Bu bölümü çocukluğumun geçtiği Gelibolu sokaklarına ve Gelibolu arkadaşım Buse'ye ithaf ediyorum ♥
Iyi okumalar...
Kkaterinaa^^
Israrla çalan zil sesi alarm olmaktan çok uzaktı. Aşağıdan geliyordu ve "Din don... Din don..." sesini çıkarıyordu.
Bu sesten nefret ediyordum. Hemen yataktan kalktım ve pembe pijamalarımı bile önemsemeden aşağı indim. Babam arka bahçedeki sandalyede gazetesini okuyordu. Bahçenin kapısı kapalı olduğu için çalan kapıyı duymaması normaldi.
Kapının kolunu yavaşça indirdiğim anda biri kapıyı hızla itekledi ve sonuç...
Büyük bir gürültüyle yere düştüm. Kalçam da haliyle bu büyük düşüşten nasibini almıştı. Ufacık bir çığlık atmıştım.
Kapıdan bana şaşkınlıkla bakıp kahkaha atanları görünce ikinci kez çığlık attım.
"Buse!.. Yağmur!.."
Evet, beni yere düşüren Buse ve Yağmur'dan başkası değildi. Hemen yerden kalkıp iki kolumu birden açarak aynı anda hem Buse'ye hem de Yağmur'a sarılmıştım.
"İnanmıyorum sizi çok özledim! "
"Bizde seni çok özledik bitanem. "
"Az önceki düşüş için özür dilerim Çağla ya."
"Hiç önemli değil. "
"Popon acımadı inşallah. "
"Yok canım sadece kırıldı sandım o kadarcık. "
Çığlık çığlığa kapının önünde konuşurken Yağmur :
"Bizi içeri almayacak bu Buse. Ne yapsak? Dalsak mı? "
"Of çok pardon. Iceri girin pofidiklerim benim."
"Ay pofidik! Unutmamışsın!"
"Tabiki unutmadım."
Pofidik nam-ı diğer pofidik ayıcık. Biliyorum çok saçma ama birbirimize bu ismi takalı sanırım sekiz sene oldu. Bu açıklama da durumu kurtarmaya yetiyor. Çünkü kimse on yaşındaki bir çocuktan fazla bir şey beklemez.
Bavullarını odama çıkardıktan sonra Yağmur'un odamı kurcalama faslının bitmesini bekledik.
" Hadi babamın yanına gidelim. O da geldiğinize çok sevinecek " dememle ikisi de "Koray amca!" Diyerek sessizce çığlık attılar.
Babam çok sevilesi bir adamdır dememe gerek kalmadı sanırım.
Aşağı inip bahçenin kapısını açan Yağmur çığlık çığlığa konuştu.
"Koray amca! Bugünün şerefine mangal yapar mıyız? "
Babam gazetesini indirip bize doğru bakınca hafif şaşkınlıkla beraber gülümsedi.
"Oo Yağmur Hanımefendiler gelmişte biz bir mangal yapacakmışız çok mu?"
Diyerek sarıldı Yağmur'a. Ee Buse'de boş durur mu?
"Ben gideyim o zaman" diyerek atar yaptı. Babam tabiki kibar bir beyefendiliğinden ödün vermedi.
"Solistler en son ağırlanır Buse Hanım" ve Buse'ye de sarıldı.
"Solist demek! Peki ben neyim Koray amca?" Babamın bizimkilerle başı dertteydi.
"Sen hepimizin prensesisin Yağmur hanım"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK AŞK
Teen FictionAltın vuruş nedir bilir misiniz? Bir aradaki topları dağıtan ilk vuruştur altın vuruş. Bilardoda oyun o vuruşla başlar. İki cümlesinden biri emir kipiyle kurulan bir çift gri göz tanıdığımda altın vuruş benim için kaçınılmaz olmuştu. İsmi kadar tehd...