-9-

211 39 35
                                    


Şunu farkettim ki ben geçmiş zamanı anlatır gibi yazıyorum o yüzden artık şimdiki zaman gibi yazıcam 

 Birazcık yorum yapsanız hiç fena olmaz sanki :) 

BTS- Blue&grey

-TAEHYUNG

Jungkook:
Taehyung
Sana çok ihtiyacım var
Lütfen gel
Evimdeyim

Jungkookdan gelen mesajla hemen cüzdanımı ve ceketimi alıp evden çıkmıştım. Bugün onu okulda hiç görmemiştim ve konuşmamıştık da. Belki de hasta olmuştur diye düşünüyordum. Ama Jungkookun en son ne zaman hasta olduğunu hatırlamıyordum bile. Bünyesi gerçekten güçlüydü kendine çok iyi bakıyordu.

Kısa süre sonra evi görüş açıma girdi. Adımlarımı hızlandırdım. Kapısının önüne geldiğimde zili çaldım ve beklemeye başladım. Ama kapıyı açmamıştı. Bir kez daha zile basmak için elimi uzatıyordum ki kapı açılmıştı.

Karşımda tamamen yıkılmış bir Jungkook duruyordu. Gözlerinden ağladığı çok belli oluyordu. Karmakarışık saçları, dağılmış suratı, kıpkırmızı gözleri ve kırışık okul kıyafetleriyle Jungkook karşımdaydı.

Bir süre kapıda birbirimize baktık. Sonra sağ gözünden bir gözyaşı düştü, ve bir anda bana sarıldı. Başını boyun girintime koydu ve içli içli ağlamaya başladı. Nefesleri boynuma değiyordu. Gözyaşları ceketimi ıslatıyordu. Bende ellerimi kaldırıp beline koydum. Bana daha sıkı sarıldı.

Boğazımı temizledim "Jungkook?" Diye seslendim. Ama o transa girmiş gibiydi.

"Lütfen" demişti sonra.

"Huh?" Şaşkınca söylendim.

"Lütfen. Biraz daha sarılayım sana."

"Hım. Tamam. Ama içeri geçelim. Dışarsı soğuk"

Sonra yavaşça ayrıldı benden. Yüzüme bakmadan içeri geçti ve bana kapıyı tuttu. İçeri geçtim ve ceketimi çıkarıp portmantoya astım. Oda mutfağa geçmişti.

Bende peşinden mutfağa geçtim. Sandalyelerden birini çekip oturdum.

"Kahve içer misin?" Diye sordu.

"Olur" diye cevapladım kısaca.

Kahveyi kahve makinesına koyup masada karşıma oturdu.

"İyi misin Kook?"

"Hım hım. İyiyim. "

"Yalan söylemeyi beceremiyorsun Jungkook. Bana anlatabilirsin. Bunu biliyorsun değil mi?"

Yüzüme bakmıyordu. Masanın üstünde birleştirdiği elleriyle oynuyordu. Ama yüzü asıktı. Birşeyler olmuştu. Bana anlatmıyordu ama kim olsa bir şeyler olduğunu anlayabilirdi.

"Anlat bana kookie" yüzünü kaldırıp gözlerime baktı.

"Anlatabileceğim bir şey değil bu."

Yerimden kalktım ve yanındaki sandalyeye oturdum. Nedenini bilmiyorum sadece yaptım.

yanına oturduğumda bana şaşkın gözlerle baktı. Yanımda ağlayan bi insan varken rahat edemiyordum.  Bu yüzden yaklaştım ve ellerimi beline sarıp onu kollarım arasına aldım. Ona sarıldığımda ağlayışı daha da şiddetlendi. Ne yapıcağımı bilemedim. 

Your Eyes Tell; TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin