nikâhımız varmış âden.

21 3 1
                                    

ne duydum biliyor musun güzelim? senin öldüğünün söylentisini. kafayı yemiş olmalı bu insanlar. lâkin ben inanmıyorum âden'im. eğer inanırsam gelme ihtimâlin yok olur. sensizlik nasıl bir ömür çekilir ki sevgilim? çekilmez âden, çekilmez. aslında bunu ilk defa duymadım hatta sürekli duyuyorum. bu sefer kimden duydum biliyor musun? annenden. yine sarı hortumunla çiçeklerini suluyordum. bahçeye annen girdi. bana uzun uzun baktı. gözleri doldu. ben ilk başta anlamadım ne olduğunu. geldi bana sıkıca sarıldı. ben de ona sarıldım. annemize. senin yerine de sarıldım âden. sonra konuşmaya başladı benimle. kendimi harap ettiğimi, artık senin olmadığını, öldüğünü, seni unutmam gerektiğini ve daha birçok şey. işte o an yıkıldım âden. annen senin gelmeyeceğini kabullenmiş. fakat sen ölemezsin âden. beni, bizi bırakıp gitmezsin. kendimde bir cesaret buldum ve annene 'nasıl öldüğünü' sordum. nikâhımız varmış âden. araba ile nikâh dairesine giderken kaza yapmışız. ikimizde ağır yaralı hastaneye kaldırılmışız. sen bir hafta sonra ölmüşsün, güyâ. ben de iki ay komada kalmışım. uyandığımda ise kaza gününe dair hiçbir şey hatırlamıyormuşum. peki sorarım sana âden'im, gerçekten öldün mü? tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm... benim civcivim öldü mü? ama sen ufacıktın. göğsüme yatırdığım zaman kayboluverirdin. küçücüktün. ölemezsin, benim miniğimsin sen. annen beni mezarına götürecekmiş gülüm. olmayan mezarına. gelinliğini kırmızıya boyadığını  biliyorum. bana şaka yaptığını biliyorum. lâkin bu... bu diğer şakaların gibi değil sevgilim. bak kırıldı kolum, tutmuyor elim. lütfen bitir artık şu şakayı.

 lütfen bitir artık şu şakayı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
beyaz mermer |kısa hikâye|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin