıra bende.."

KARDEŞ BEN SMUT YAZAMIYORUM, NEYSE İDARE EDİN İŞTE. ZATEN KURGU PLANIMDAN ÇIKTI. SİZİN İSTEDİĞİNİZE GÖRE GİDİYOR :)

belki de gitmiyor :3

eheheheheg :s



love, don't hate it. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin