10

610 37 49
                                    


01.12.2020


Finn

Melekler kimine göre kanatlı kimine göre kanatsız olurlardı. Kimi beyaz kimi sarı giyindiklerini düşünürdü ama bu durum küçük oğlan için farklıydı. Acılarının en taze, en kabuksuz zamanında tanışmıştı iki melekle. İkiside siyah giyinen ama bir o kadar içleri gökkuşağı olan meleklerle. Çok kısa zamanda sevmişti ya bu yüzden. Ama yaşadıkları evde türlü disiplin, türlü ceza ve uyulması gereken küçük ama önemli kurallar vardı.

Mesela jungkook jelibon yiyemezdi, yerdi ama sadece bir paket oda haftada bir çünkü zararlıydı babalarına göre. Eğer birinin işi varsa odasına girip rahatsız edilmezdi. Herkes kendi odasında yatardı. Bu kurallar misafir geldiğinde sıkılaşır, açık verilmezdi.

Merdivenlere giden genç çocuk içerde çizgi film izleyen bebeğine seslendi.

-kook benim işlerim var onları halledicem iki saat falan anca sürer birşey olursa ara tamam mı?

Oğlan oturduğu koltuktan onayladı.

-Tamam babacım!

Jimin güldü. Saatlerdir izlediği çizgi filimden sıkılan jungkook artık yerinde kırpırdandı. Ayakları bile uyuşmuştu. Önce gerildi arkaya doğru ardından uyuşmuş bacaklarını zor da olsa aşşağı indirdi. Çizgi film kanalında sürekli jelibon göstermelerinden dolayı canı acayip çekiyordu ama bu haftaki hakkını yemişti. Sessizce mırıldandı.

-Eğer sessiz olursam kimse anlamaz!

Kıkırdadı ardından. Kafasındaki düşünceler ile parmak ucunda mutfağa yürüdü. Sırada kolidır vardı orayı da aştı ve karşısındaydı mutfak kapıyı kontrol etti ilk önce babasının işi daha bitmemişti. Yani rahattı. Siyah dolabı araladı ve içinden orta boy jelibon paketini aldı. İlk burnuna götürdü çok canı çekiyordu. Sonra yavaşça ve temkinli şekilde odasına geçti. Paketi açtı önce sonra yatağına oturdu. Yavaş yavaş yemek istiyordu sonuçta pek bu fırsat eline geçmiyordu.

Paketin sonuna yaklaşmıştı nerdeyse içinde ya 6 yada 7 tane kalmıştı. O sırada kapı Çevik bir şekilde açıldı yanındaki aynının altına sakladı jelibonu ama Yoongi bir tuaflık olduğunu sezmişti ayrıca oda jelibon kokuyordu. Şüpheci gözlerle baktı

-bebeğim napıyorsun?

Elleri baksır üzerine giydiği uzun tişörtü buldu

-h-hiçbir şey sadece oturuyorum.

Gözlerini kaçırıyor üstündekini parçalarcasına sıkıyordu. Yoongi oğlanın yanına geldi ve kafasını öptü güzelce ardından elleri bay prufutella yı bulup kaldırdı hızlıca ve altında olan jelibon paketi yatağın üstüne saçıldı.

-jungkook... Sen jelibon mu yiyorsun? Jimin'in bundan haberi var mı?

Kızgınca sordu elleri kafasını buldu ve saçlarını çekti. Gözlükleri ile daha bir ciddi duruyordu. Oğlan gözlerini yere indirdi, omuzları küçük küçük sarsılıyordu.

-BEN...BEN İNANAMIYORUM SANA. YOK DİMİ HABERİ. ÇABUK BURAYI TOPLA . Yoksa Jimin canını okuyacak . HIZLı!

Bağrıyodu ve sesi çok kızgındı. Elleri yatağın üstündeki jelibonlara gitti ve yavaş yavaş topluyordu. Kolidordan Jimin seslendi.

lost-yoonminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin